Dolar (USD)
34.14
Euro (EUR)
38.06
Gram Altın
2890.32
BIST 100
10058.73
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Eylül 2024

Sanatla dolu kütüphane

Geçtiğimiz hafta sonu, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde sanatla yoğrulmuş üç ilham verici sergiyi gezme şansım oldu. Ruhuma dokunan bu sergilerden sizlere bahsetmek istiyorum.

İlk durağım, Türkiye’nin fotoğraf sanatında öncü isimlerinden İzzet Keribar ve Mehmet Özçay’ın objektifinden çıkan “Ayasofya Fotoğrafları” sergisi oldu. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin her bir karesi, sanki ışıkla işlenmiş birer tablo gibiydi. Bu sergide, Ayasofya’nın kubbelerine yansıyan güneş ışığının büyüleyici oyunlarından, gölgelerle süslenmiş ince detaylara kadar tarihin derinliklerine yolculuk ettim. Fotoğraflar, yapının yeniden ibadete açılmasından sonra her biri ayrı bir hikâye anlatıyor gibiydi. Keribar ve Özçay, Ayasofya’nın ruhunu ve zamana meydan okuyan estetik dokusunu, ustaca yakalanmış açılardan bizlere sundular. Bu sergi, yalnızca fotoğraf sanatının değil, aynı zamanda kutsal bir mekânın derin manevi atmosferinin hissedildiği benzersiz bir deneyimdi.

Sergide sadece bir yapıyı değil, bir milletin inancını, geçmişini ve hafızasını da gördük. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın açılış konuşmasında belirttiği gibi, bu eşsiz seçki, bizlere Ayasofya’yı belki de hiç fark etmediğimiz açılardan görme fırsatı sundu. Özellikle Keribar’ın Ayasofya’ya duyduğu derin bağlılık, karelerinde net bir şekilde hissediliyor; her bir fotoğraf, adeta bir şükran ve hayranlık ifadesiydi. Mehmet Özçay’ın ise Ayasofya’yı ibadet eden bir gözle yansıtması, sergiye ayrı bir boyut kazandırıyordu. Sergi sonrası, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen İzzet Keribar’la sohbet etmek ve onun “Osmanlı Mimarisi ve Çini Sanatı/Miras” sergi kataloğunu imzalatmak benim için unutulmaz bir anı oldu.

Bir diğer sergi, “Matraki Bir Osmanlı Yıldızı” projesiydi. Matrakçı Nasuh’un Osmanlı seferlerinden ilham alarak hazırladığı bu sergide, 12 farklı sanatçının eserleri yer alıyordu. Her biri Osmanlı’nın ihtişamını, askeri zekâsını ve kültürel mirasını modern sanatın diliyle anlatmayı başarmıştı. Matrakçı Nasuh’un sanatsal zekâsı, bugünün sanatçılarına ilham kaynağı olmuş, her bir eser Osmanlı mirasını farklı bir perspektiften sunmuştu. Sergi, tarihin sanat aracılığıyla nasıl yeniden canlandırılabileceğini gözler önüne serdi. Turing Otomobil Kurumu’nca yayınlanan Matrakçı Nasuh’un “Tarih-i Sultan Bayezid” kitabı serginin değerini pekiştiren unsurlardan biri olarak kitaplığımda yerini buldu.

Geçtiğimiz hafta içinde özel olarak “Fatih Sultan Mehmet Sergisi” nde gezindim. Fatih’in şehzadelik günlerinden başlayıp, hayatındaki önemli dönüm noktalarını, çeşitli objelerle canlandırarak anlatan serginin kataloğu, birbirinden değerli ilim insanlarının Fatih Sultan Mehmet ile ilgili çalışmalarını, geleneksel sanatların zarif örnekleriyle bir araya getirmişti.

Unutmadan sergilerin küratörü Funda Akkuş, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Başkanı Ayhan Tuğlu ve emek veren çalışma ekibini takdir ile tebrik edelim. Her bir eserin derinliklerinde gizlenmiş estetik zarafet ve tarihî bilgelik, Ankara’nın sanatseverlerini büyüleyici bir deneyime davet edilen sergiler, yalnızca birer sanat olayı değil, aynı zamanda kültürel birikimimizin, kolektif hafızamızın ve geleceğe bırakılan önemli bir mirasın simgeleri olarak hafızalara kazındı.