Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Ağustos 2014

Sanat, Allah'ın bir Emaneti

Ali Şeriati, sanatla ilgili bir yazısında "sanat Allah'ın insana verdiği bir emanettir." diyor. Peki bu bu emaneti hakkıyla kullanıyor muyuz? Bu soruya cevap aramadan önce sanatın insanoğlundaki üç unsur üzerinde vuku bulduğunu söyleyelim. Bunlar akıl, idrak ve düşüncedir. Biz, akıl ile bilgiyi alır, onu idrak eder ve tefekkür ederiz. Dışdünyadan aldığımız bilgiyi tefekkür yoluyla yeni bir üretime sokarız. İşte bu, sanat dediğimiz olaylarımeydana getirir.

Sanat, kimilerinin aksine gerçeklikten uzaklaştıkça güzelleşme, muteber olma ve tekamül alanına giriyor. Bunun nedeni gerçekliğin fakir oluşudur. Bu gerçekliği idrak ve tefekkür noktasında sorun yaşanıyor. Yani akıl ve düşünce, bu dünyada fakir vatandaşrolünden çıkamıyor. İşte sanat, fakir ve garipliğiyle övünen ve bu diyarın hakimi olma iddiasında olan aklın otoritesine isyan etmekle yükümlüdür. Evet İsyan ya da isyan ahlakı... Nurettin Topçu belki de bu ahlakın peşindeydi. Bu yüzden sanat, bir şiir olsun, bir resim olsun, bir heykel, bir seda olsun ya da bir renk cümbüşüolsun aklın yargısına teslim olmama eğilimindedir. Boynuna mantığın yularınıgeçirmek isteyenlere isyan ederek esaret zincirlerini kırar.

Buna örnek mi arıyorsunuz? Bu örneği de Ali Şeriati'den alalım. Onun Sanat adlıkitabında verdiği örnek ilginçtir." Gılgameş'in Sümer Gök kubbesinin altındaki acılarından kaynaklanan delice haykırışları, Buda'nınKarma'dan kurtularak Nirvana'ya ulaşmak için kendine işkence veren çabaları, Hz. Ali'nin Medine hurmalıklarında sessiz gecelerde döktüğügözyaşları; Sartre ve Camus'un dünyanın anlamsızlığından ve aptallığından dolayıisyan edip karamsarlığa düşmesi bütün bu sanat isyanının belirtileridir." diyordu büyük düşünürümüz.

Bu yüzden sanatçıherhangi bir zümrenin ya da kimsenin emir kulu değildir. Sanatçı, bir devrin, bir dönemin, bir çağın şuuru olmak zorundadır. Bütün hakikatleri yoklamalı, bütün yalanların maskesini yırtmalıve bu maskeyi kalabalığa doğru göstermeli her düşünceden ziyade hür düşünceye saygıgöstermeli, tarafsız olmalı, vuzuhu fethe çalışmalıdır. Bunun için sanatçı, sanatınızirveye çıkarmalı. Onun gölgesinde de kalmamalı. Dürüst olmalı, çok okumalıve okuduklarınıtefekkür ederek ortaya çıkardığıhakikatleri gerçek olan hakikat ile eşleştirmeli.

Her sanatçıbir peygamber olmasa da her peygamber bir sanatçıdır. Çünkü onlar ilahi öğretiyi bir sanat yöntemiyle beşeriyete ulaştırır, tebliğeder. Nitekim iki cihan övüncümüz Hz. Muhammed (s.a.s) Alimler, benim varislerimdir derken sanatıidrak eden, icra eden, bu sanatıhakikat ışığının imbiğinden süzen sanatçılardan bahsetmiştir. Ki onlar da hakikati yaşatmak için gerçeklerden kaçmış, kimi zaman mağaralara sığınmamışlar mıydı? Ulu önderleri Hz. Muhammed gibi.

Sanatıve sanatçıyıbir son söz ile noktalandıralım. Yine peygamber motifiyle. Hani Hz. İbrahim, mağaradayken ilk olarak ayıgördüğünde bu rabbimdir, demişti. Yıldızlarıgörünce "yok bu rabbim, sonra sabah olduğunda güneşi gördü, hayır,hayır olamaz. Bütün bunlarıyoktan var eden bir yüce kudret var. İşte bu rabbimdir tefekkürüne ulaşmıştı. Bu büyük peygamber, tefekkürü saysesinde hakikate ulaşmıştır. Çünkü O, Allah'ıaramışve bulmuştur.

Allah'ın bir emaneti olan sanat ve bunu icra eden sanatçıda akıl dalgalarınıtefekkür sahiline ulaştırıp. İsyan ahlakıyla donanımınıgerçekleştirmeli ve idrak güneşine çıplak gözle bakmamalı.