Dolar (USD)
32.44
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2439.73
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Şubat 2022

Samimiyet duadır

Samimiyet duadır ve öyle bir duadır ki; niyet ettiğiniz şey için dua etmeyi unutmuş olsanız bile yirmi dört saat haliniz ve samimiyetiniz maksadınız için size dua eder. Ağaç acizdir, eli ayağı yoktur ama lisanı hali, yüklenen programı meyve vermek ister, o samimiyet Allah’ın inayetiyle odunun içinde ki çarkları çalıştırır ve sivri uçlara meyveler takılır. Üstelik meyveler takılmadan önce, çiçekler kokusuyla, rengiyle reklamını yaparlar... Samimiyetle süt vermek için hayvanın yediği ot ve diken süte dönüşür, o samimiyetin neticesi safi lezzete dönüşür.

Bütün kâinat böyle bir samimiyet üzerine kurulmuşken ve o samimiyet muhteşem âlemin çarklarını ahenk ile işlettirirken, kâinatın meyvesi olan insanın, kâinat ağacına muhalif olarak samimiyetsiz sergilediği her tavrı, beklenen neticeyi verdirmez, çürütür; başlar üstündeyken, ayaklar altına düşürtür. Samimiyetsiz sevgi inandırıcı olmaz, duruş güven verici olmaz, dava adamlığı hep şüphe verici olur. Aile hayatında, iş ortamında, siyasette ve Allah için yapılan hizmetlerde samimiyet olmadığı vakit gövdeye kurt düşmüş demektir. İster diplomalı, ister alaylı, ister âlim istersen avam olsun, o kurt yer bitirir. İşte günümüzde samimiyet iflasının ortaya koyduğu insan manzaraları bizleri derinden derine düşüncelere sevk etmektedir. Adam başbakan olmuştur, bakan olmuştur, milletvekili olmuştur ama samimiyetsizlik öyle savurmuştur ki; muhaliflerinin cephesine gönüllü er ve zamkla çivilenmişçesine bir kişiliğe dönüşmüştür, düne kadar savunduğu şeylerden ise eser kalmamıştır. Başka bir adam kürsülerde samimiyetsizce anlattığı şeylerin zıddına inkılâp eder ve o anlattığı değerlerin düşmanlarına hizmetkâr olur ve yetmez! Birde bir bahane ile gider kucaklarına oturur, alemi İslam’ı karıştırmaya devam eder… İşte bunun için odun samimiyetiyle Allah’a kul olur, meyve verir; samimiyeti olmayan gider Amerika’ya kul olur. Yine başka birileri sırf tahrip etmek için, nifak çıkarmak için gelir bizdenmiş gibi yıllarca kendi ihanetine emek verir, münafıkların ve hainlerin muhabbetini kazanır ama şuurlu bir Müslüman’ın tam olarak muhabbetini elde edemez, sonunda Allah yoluna ihanetin ağırlığını boynuna dolayıp, savrulup gider…

Evet, yenileyecek olursak; samimiyet kuvvetli bir duadır ve mutlaka netice verir. Muhabbetini, samimiyetini hak yolunda olanların dışındakilere feda edenler, eninde sonunda asıl sevdiklerine ve emellerine doğru akıp gidiyorlar gerçek niyetleri tam olarak ortaya çıkmadan… Yazık ki onların hainlikleri ortaya çıkana kadar tahribat büyük oluyor… İslam’a hizmet edenlerin şunu da göz ardı etmemesi lazım; münafıkların, nifak peşinde olanların ve İslam düşmanlarının davalarında ki samimiyeti onlara da netice veriyor. En az onlar kadar, hak yolu yolcuları, İslam’a ve vatana hizmet eden dava erlerinin samimi olmaları gerekiyor ki zafer elde edilebilsin... Samimiyet kimlerin elinde olursa olsun, emellerine mutlaka kavuşurlar, ister mümin olsun, ister hain olsun. Gönül ister ki; sadece ehli imanın elinde olsun.

Rehberimiz Peygamberimiz; Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem, cehalet ve küfür karanlıklarında yaşayanları Kur’an güneşiyle buluşturdu ve maddi ve manevi aydınlattı, imana gelmelerine, karanlıklardan kurtulmalarına vesile oldu. Bir asırdır, İslam düşmanları ve zındıka komiteleri ise Müslümanları iman nurundan dalalet ve ihanet karanlıklarına itmeye çalışıyor. İşte bundandır ki; bu asırda imanını ve ihlâsını muhafaza edenler, samimiyeti elden bırakmayanlar başta Hz. Peygamberimiz olmak üzere Selef-i Salihinin, Allah dostlarının alkışlarını almaktadırlar. Bu asrın dehşeti ve hainlikleri Müslümanları öyle hırpaladı ki geçmiş asırlardaki Allah dostlarının bile ruhlarını incitmiştir. Kemalizm’in ve İslam düşmanlarının bütün oyunlarına rağmen bu asırda imanı muhafaza etmek, Allah’ın emirlerinden taviz vermemek büyük bir meseledir. İmanı muhafaza etmeyi birde samimiyet ve sadakatle taçlandırmak bizleri her türlü tuzaklardan muhafaza edecektir...

Allah yolunda mücadele edenlerin samimiyeti, samimi Müslümanların muhabbetini de celbediyor. Hatta Allah için kıskanmaya da vesile oluyor. İşte buna bir misal: Ankara’dan kahraman Nur Talebesi kayınbiraderim Zübeyir Cengiz’le telefonda konuşuyoruz... Bu yazıyı yazmama vesile olan şu harika şeyi anlattı: Mehmet Feyzi ağabeyi Üstadın vefatından sonra Üstadımızı rüyasında görüyor. Diyor ki; Üstat rüyama geldi. Ayaktayım, gelip bana arkadan sarıldı ve dedi ki: “Senin gibi bir talebem olduğu için Selef-i Salihin büyükleri beni kıskanıyorlar…” Bu rüya bile Mehmet Feyzi Ağabeyimizin samimiyetine bir karinedir. Risale-i Nur talebeleri muhterem ağabeylerimiz, samimiyetle Kur’an ve imana hizmet etmişlerdir ve o samimiyetleri onların alkış alan meyveleri olmuştur. Ağabeylerimiz bu dünyadan ebedi âlemlere kanat açarken, arkada bıraktıkları samimiyet ve sadakatleri bizlere miras olarak fazlasıyla yetecektir. Ehli Sünnet Yolunda Allah için hizmet eden tüm dava erlerinden Allah ebediyen razı olsun ve onların samimiyetiyle yüreklerimizi ve niyetlerimizi cilalasın… Zübeyir kardeşimi de lise yıllarından bu güne samimiyetle devam ettirdiği iman ve Kur’an hizmetinden dolayı tebrik ediyorum, Mevla’m daim etsin…