Sanatı anlamak
Kültür ve kimliklerinde sahici bir sanat tecrübesi
olmayanların ve zihniyet dünyalarında sanata yer olmayanların, sanatı anlaması,
anlamlandırması ve tecrübe etmesi mümkün değildir. Resmin, heykelin, mimarinin,
dansın, tiyatronun, şiirin, müzğin,
sinemanın ve televizyonun dünyasını
sanatsal bir anlayışla ve
tecrübeyle kavramamış kapalı,
kısır ve karartılmış zihin sahipleri, uyduruk, boğucu ve bağnaz
kalıpları, kaynakları ve kişileri sanat ve sanatçı diye
dayatmaya kalkarlar. Sanat adına
dayatılan hiçbir kişi veya eser, güzel adam ve güzel eser olma sıfatını hak
etmemektedir.
Sanat, hiçbir kuruma, kaynağa, ideolojiye, kişiye, doğmaya
ve otoriteye hizmet etmez. Sanat, bir doktrine veya doğmaya hizmet eden bir
köle değildir. Sanatı kendi hizmetinde köle olarak gören hiçbir anlayışın ve
dayatmanın olduğu yerde sanatın olması mümkün değildir. Sanatı anlamak, her
şeyden önce sanatın hiçbir şeye hizmet etmeyen özgür ve yaratıcı bir tecrübe olduğunu
anlamayı gerektirmektedir.
En orijinal sanatçı insandır. Sanat, her şeyiyle insanı bir
faaliyettir, tecrübedir ve anlayıştır. İnsanın dışında, üstünde ve ötesinde
sanatçı olarak nitelenebilecek hiçbir şey yoktur. Sanatın insani olduğu
gerçeği, hiçbir şekilde ihmal ve inkar edilmemelidir. Sanat, insani sanattır.
İnsani sıfatının dışında insandışılıkla ve insanüstücülükle kendini niteleyen
sanat, sanat değildir. Sanat, yeryüzünde insanın yaşama, yapma ve yenileme
faaliyetini anlatan özgür tecrübelerdir.
Hiçbir sanat eseri ve anlayışı, hayatın ve doğanın her
şeyini anlattığını ve kapsadığını iddia etmek gibi otoriter, totaliter ve
doğmatik bir iddiada bulunamaz. Hiçbir sanatçı, eserini bitirdiği günü en
mükemmel eserin tamamlandığı gün olarak ilan etmemiştir. Bütün sanat eserleri,
yeni sanat eserlerine ilham kaynağı olurlar. Bir sanat eserinin bittiği yerde,
yeni sanat eserlerinin yapımına başlanır. Sanat, hiçbir şekilde tamamlanmayan
ve bitmeyen bir tecrübedir.
İtaat, teslimiyet veya kölelik, sanat tecrübesinin temeli ve
amacı değildir. Sanatın temeli, özgürlük, isyan ve yeniliktir. İtaatin,
teslimiyetin ve konformizmin
kalıplarını ve kabullerini aşmak ve yeni bir durum oluşturmak için özgürce
resim, heykel, mimari edebiyat, şiir, müzik, tiyatro ve dans sanatları
yapılmaktadır.
Sanat, gerçek hayattan kopuk fantaziler dünyasına ait
değildir. Sanatın merkezi, insani ve doğal gerçekliktir. Sanat sürekli olarak
insani ve doğal gerçekliği anlamanın, aramanın ve anlatmanın peşindedir.
Sanat, bireyseldir. Birey olmadan sanat olmaz. Özgür, akıllı
ve onur sahibi kadın ve erkek bireyler sanat yapabilirler. Özgür kadın ve erkek bireyler, insanı ve
doğayı bireysel olarak ifade ettikleri gibi,
doğayı ve insanı kendi özgün ideallerine, arzularına, fikirlerine, tutkularına
ve duygularına göre bireysel olarak
açıklayabilirler. Özgür kadın ve erkek bireyleri bağlayan ve bağımlı kılan
hiçbir hayali yalana, yanılgıya ve yanılsamaya göre sanat yapılamaz. Bireyi
inkar eden bütün yaklaşımlar, sanatı inkar etmektedirler. Birey, istediği
şekilde sanat eserinin formunu ve
muhtevasını oluşturabilir. Birey, insani ve doğanın somut gerçekliğine kendi
ruhunu, içselliğini ve derinliğini katar. Hiçbir doktrin, sanat eserinin
formunun ve muhtevasının oluşumunda ölçü değildir. Birey, sanat faaliyetinde
istediği sembolleri istediği gibi kullanma ve oluşturma özgürlüğüne sahiptir.
Sanatçının beynini, aklını, zihnini ve duygularını bağlayıcı hiçbir şey yoktur.
Sanat, hem süreçtir, hem yapıttır. Her sanat yapıtı, yeni
sanat süreçlerini beslediği gibi, her sanatsal süreçte yeni sanat yapıtlarının
ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Sanat, modern bir olgudur. Yaratıcı, özgür, bireysel nitelikte dünyaya ve doğaya dair modern bir sanat
anlayışı olmadan modernlikten soyutlanmış, taklitçi, insani olmadığını
vehmeden, hakikati ve güzelliği kendi tekeline alan, sanatı bir köle olarak
gören anlayışların sanatla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.