Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Nisan 2024

Sanal misilleme

İran ile İsrail arasında yaklaşık 70 yıldır oynanan düşman kardeşçilik oyunları arasında BMGK Filistin’in devlet olarak tanınmasını bir kez daha tanımadı. BMGK’nın 15 üyesinden 12’si Filistin’i devlet olarak tanıyacaklarını belirtirken iki üye çekimser oy kullandı. ABD ise tasarıya hayır oyu kullandı. Filistin’in tanınması için BMGK’de en az 9 üyenin evet oyu kullanması ve daimi üyelerden hiçbirisinin hayır oyu kullanmaması gerekiyordu. Beş daimi üyeden biri olan ABD hayır oyu kullandığı için Filistin devlet olarak tanınmadı.

ABD, Filistin’in yönetiminin devlet olmaya hazır olmadığı, Gazze’de yönetimin hala Hamas’ta olduğu ve en önemlisi de Filistin’in İsrail tarafından kabul edilmediği sürece devlet olarak tanımayacaklarını açık açık söylüyor. Pekiyi, İsrail Filistin’i devlet olarak tanımak istiyor mu. El cevap, Asla… Netanyahu, Biden’in ordusu olmayan bir Filistin devletini bile kabul etmediğini açıkladığına göre bundan sonraki aşama ABD’nin ve savunduğunu iddia ettiği, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, insanın yaşama hakkı gibi bütün değerlerin sorgulanması, ABD’nin İsrail’in soykırımlarına silah ve mühimmat sağlayan, soykırım zemini hazırlayan haydut devlet olarak tanınması. Yani Filistin’de mazlumların canı kasaplarına emanet.

BMGK’da Filistin kararı oylanırken, ABD’nin etkili yetkisiz isimleri tarafından, İsrail’in İran’a misilleme yaptığı haberleri yayıldı. İran’da üç havaalanı trafiğe kapatıldı. Saatlerce insanlar 3. Dünya savaşı mı çıkacak diye düşünürken sabah ola hayır ola diyenler hakikat diye dünyaya yutturulmak istenin şeyin sanal bir gerçeklik olduğu, hakikatte ise var olmadığını gördüler. Anlayacağınız İsrail’in İran’a misillemesi de tıpkı İran’ın İsrail’e yaptığı gibi kontrollü bir misilleme. Menzili belli üç tane dronun gürültüsü bütün dünyayı kapladı. ABD’nin, Filistinlilerin hakkını yılardır İsrail’e gasp ettirdiği gibi soykırıma ve mezalime devam anlamına gelecek BMGK vetosu dünya kamuoyunun gözlerinden kaçırılmış oldu. Biden amca zaten G7 liderlerine de İsrail’in katliamlarına dünyaya çaktırmadan nasıl ortak olabileceklerinin şifrelerini de vermişti bir gün öncesinden.

İran ile İsrail arasındaki kayıkçı kavgasında dayak yiyen Filistin olurken, bizim cenahta (Osmanlı bakiyesi) neler oluyor dersiniz. Bir defa ekonomimizi kurtaracak kahraman! Hem Amerikalı, hem İngiliz, hem Türk vatandaşı hem de malum teröristan yapılanmasıyla etnik bağları olan bay Şimşek Dünya Bankası ve İMF heyetleriyle önemli toplantılar yapıyor. Kopartılacak üç beş kuruş için dezavantajlı grupların (LGBT dahil) korunması şartının bile dayatılmasını görmezden gelebiliyor.

İsrail-İran tiyatrosunun son perdesi sahneye sürülmeden birkaç saat önce ise AB liderleri açık açık Türkiye’nin Akdeniz ve Kıbrıs tezlerinden vazgeçmesi halinde tam üyelik asla olmaz ama, AB’nin stratejik menfaatlerini korunması adına stratejik işbirliğinden söz ediyorlar. Dışişleri Bakanlığının Yani göçmenler dahil, birçok konuda Türkiye’ye ev ödevi veriyorlar. AB’nin ödevi yetmiyormuş gibi 13 Mayıs’ta Türkiye’ye gelecek Miçotakis’in Adalar Denizi’nde Deniz Parkı projesini ilan etmesi bizler içerde belediyeleri kim aldı tartışması yaparken sözde dostlarımızın maksimal arzu ve isteklerinin sonunun gelmeyeceğinin bir göstergesi. Peki bunlar haklarımızdan vazgeçme karşılığında Türkiye’ye ev ödevi verecek cesareti nereden alıyorlar derseniz Tabikii 31 Mart seçim sonuçlarından.

Yerel seçimler sonrası kaportayı (ses telleri, göz) düzelttirdiğini sanan Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme talebinin arkasında da, AB ve ABD’nin Türkiye’den istediklerinin içerde seslendirilmesinden başka bir şey yok. Bugüne kadar Türkiye’nin batıya yelken açarak kurtulabileceğini savunan Özgür Efendi’nin bu tür görüşmeler çift taraflı işine yarıyor. Birincisi görüşme sonrasında ben de Türkiye’nin yönetiminin ortağıyım, yönetimde benimde payım olmalı, demokrasi azınlıkların da hatta ana muhalefetin de isteklerinin yapılması rejimidir mesajını verirken, diğer taraftan da İsrail, AB ve ABD’nin dayatmalarını yönetime ileterek dış desteğini de sağlamlaştırmış olacak. Özel’in sanal gerçekliği de tıpkı İran-İsrail misillemesi gibi. Hakikat ise bir taraftan İsrail, AB ve ABD taleplerini savunurken toplumun karşısına ise, Tayyip Erdoğan, İsrail’e haddini bildiremedi, Kıbrıs’ta çözümü beceremedi, Doğu Akdeniz’de haklarımızı savunamadı gibi efendilerinin engelledikleri konuları iktidarın beceriksizliği imiş gibi lanse ederek oy devşirmeye siyasal zemini daha da kayganlaştırmaya çalışacak.

Bütün bu atmosferde, Erdoğan’ın Irak ve ABD ziyaretleri, Alman Şansölyesinin Türkiye ziyareti, Miçotakis’in ziyareti, hatta hatta Putin ile buluşma. Dünya kamuoyu sanal gerçeklikle uğraşırken atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Sanal ile saha hakikatleri yani algı ile olgu arasında yüz seksen derece zıtlık var. Türkiye 2028’e kadar 4 yılı etrafında oluşturulan sorunları içerde birlik ve beraberlik oluşturarak çözecek güçlü bir irade gösterecek veya DEM’li CHP’nin başı çektiği çözümsüzlüğü çözüm olarak gören, AB-ABD ve İsrail’in menfaatlerini önceleyen bir politika ile egemenliğini tartışılır hale getirecek. Vesselam…..