Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3010.30
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Temmuz 2023

Sanat ve cehalet

Doğruyu, iyiyi ve güzeli akletme, arama, anlama, hissetme ve yaşama arzusunda ve tutkusunda olan bireyler, sanat, felsefe, bilim, müzik, edebiyat, resim, eleştirel düşünce alanlarında sürekli olarak kendilerini geliştirmeye, olgunlaştırmaya ve değiştirmeye çalışırlar. Cehalet, iyinin, doğrunun ve güzelin akledilmesine, anlaşılmasına, anlamlandırılmasına ve arayışına karşıdır. Cehalet, iyiye, doğruya ve güzele zaten sahip olduğuna, iyinin, doğrunun ve güzelin kendi tekelinde olduğu şeklinde bir yanılsamaya sahip olduğundan dolayı, medeniyetin ürettiği bütün bilim, sanat, felsefe ve edebiyat aktivitelerine karşıdır. Cehaletin ortadan kaldırmak istediği şey, sanatıyla, felsefesiyle ve bilimiyle bütün medeniyet ve insanlıktır. Cehaletin olduğu yerde medeniyetin gelişmesi, bilimin, sanatın ve felsefenin yapılması mümkün değildir.

Cehalet, sürekli olarak faal olan bir durumdur. Cehalet, bir yerde billimin, sanatın, edebiyatın, felsefenin yapılmaması için sürekli faaldir ve faaliyet halindedir. Cehalet, kasıtlı bir planın tasarlanmış aktif bir unsurudur.Faal olan cehalet, sanatı ahlaksızlıkla suçlayarak onun etkisizleştirilmesini ve kökünde kurutulmasını hedefler. Hiçbir cehalet faaliyeti tesadüf değildir. Cehaletin nihai amacı, sanatı küstürüp onu yok olmaya zorlamaktır. Sanat, çok nazlı ve kırılgan bir çiçek gibidir. Sanat kendisine değer verilmeyen yeri terk eder ve bir daha da oraya uğramaz. Cehaletin kabalığına ve barbarlığına, hiçbir sanat ürünü ve faaliyeti dayanamaz. Cehaletin ürünü olan zihniyetlerin olduğu yerde sanat adına hiçbir şey yoktur. Cehalet, hayatı çölleştirirken sanat ise hayatı renklendirmekte, çeşitlendirmekte ve yeniden yaratmaktadır.

Cehalet, görmemeyi, bilmemeyi, duymamayı, anlamamayı, düşlememeyi, düşünmemeyi ve aramamayı kapsamaktadır. Sanat, cehaletin zıddına olan her şeyi yaptırmak ister. Sanat göstermek ister. Sanatçı, yaptığı eseri insanların görmesini ister. Sanat, insanlara hayatı ve doğayı bütün durumlarıyla göstermek ister. Sanat, insanların görmelerini, düşünmelerini, duymalarını, düşlemelerini, anlamalarını ister. Cehaletin ise insanlara gösterceği bir şey yoktur. Cehalet, insanların olmayan şeylere, yanılgılara, yanılsamalara ve yalanlara mutlak doğru olarak inanmalarını ister. Cehalet, insanlardan, olmayan bir şeyi onu görüyormuşçasına ona bağımlı olmalarını ve itaat etmelerini ister. Cehalet, sanat ürünlerini insanların görmesini istemediğinden dolayı onları karartır.Sanat, aydınlatır. Cehalet, karartır.

Cehalet, akla, düşünceye, eleştiriye ve araştırmaya dayanmaz. Bütün cehalet mühendislikleri ve kurguları, bilinmez ve görünmez olarak varolduğu iddia edilen güçlere dayanır. Cehalet, aslında illüzyondur. Cehaletin dayandığı görünmez ve bilinmez güçlerin hiçbir gerçekliği yoktur. Cehaleti toptan inkar etme gerekliliği olduğu gibi, onun dayandığını iddia ettiği görünmez ve bilinmez güçleri de inkar etmek lazımdır. Sanat, hiçbir şekilde insanı görünmez ve bilinmez güçlere inanmaya çağırmaz. Sanat, hayata ve doğaya dair varolan her şeyi, bütün renkliliği ve çeşitliliği içinde yeniden kurgulayarak önümüze koymaya çalışır.

Cehalet, ortada temel sorunlar olduğu gerçeğini inkar eder. Cehaletin amacı, insanların temel sorunların varlığından habersiz olarak veya sorunları görmeyerek yaşamalarını sağlamaktır. Sanat, insanda ve doğada varolan temel sorunlardan insanları haberdar eder. Bir sanat eserini gören birey, toplumda yaşanan yoksulluktan, sığlıktan, sefaletten, çürümeden, yapaylıktan, iktidar uğruna yapılan barbarlıklardan, kaostan, ve anormalliklerden haberdar olabilir. Cehalet, erdem değil, rezlliktir, Cehalet, saadet değil, dalalettir. Cehalet, gaflete ve dalalete düşürür. Sanat, saadettir. Sanat, fark ettirir.

Cehalet, insanı insanlıktan çıkartarak hayvan yerine koymaktadır. Cehaletin insansızlaştırdığı insanlar, sürüye ait bir hayvan düzeyine indirgenerek, onların düşünmemeleri, hissetmemeleri, görmemeleri, duymamaları ve konuşmamaları sağlanır. Cehalet, duygusal, duyusal ve bilişsel açılardan insanları tam olarak çökertmenin ve insanlara çökmenin zihniyetidir. Sanat, insanın insanlık konumunu korumak ve geliştirmek için yapılan bir insani faaliyettir. Sanat, insanın, duygusal, duyusal ve rasyonel bütün kapasitesinin tam olarak faal halde olmasını, diri olmasını ve hiçbir şekilde insanın çökmemesini sağlamak için vardır. İnsanın çökmemesi ve insanın insana çökmemesi için sahici ve derin bir sanat tecrübesi, insan için hava ve su kadar gereklidir.Cehalete karşı sanata duyulan ihtiyaç, varoluşsal bir zorunlukluktur.