Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.25
Gram Altın
2961.55
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Ekim 2023

Şakir Kurtulmuş ile Edebiyatın İzinde

En sıkıntılı olduğumuz zamanlarda tek sığınağımız kitaplar oluyor. Mütemadiyen her sabah Ankara trafiğinin keşmekeşe döndüğü saatlerde iş yerine gitmek için bindiğim serviste geçmek bilmeyen vakti kitap okuyarak değerlendirmeye gayret ediyorum. Meraklı gözlerin ne okuyor diye alttan alttan elimdeki kitapları süzmelerine aldırmadan her gün bir saatlik bir zamana tekabül eden bu okuma seansı sayesinde hatırı sayılır miktarda kitap okunmuş oldu.

En son bitirdiğim kitaplar Şakir Kurtulmuş hocamızın Edebiyatın İzinde serisinden Bir Sonsuz Yolculukta ve Çiçekler Hiç Solmasın kitapları oldu. Deneme türünde yazılan her iki kitap da seksener sahife olup Çıra Yayınlarından çıkmış.

Bir Sonsuz Yolculuk kitabında on üç deneme bulunmakta. Bu denemeler ile bir zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz. Şakir Kurtulmuş’un sohbet havasında yazdığı satırlara daldıkça sanki onunla hasbihal ediyormuş gibi hissediyor insan kendisini. Demek ki hocayı da sohbetini de özlemişiz. Çankırılı Bıçakçı Dede’nin ibretamiz hayatından kesitlerle başlıyor sohbet. Osman Sarı’nın şiir dünyasına giriyor, burada üstad Necip Fazıl’ı, Sezai Karakoç’u, Nuri Pakdil’i ve diğer üstadları yâd ediyorsunuz. Sohbet daha sonra Mehmet Akif İnan’a uzanıyor. Merhumun lise yıllarından üniversite yıllarına, öğretmenliğinden sendikacılığına ve en önemlisi Necip Fazıl ile olan yakınlığına şahitlik ediyorsunuz. Yedi güzel adama dair yazılmış hatıralara dalıp gidiyorsunuz.

Sırada merhum Ramazan Dikmen var. Onun dervişane hayatı ve genç yaştaki vefatı ister istemez okuyanı etkiliyor.

Sohbetin bu safhasında mevzu Mustafa Özçelik’e geliyor. Mustafa Özçelik çağımızın Yunus gönüllü şair ve yazarı. Şakir Kurtulmuş Hoca ile tanışmamıza vesile olan Özçelik Hoca hakkında yazılan bu samimi satırları okurken sohbet hiç bitmese diyorum. Sonrasında telefona sarılıp Özçelik Hoca’yı arayıp hasbihal ediyoruz.

Sohbet, çizgileri konuşturan üstad Hasan Ayçın’a geliyor. Devamında Üsküdar ile özdeşleşmiş şair Nureddin Durman var. Akabinde Şakir Kurtulmuş’un edebiyat yolculuğunda kendisine durak olan mekânları geziyoruz. Mustafa Özçelik ile başlayan Atasoy Müftüoğlu ile devam edip Sezai Karakoç ve Yedi İklim ile devam eden bu satırları okurken o kitap kokulu mekanlarda biraz da biz soluklanıyoruz. Kitap edebiyatımızın önemli kilometre taşlarından olan Yedi İklim Dergisi hakkında yazılan iki yazı ile sona eriyor.

Bir çırpıda tükenen Bir Sonsuz Yolculuk’tan sonra sıra serinin üçüncü kitabı olan Çiçekler Hiç Solmasın’a geliyor. Kitapta on deneme var. İlk deneme Bursa hakkında. Hocanın çocukluğunda akrabalarını görmek için gittiği bu kadim şehir, gençlik yıllarında Mustafa Özçelik Hoca ile görüşmek için günübirlik gidilip gelinen bir mekâna dönüşmüş.

İkinci yazı ise Atasoy Müftüoğlu ve Eskişehir hakkında. Bu satırları okurken gözümüzü önünde Atasoy Bey adeta canlanıyor. Eskişehir sokaklarında Porsuk Çayı’nın etrafında eski çay ocaklarında çay içiyor ve tarafsız bölgede Diriliş gazetesini satıyor Gazve kitabevinde kitap karıştırıyoruz.

Sohbet tadındaki denemeler bu defa bizi yine bir tanıdığa götürüyor. Cihat ve Ayşe Albayrak çiftinin Erciş’te çıkardıkları Hayal Bilgisi dergisi etrafında oluşturdukları edebiyat halkası, benim de 2017’de birincilik ödülü aldığım Ercişli Emrah Şiir Yarışmasının birinci ve ikincisi nedeniyle hocanın gittiği Erciş izlenimlerini okuyoruz. Yılmaz Şit ve Kurbani Özdaş hocaları bir kez daha yâd ediyoruz. Ve yine telefona sarılıp Cihat Bey ile hasbihal ediyoruz.

Kitabın mevzuu TYB’nin Kazan’da ikincisi düzenlenen Türkçe’nin Uluslararası Şiir Şöleni izlenimleri var. Akabinde ise yine TYB’nin tertip ettiği Türkistan gezisine dair notları ve özellikle Ahmet Yesevi Hazretlerini okuyoruz.

Sonrasında yine ortak dostlarımızdan değerli kardeşimiz Nilüfer Zontul Aktaş’ın Malatya’da tertip ettiği ve 44 yazarın iştirak ettiği “Kırmızı Hayatın Rengi Olsun Ölümün Değil” etkinliği ile ilgili bir yazı okuyoruz. Bu vesile ile Nilüfer Hanımı da arayıp hâl hatır soruyoruz.

Gaziantep Kitap Fuarı ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde düzenlenen Cahit Zarifoğlu’nun çocuklarının da katıldığı anma programına dair hatıralardan sonra mevzu boğazımızı düğümleyen, içimizi burkan 6 Şubat Depremine geliyor. Yazı, bir deprem güncesi gibi gün gün tutulmuş izlenimleri içeriyor. Bu acı satırları okurken can pazarına dönüşen ve yıkılan Maraş ve Adıyaman sokakları gözümüzün önünde canlanıyor.

Şakir Kurtulmuş Hoca, yılların birikimi ile bize güzel eserler sunmaya devam ediyor. Bizler de onun eserlerini okuyarak onun engin birikimlerinden müstefid oluyoruz. Onunla edebiyatın izini sürmeye devam edeceğiz inşallah.