Sallandık…
İzmir’de yaşadığımız 6.6 büyüklüğündeki depremden yaklaşık
45 dakika önce Lem’alar Risalesinden günlük dersimi okumuştum. Okuduğum yerde
şu kısımda vardı: “Ehl-i dalâletin
şerrinden kâinatın kızdıklarını ve anâsır-ı külliyenin hiddet ettiklerini ve
umum mevcudatın galeyana geldiklerini, Kur'ân-ı Hakîm, mucizâne ifade ediyor.”
Bu hakikati birkaç kez okuyup kalktım. Biraz evin içinde dolaştım bir bardak su
alıp, salona geçtim ve bir süre sonra sallandık…
Çok büyük yıkımlara ve can kaybına vesile olabilecek bu
depremden İzmir’in bu şekilde kurtulması birkaç hakikati düşünmeye kapı
aralamıştır…
Birincisi: Özellikle son yıllarda batılı
barbarların her oyununu bozmaya çalıştığımız için bize düşman kesilmeleri, her
türlü numara çevirmeleri ki bu depremin hakikati bir gün ortaya çıkacaktır ve
bizim acı çekmemizi istemelerinden dolayı deprem şiddetli olduğu halde, Allah
büyük bir yıkımdan bizi onlara inat muhafaza etmiştir. Merhameti bulunmayan
alçak Batı’ın hevesleri kursaklarında kaldı.
İkincisi: Ehl-i isyanın hayatlarına inat;
hayatlarını farzlarla ve sünnetle zînetlendiren, süsleyen ehli şuurun varlığı
olmuştur. İzmir’de sadece farzlarla iktifa etmeyip, başka daha neler
yapabilirim, Allah’ı nasıl razı
edebilirim düşüncesi ile kalbini, dilini, aklını zikirle, tefekkürle
işlettirenlerin varlığı inşallah manevi sadaka ve kalkan olarak İzmir’in büyük
bir yıkımdan kurtulmasına sebep olmuştur… Kur`an-ı Kerîmi ve Kur`an-ı rasat
eden eserleri okuyanlar, hiddete gelen kâinatı ve öfkeyle fokurdayan unsurların
sükûnete ermesine netice veriyor...
Üçüncüsü: Muhterem Cumhurbaşkanımız Sayın
Erdoğan’ın, karikatür krizinde alçak Fransa’ya karşı en yüksek perdeden ses
çıkarması ve Müslüman’ın izzet ve şerefine yakışacak şekilde itiraz etmesi de
inşallah bu afatın fazla can yakmamasına neden olmuştur. Allah Resulü'nü (sav) müdafaa eden bir devlet başkanının vatanı elbette
büyük tahribatlardan muhafaza edilir… Belki bazı zındıklar bu satırlardan
rahatsız olacaklar ama bizim kanaatimiz o yöndedir ve hiç şüphemiz yoktur. İnsanın hizmetinde olan kâinat, elbette
efendisi olan insan azınca hiddete gelecektir...
Dördüncüsü: İzmir’i büyük tahribattan
koruyan; Ayasofya yüzünden üzerimizden kalkan büyük bedduadır. Allah’ın
merhametine zincirlerinden kurtulan Ayasofya vesile olmuştur.
Son
söz: İnsan olma vasıflarının sallanması, depremden önce insanı salladı… İnsan
olma Allah’a kul olma sallantıya girmişti… Uhuvvette, ihlâsta, sadakatte
sallanmıştık… Biz sallandıkça kâinat
kızdı, biz sallandıkça tüm mevcudatın hukukuna tecavüz ettik… Şımardık,
azdık ve yer kudurdu; 6.6 büyüklüğündeki depremle sallandık ama ne sallanmak…
Şükür ki; merhamete vesile olan güzel insanlar çok…
“İşte, envâ-ı dalâlet, derecâtına göre az çok kâinatın yaratılmasındaki hikmet-i Rabbâniyeye ve dünyanın bekàsındaki makasıd-ı Sübhâniyeye zarar verdiği için, ehl-i isyana ve ehl-i dalâlete karşı kâinat hiddete geliyor, mevcudat kızıyor, mahlûkat öfkeleniyor.
Ey cirmi ve cismi küçük ve cürmü
ve zulmü büyük1 ve ayıp ve zenbi azîm biçare insan! Kâinatın hiddetinden,
mahlûkatın nefretinden, mevcudatın öfkesinden kurtulmak istersen, işte
kurtulmanın çaresi: Kur'ân-ı Hakîmin daire-i kudsiyesine girmektir ve Kur'ân'ın
mübelliği olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın sünnet-i seniyyesine
ittibâdır. Gir ve tâbi ol.”
Bediüzzaman: Lem’alar
Not:
Sağlık nedeniyle bir operasyon geçiren Üstadımızın yaşayan son varisi, talebesi;
Muhterem Hüsnü Bayramoğlu ağabeyimize Allah’tan acil şifalar diliyorum.