Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.42
Gram Altın
2955.89
BIST 100
9290.92
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ekim 2024

​Saldırının zamanlaması manidar

Hafıza-i beşer nisyan ile ma’lûldur. Yani insan hafızası unutkanlık hastasıdır. Fıtrat gereği yaşamını devam ettirebilmek için unutmaya kodlanmıştır; fakat her şeyi değil.

Türkiye adım adım kabuk değiştirirken, “kaos butonu”nuyla terbiye edilme eşiğini aşma girişimleri manidar bir şekilde sabote ediliyor. Hatırlayalım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ne zaman uluslararası bir toplantı sebebiyle yurtdışına çıksa, ülkemiz “global çaplı” terör olaylarıyla dünya gündemine oturtuluyordu. Hatta bu seyahatlar esnasında Aktütün, Reşadiye, Ladik, Kumrular, Siirt, Dağlıca, Uludere, Suriye, Reyhanlı’da meydana gelen terör olayları Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’nun dikkatini çekmiş, başbakan tarafından cevaplandırılması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vermişti. Başbakan Erdoğan yurtdışına yaptığı son iki gezisinde bu soruları sorduranların “ajanda”larını değiştirtti. Bu seyahatların ilki olan

Başbakan Erdoğan’ın Kuzey Afrika seyahati öncesinde patlak veren “Taksim Gezi Olayları” ilgili olarak, “Tencere tava hep aynı hava” beyanatıyla “çapulcu”ların sinir uçlarını dinamitlemişti. Bunun üzerine bu olaylarla Erdoğan’ı “diktatör”lükle yalnızlaştıramayanlar; bakanlarını “yolsuzlukla itibarsızlaştırarak”, “temiz eller operasyonu”yla abluka altına almaya çalışmıştı. O kaotik günlerde birileri kalkıp, “Mesele ağaç değil, hâlâ anlamadınız mı?!..” manipülasyonu yaparak sokakları karıştırmıştı...

*

Bir süre nefeslenen “küresel çeteler” daha sonra seri cinayetleriyle Türkiye’yi kan gölüne çevirme eylemlerine girişmişti... Haksızlıklar karşısında susmayan Türkiye; sessizliği bozuşunun bedeli olarak da; kâh FETÖ’yle, kâh PKK’yla, kâh canlı bombalarla, kâh ekonomik darbelerle terbiye(!) edilmek istendi. Pusuda bekleyen “korku imparatorluğu”nun eli kanlı kiralık katilleri birer birer sahaya sürüldü...

Acı da olsa seri canlı bomba eylemlerinin pik yaptığı günleri hatırlayalım!.. 12 Ocak’ta İstanbul Sultanahmet’te 11, 17 Şubat’ta Ankara Çankaya’da 29, 13 Mart’ta Ankara Kızılay’da 38, 19 Mart’ta İstanbul İstiklâl Caddesi’nde 5, 28 Nisan’da Bursa’da 1, 1 Mayıs’ta Gaziantep Şehitkamil’de 4, 7 Haziran İstanbul Vezneciler’de 13, 28 Haziran’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 45, 15 Temmuz’da genelde Türkiye özelde İstanbul ve Ankara’da 246, 20 Ağustos’ta Gaziantep Şahinbey’de 57, 26 Ağustos’ta Cizre’de 13, 9 Ekim’de Şemdinli’de 17, 16 Ekim’de Gaziantep Şahinbey’de 4, 10 Aralık’ta İstanbul Beşiktaş’ta 46, 17 Aralık’ta Kayseri Melikgazi’de 15 insan “canlı bombalar” tarafından katledilmişti. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için düğmeye basanlar, 2016’da tam 17 kez milleti yasa boğmuştu. Uzun bir sessizlikten sonra 13 Kasım 2022 Pazar günü İstiklâl Caddesi’nde ortaya çıkan eli kanlı PKK terör örgütü masum 6 insana kıyarken, 81 canımızı yaralamıştı.

*

Ve zaman gecenin karanlığında ilerlerken Kayseri’nin Develi ilçesinde ensesinden kahpece kurşunladıkları veteriner teknikeri Mikail Bozlağan’ın (24) aracını gasbeden teröristler 9 kilo 700 gram RDX C-4 patlayıcı, el bombaları, roketatar, çok sayıda silah ve mühimmatla Ankara’ya doğru yola çıktı.

Yine, yeniden, bir kez daha harekete geçenler, tarihler 1 Ekim 2023’ü gösterirken 28. Dönem 2. Yasama Yılı’nın açılışının sabahında, yine bir Pazar gününde Kızılay’da ortaya çıkan eli kanlı teröristler bu sefer sivilleri değil, direk devleti hedefe koyarak sansasyon yapmak için yine “canlı bomba”lı bir eylem gerçekleştirmişti. Saat 09.30’da Emniyet Genel Müdürlüğü kapısı önüne hafif ticari araçla gelen 2 terörist saldırı eylemi gerçekleştirmişti. Türkiye’nin kalbi Ankara’yı hedef alan teröristlerin saldırıda kullandıkları patlayıcının İngiliz üretimi, roketatarın Rus menşeli, otomatik silahın ise ABD malı olduğu dikkat çekerken, saldırı emniyet güçlerinin dikkati sayesinde büyük bir katliama dönüşmeden engellenmişti. Teröristlerin ateş açması sonucu 2 emniyet mensubu hafif şekilde yaralanırken, teröristlerden biri etkisiz hâle getirilirken diğeri kendini patlatmıştı. Bu menfur olayın ardından terör örgütü PKK, saldırıyı “Ölümsüzler Taburu” adlı oluşuma bağlı teröristlerin gerçekleştirdiğini açıklamıştı.

Amaç neydi?.. Sahada ve masada kirli taleplerini kabul ettiremeyen küresel teröristlerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne daha önce çokça başvurdukları terör marifetiyle diz çöktürmekti. Toplumu paniğe sevk ederek huzursuzluğu artırmaktı.

Dakika dakika bu gelişmeler yaşanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis’i açış konuşmasında ifade ettiği “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözünün üzerinden çok zaman geçmeden saatler 21.00’i gösterirken, Türk Silahlı Kuvvetleri havadan Irak’ın kuzeyindeki Metina, Hakurk, Kandil ve Gara bölgelerinde bulunan terör inlerine harekât düzenleyerek buralardaki unsurları imha etmişti.

Aradan geçen zaman içerisinde eylemlerini askıya alan katiller ordusu, güvenlik zafiyetinin oluşması için pusuya yatıp “kanlı eylem” için alacakları talimatları beklemeye başladı...

1 Ekim 2023’te Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’ne düzenlenen "canlı bomba" saldırısından sonra eylemlerine bir süre ara veren "küresel çeteler" 23 Ekim’de yine, yeniden düğmeye bastı.

*

Tam da “Yenidoğan Çetesi”nin kan donduran canilikleri infiale dönüşürken...

Tam da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen cehennem çukurunu boylamışken...

Tam da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bebek katili Abdullah Öcalan’ı TBMM kürsüsüne davet etmişken...

Tam da İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, eski yoldaşına Meclis Kürsüsü’nden yağlı urgan fırlatmışken...

Tam da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bahçeli’nin çıkışı karşısında el yükselterek Diyarbakırlılarla buluşmuşken...

En önemlisi tam da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya'ya bağlı Tataristan'ın başkenti Kazan’da BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşürken “zaman ayarlı” canlı bombalar ortaya çıktı. Ankara’nın kalbinde, Kahramankazan’da faaliyet gösteren göz bebeğimiz Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi’nin (TUSAŞ) tesislerinde saatler 15.30’u gösterirken personel değişimi sırasında kahpece saldırıya geçti. TUSAŞ’a girdikten dakikalar sonra etkisiz hâle getirilen saldırganların PKK terör örgütü üyesi ‘Rojger’ kod adlı Ali Örek ve Mine Sevjin Alçiçek olduğunun tespit edildi.

TUSAŞ neresi?.. Stratejik öneme haiz 15 bin 200 vatan evladının gece gündüz çalışarak ürettiği Hürkuş, Kaan, Hürjet, Atak, T70, Gökbey, Anka-3, Aksungur, Anka, Göktürk-1, Göktürk-2, Göktürk-3, Göktürk-Y gibi millî gururlarımızın üretildiği stratejik öneme haiz savunma sanayii üssümüz.

Ankara uzun bir süreden sonra yine canlı bomba saldırısı ile sarsıldı.

Amaç?.. Çok bilinmeyenli bir denklem gibi gözükse de belli; “Türkiye Yüzyılı”nı engellemek. Bir kez daha sahada ve masada kirli taleplerini kabul ettiremeyen küresel teröristlerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne daha önce çokça başvurdukları terör marifetiyle diz çöktürmek. Toplumu paniğe sevk ederek huzursuzluğu artırmak.

Dikkat edilirse saldırı tipi bir önceki eylemin aynısı. Fakat nafile dün başaramadılar, yine başaramayacaklar.

Bu menfur olaydan saatler sonra meşru müdafaa hakkı kullanılarak, 8 adet F-16 Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki 47 ine yapılan harekatla saldırıya en şiddetli şekilde cevap verilerek 59 terörist imha edildi.

*

PKK’nın taşeronluğunda “vekalet savaşları” kanalıyla gerçekleştirilen saldırının arkasındaki azmettiriciler belli. Bize düşen ise, etrafımız ateş çemberiyle çevrilmişken, yanan ateşin harı her yeri kavururken, ekonomi başta olmak üzere infiale sebep olan olaylar patlak vermişken; iç cepheyi sağlam tutmak, birlik beraberliğimizi sağlamlaştırmak. Bu sadece siyasetçilerin değil, vatanını seven herkesin görevi. Çünkü ne “politik hamaset”e, ne sosyal medya kalemşorlarına, ne 5. kol faaliyetlerine, ne de canımıza ve vatanımıza kast edenlere fırsat vermek gibi bir lüksümüz yok. Mesele bekâ meselesi, gerisi teferruat.

Biz millet olarak “bir ölür, bin diriliriz” amma; canımız çok acıyor. Bıçak kemiğe çoktan dayandı; “Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet” ruhunu artık sözde değil, özde ve her nefeste hissetmek zorundayız. Onun için emrolunduğu gibi olmalıyız; düştüğümüz yerden kalkıp, “Hak” ile “bâtıl” mücadelesinde Hak'tan yana tavır koymalıyız.

Saldırıda şehit edilen TUSAŞ’ta Makina Mühendisi Zahide Güçlü Ekici’ye, kalite kontrol görevlisi olarak görev yapan Cengiz Coşkun’a, teknisyen Hasan Hüseyin Canbaz’a güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan’a ve hunharca katledilen taksi şoförü Murat Arslan’a rahmet; vatanı için gözünü kırpmadan canlarını ortaya koyarak girdikleri çatışmada yaralanan 22 gazimize acil şifâ; milletimize başsağlığı diliyoruz.

*

HÂMİŞ:

Alçaklık, algı ve dezenformasyonda sınır tanımayan, doğrudan ve dolaylı olarak teröre hâmîlik yapan emperyalist ülkeler, saldırının ardından “Türkiye’nin yanındayız” destek ve kınama açıklamalarıyla bir kez daha timsah gözyaşları döktü. İstiklâl ve istikbâlimize karşı gerçekleştirilen devlete yönelik saldırı, bazı ülkelerin terör örgütlerine verdiği desteğin doğrudan ve dolaylı neticesidir. Yapılan kötülük kimsenin yanına kâr kalmaz. Gün gelir bu terör bumerang gibi onları da vurur.