Salgından Sonra İş Yaşamı
Ülkemizde ilk Kovid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart tarihinin üzerinden yaklaşık 2 ay geçti. Bu geçen sürede çoğumuzun hem iş hem de özel hayatı pek çok yönden değişti. Herkes bu karantina döneminin bir an önce bitmesini ve hayatın normale dönmesini bekliyor. Elbette herşey eski haline dönmeyecek. Çünkü bu süreçte yaşadığımız bazı değişimlerin daha verimli olduğunu gördük. Özellikle dijitalleşmenin ve zihinsel emeğin yoğun olduğu sektörlerde faaliyet gösteren pek çok iş yeri iş modelini kalıcı olarak değiştirecek.
Online araştırma şirketi DORinsight 15 – 20 Nisan 2020 tarihleri arasında, 18 yaş üstü, çalışan ve Türkiye kent temsili 3 bin 675 kişinin katıldığı ‘Salgından sonra iş yaşamı’ başlıklı bir araştırma gerçekleştirdi.
Katılımcıların kent nüfusundan seçilmesi çok doğru bir karar olmuş. Çünkü böyle krizlerde kırsal kesim (karantina altına alınan köyler dışında) kentlerde yaşayanlara göre çok daha az etkileniyor. Bunun sebebi kırsalda yaşayanların ihtiyaçlarını büyük ölçüde kendi imkanlarıyla karşılamasından ve dışa bağımlılıklarının asgari düzeyde kalmasından kaynaklanıyor.
Araştırmanın sonuçları şöyle;
Katılımcılara salgına yönelik tutumları sorulurken yüzde 71’i “endişeliyim”, yüzde 15’i “endişeli değilim”, yüzde 14’ü ise “kararsızım” cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 49’u ailesinin sağlık sorunu yaşamasından, yüzde 23’ü ülke ekonomisinin çıkmaza girmesinden, yüzde 14’ü sağlıklarıyla ilgili sorun yaşamaktan, yüzde 6’sı işini kaybetmekten, yüzde 4’ü psikolojisini etkileyeceği için, yüzde 3’ü ise aile içi huzurlarının bozulmasından endişe duyuyor.
Katılımcıların yüzde 66’sı şirketlerinin aldığı önlemleri yeterli gördüğünü, yüzde 68’i de şirketlerinin kriz yönetimini başarılı bulduğunu söyledi. Katılımcıların yüzde 50’sinin yaptığı iş evden çalışma modeline uygun olurken, yüzde 43’ü şu anda evden çalıştığını belirtti. Evden çalışan katılımcıların yüzde 68’i evden çalışmanın verimliliğini artırmadığını (mevcuttaki gibi çalıştığı için), yüzde 80’i ise evden çalışma modelini desteklediğini dile getirdi.
Katılımcıların yüzde 55’i evden çalışma modelinin 2-3 ay, yüzde 14’ü 5 ay veya daha uzun süreceğini, yüzde 10’u 1 ay, yüzde 6’sı 4 ay, yüzde 4’ü 1 aydan az süreceğini tahmin ederken, yüzde 11’lik kesim ise bir tahmini olmadığını söyledi.
Katılımcıların yüzde 62’si şirketlerinin salgın sürecindeki tutumunun performanslarını olumlu yönde etkilediğini dile getirdi. Katılımcıların yüzde 60’ı bu dönemde işten çıkarılma endişesi yaşamadığını belirtirken, yüzde 67’lik kesim ise işverenin kendisine ücretsiz izin/ücret düşürme/kısa çalışma gibi bir öneri sunmadığını vurguladı.
Araştırmanın sonuçlarından anlaşılıyor ki salgın tam olarak bittiğinde bile iş hayatında aynı düzen devam etmeyecek. Özellikle uzaktan çalışmaya dayalı iş modeli hem işverenler hem de iş gören kesim tarafından verimli bir model olarak değerlendiriliyor. Başta maliyetlerin düşmesi olmak üzere pek çok olumlu unsuru barındıran uzaktan çalışma modelinde umuyoruz ki mesai saati kavramı da göz ardı edilmez.