Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Sanat, yeni insan, yeni hayat

Sanat, hayata dair her şeyi özgün bir biçimde ve muhtevada yeniden kurgulama çabasıdır. Sanatın hayatı ve tabiatı süreklilik içinde yeniden kurgulaması, insan üzerinde derin etkiler bırakır. İnsan, sanat eserlerine baktığında hep yeniyi, kendisini sarsacak bir şeyler arar. Picasso’nu Guernica tablosu hepimizi sarsmaya devam ediyor. Mozart ve Beethoven’in besteleri hayranlıkla dinleniyor. Van Googh’un tablolarına her seferinde hayranlıkla bakmaya devam ediyoruz. Shakespeare’in Sone’leri, Hayyam’ın Dörtlükleri hâla ruh dünyamıza ilham olmaya devam ediyor.

Sanat, edebiyat ve müzik, sınırlar içinde yürütülen faaliyetler değildirler. Sanatın hapishaneleri yoktur. Sanatın sınırları yoktur. Sanat, bütün yapıları yeniden kurgulayarak, inşa ederek kendisini sınırlara mahkum etmez. Sanat, sınırları yıkarak insanın kendisini genişletmesi, ferahlatması ve özgürleştirmesi faaliyetidir. Sanat, sürekli olarak yeni olanı amaçlar. Yeni düşünceler, yeni duygular, yeni fikirler, yeni ilişkiler, yeni davranışlar, hep sanatın hayatımıza katmak istediği değerlerdir. Sanat, donuk bir sektör, siyaset veya statüko değildir. Sanat, yeni hayattır, yeni insandır.

Sanat, insan ve toplum hayatındaki olumsuzlukları ve olumlulukları, korkunç ve karanlık gerçekleri dile getiren bir imajinasyonla önümüze koyar. Sanatın, insanın ve toplumun karanlık tarafını yansıtıcı bir şekilde ortaya koyması, çoğu zaman rahatsızlık oluşturur. Albert Camus, “Dünya aydınlık olsaydı, sanat olmazdı” der. Sanat, dünyanın ve insanların ilkel, yıkıcı, kirli, karanlık ve hatta kanlı taraflarını ortaya koymak için vardır. Sanat, rahatsız edicidir. Sanat eserleri, değişmez kabullerimizi değiştirtebilir, sarsılmaz denilen ilişkilerimizi sarsabilir. Sanat, bizi rahatsız ettiğinde sanat eserini suçlamak gibi bir yanlışa düşmemeliyiz. Sanat eserinin amacı, bizim kendimize dönüşümüzü sağlayarak kendimizle sahici anlamda bir yüzleşmeyi, hesaplaşmayı ve olgunlaşmayı gerçekleştirmeyi sağlamaktır. Sanat sayesinde çocuksuluktan kurtulabiliriz. Çocuksu nitelikteki duygularımızı, düşüncelerimizi, inançlarımızı ve ilişkilerimizi sanat sayesinde yeniden ele alabilir, akıl, düş ve düşünce açısından olgun bir birey haline gelebiliriz.

Bir sanat eseri, hayatı yorumlar ve eleştirir. Hayatın felsefi, metafizik, mitolojik, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve tarihsel başta olmak üzere bütün boyutları üzerinde özgürce ve eleştirel olarak düşünceler ve yorumlar ortaya konabilir. Eleştiri olmadan hayatın, tabiatın ve insanın yorumlanması ve açıklanması mümkün değildir. Sanat, hayatı sadece yüzeysel olarak açıklamaz. Sanat, kişinin içinde bulunduğu ruh dünyası ışığında hayatın yorumlanması, açıklanması ve eleştirilmesidir. Sanat, beş duyu organlarının ötesinde ruhun hayatı yakalaması ve aşmasıdır. Hayatı yakalayan ruh ışığında sanat, hayata, tabiata ve insana yoğunlaşır, eleştirir ve aydınlatır. Sanat sayesinde insana ve tabiata dair hiçbir şey karanlıkta kalmaz. Sanat, karanlıkları aydınlığa çıkarır.

Sanat, geçmişi kutsama veya statükoyu meşrulaştırma aracı değildir. Sanat, insanı geleceğe yöneltir ve ona geleceğe yönelmesini sağlayan ufuklar açar. Sanat eserleri, cansız heykeller, resimler veya kitaplar demek değildir. Sanat, canlı olan insanla ilgilidir. Sanat, yaşayan insanlara sürekli olarak her konuda mesajlar verir. Sanat, insanın kendini geliştirmesi ve olgunlaştırması için kişinin hayatı farklı gözlerle idrak etmesini sağlayan önemli bir tecrübedir. Hayatın akıl, adalet, özgürlük ve barış değerleri çerçevesi içerisinde ilerlemesini sağlamaya çalışan sanat, kişinin kendisinin ve toplumun karanlık tarafıyla yüzleşerek kendisini gerçekleştirmesinin ve olgunlaştırmasını sağlamak için vardır.

Sanat, hayatta olup bitenleri olduğu gibi aktarmaz. Sanat, hayatta olup bitenleri olduğundan farklı bir şekilde kurgulayarak hayata farklı bakmamızı sağlar. Sanatın hayatta olup bitenleri yeniden inşa etmesi, aslında yeni bir gerçekliğin, yani bir hayatın mümkün olduğunu bize fark ettirmek içindir. Sanat, yaşamın bile sınırlarına hapsedilemeyecek bir faaliyettir. Sanat, hayatın sınırlarını aşarak yeni hayatlar yaşama arayışıdır. Yaşadıklarımızı, inandıklarımızı, düşündüklerimizi ve ilişkilerimizi basit ve yüzeysel bir şekilde anlatan eserler, sahici anlamda sanat olarak nitelenmeyi hak etmemektedir. Sanatın bizi sarsması, yeni hayatlara kanatlandırması için onun hayatı ve statükoyu aşması gerekmektedir.