Sanatı ve insanlığı birlikte yakmak
Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde
otuz beş insan, canlı canlı yakıldı. Yakılan insanlar arasında coğrafyamızın
aydınları, şairleri, edebiyatçıları vardı. Sivas-Madımak katliamı, edebiyata,
sanata, felsefeye, şiire karşı yapılmış bir vahşettir. İnsanlığa sunacağı
hiçbir edebi, sanatal, şiirsel, müziksel ve kültğrel ürün üretemeyen, şiddetin
en yüce erdem olduğuna inanan vahşet ve barbarlık zihniyeti, dünyanın gözü önünde insanlığa dair olan her
şeyi ve herkesi 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta yaktı.
Sivas’ta yakılarak öldürülenler
arasında Asım Bezirci (1927-2 Temmuz 1993) vardır. Asıl mesleği muhasebecilik olan
Bezirci, muhasebenin edebi ve düşünsel anlayışını nasıl geliştirdiğini çarpıcı
bir şekilde anlatmaktadır: “Nitekim yazar olarak birçok yararı dokundu bana.
Örneğin; ölçülü davranmayı, yanlışlıktan korkmayı, belgeye dayanmayı, aklını
kullanmayı, duyguculuğa kapılmamayı ve gerçekçi, düzenli, dengeli, tutarlı
olmayı muhasebe öğretti bana. Savunduğum ve uygulamaya uğraştığım nesnel,
bilimsel eleştiri anlayışımın güçlenmesine yardım etti. Az şey mi bu?”
Sivas’ta yakılan insanlar
arasında Nesimi Çimen (1931-2 Temmuz 1993) vardır. Nesimi, sevgiliye incelikli
ve duyarlı bir şekilde yalvarmaktadır: “Dinle Beni Nazlı Yârim/ Senden Başka Yârim
Mi Var/ Bütün Ömrüm Seninledir/ Senden Başka Zarım Mı Var/ Araya Giremez Edu/
Gönlüm Kabul Etmez Yâdı/ Şahit Olsun Allah Adı/ Senden Başka Yarim Mi Var/
Nesimi`yi Güldür Nolur/ O Yoluna Kurban Olur/ Dost Dostun Yolunda Ölür/ Sana
Vermez Serim Mi Var/”Sevgilinin sevgisini elde etmek için hayatını, kafasını ve kalbini ortaya koyan bir anlayışı
ifade eden Nesimi, insanlığa bir sevgi mesajı sunmaktadır.
Sivas’ta yakılarak öldürülen
Muhlis Akarsu (1948-2 Temmuz 1993), doğaya ve aşka dair muhteşem eserler ortaya
koymuştur. Sevgilinin takınmış olduğu tavrın belirsizliğinin dayanılmaz
ağırlığı altında ezilen Akarsu, sevgiliyi sevgiliye şikâyet etmektedir: “Ey Sevdiğim Sana Şikayetim Var/Ne Sevdiğin
Belli Ne Sevmediğin/Ben De Bir İnsanım Bir De Canım Var/Ne Sevdiğin Belli Ne
Sevmediğin/Hainsin Oy Zalimsin Oy Nedeyim Oy/Eski Günler Hayalimden
Gitmiyor/Dün Dediğin Bugünkünü Tutmuyor/Yiğidim Ya Sana Gücüm Yetmiyor/Ne
Sevdiğin Belli Ne Sevmediğin/Hainsin Oy Zalimsin Oy Nedeyim Oy/Akarsuyum Böyle
Miydi Ahtımız/Onun İçin Viran Oldu Tahtımız/Umudum Yok Gülmez Artık Bahtımız/Ne
Sevdiğin Belli Ne Sevmediğin/Hainsin Oy Zalimsin Oy Nedeyim Oy”
Coğrafyamızın en duygulu şairlerinden
biri olan Metin Altıok’da (1941-2 Temmuz 1993) Madımak’ta yakılarak
öldürülmüştür. Altıok, şiir ve insanın karşılıklı değişimini ve hareketini
şöyle anlatmaktadır: “'Şiir bilgisinin en önemli özelliği bu bilginin genel bir
bilgi olmamasıdır. Çünkü şiir devingen ve değişken, her seferinde tek ve özgün
olan çok özel bir varoluş biçimine sahiptir. Bu özellik başka şairlerin
şiirleri için olduğu kadar aynı şairin şiirleri için de geçerlidir. Şiirle her
karşılaşmamız bir öncekinden farklı, yeni bir karşılaşmadır.” Altıok, Sesinin Yumuşak Kavı isimli şiirinde
hayatın sürekli olarak sözün gücüyle üretilmesi gerektiği mesajını vermektedir:
“Konuş, durmadan konuş/Sesinin yumuşak kavı/Sevgiyle parlatsın Bütün anlamları.
İşte bak sözcükler, Bekliyorlar sıralarını/Konuş, durmadan konuş /Köpürtsün
aşkı ve hayatı/Dişlerinin ışıldayan beyazı,/Adım da bekliyor unutma, Benimle
birlikte/ Sesinle birlikte parlatılmayı”
Bağlama Devrimcisi Hasret
Gültekin’de (1971-2 Temmuz 1993) Sivas’ta yakılarak can verenler arasındadır.
Gültekin, hayata ve doğaya sıkı sıkıya sarılmak gerektiğini anlatmaktadır:
“Toprağı ve hayatı, sıkı tutmalı bileği./ Hele seni… Çürük toprağımın solmaz
çiçeği…”
Nesimi Çimen, Barış Güvercini isimli şiiriyle insanlık
ve barış felsefesi ortaya koymaktadır: “Dostluklar Kurulsun İnsanlar
Gülsün/Barış Güvercini Uçsun Dünya Da/Yok Olsun Kötülük Düşmanlık Ölsün/Barış
Güvercini Uçsun Dünya Da/Dostluklar Kurulsun İnsanlar Gülsün/Son Bulsun
Savaşlar Kimse Ölmesin/Dünya Cennet Olsun Yaşasın İnsan/Gelin Barışalım
Dökülmesin Kan/Son Bulsun Savaşlar Kesilsin Figan/Barış Güvercini Uçsun Dünya
Da/Dostluklar Kurulsun İnsanlar Gülsün/Son Bulsun Savaşlar Kimse
Ölmesin/İnsancıl İnsanlar Barıştan Yana/Ancak Zalim Olan Kıyar İnsana/Barış
Aşkı Yayılmalı Cihana/Barış Güvercini Uçsun Dünya Da/Dostluklar Kurulsun
İnsanlar Gülsün/Son Bulsun Savaşlar Kimse Ölmesin/Nesimi Der Ki Ey Füze
Yapanlar/Acımasız Zalim Cana Kıyanlar/Bırak Ey Yaşasın Bütün İnsanlar/Barış
Güvercini Uçsun Dünya Da/Dostluklar Kurulsun İnsanlar Gülsün/Son Bulsun
Savaşlar Kimse Ölmesin” Sivas’ta insanları yakan vahşet, dünyanın çölleşmesine ve
vahşileşmesine neden olmuştur. Vahşet ve barbarlığa karşı Sivas’ta yakılan
insanların edebiyatlarından,
şiirlerinden ve müziklerinden insani olgunlaşma için dersler çıkarmalı ve
ilhamlar almalıyız.