Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ağustos 2023

​"Sakın, onlara 'öf' bile deme!.."

Gençler, unutmayın; insanın ne zaman başı sıkışsa ilk olarak ebeveyni aklına gelir… Onlar da seve seve evlatlarının yardımına koşarlar. İşte böylesi eşsiz bir değere sahip olmak; insanın dünyada duyduğu en özel, en güçlü ve en rahatlatıcı duygudur.

Bütün bunlardan dolayı; her zaman mutlu-mesut olmak ve -yarın kendi- çocuklarının hayrını görmek isteyen kişi, bugün anne-babasına karşı itaatkâr, sadık, saygılı, vefakâr ve fedakâr olmalıdır. Kişinin de toplumun da hayrı buradadır. Kaldı ki, yüce dinimiz İslâm; anne babaya iyi davranmayı, onların ihtiyaçlarını karşılamayı, meşru ölçüler dahilinde isteklerini yerine getirmeyi, gönüllerini almayı, onlara merhamet etmeyi ve kendilerine hayır duada bulunmayı emretmektedir. Onlarla alakayı kesmeyi, kendilerine kaba ve sert davranmayı, gönüllerini kırmayı, onlara karşı her türlü isyankâr söz ve davranışlarda bulunmayı da kesin olarak haram kılmış ve yasaklamıştır.

Anne-babaya itaat, yüce kitabımız Kuran-ı kerimin açık emridir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:

“Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anne babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara ‘öf’ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi Sen de onlara merhamet eyle!” (İsra 23-24)

Anne-babaya itaat, Efendimiz aleyhisselamın Sünnet-i seniyyelerinde de çok geniş yer almıştır. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: (Sahabi diyor ki:) Resulullah sallallahü aleyhi vesselam; üç defa: ‘Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi’, dedi. Biz de ‘evet ya Resulellah’, deyince; ‘bunlar: Allah’a şirk koşmak, anne babaya itaatsizlik etmek ve yalancı şahitlik yapmaktır’, dedi.” (Müslim)

(Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem:) Burnu yere sürünsün, sonra burnu yere sürünsün, sonra burnu yere sürünsün, dedi. Sahabi, kimin (burnu yere sürünsün) ey Allah’ın Resulü, diye sorunca; (Efendimiz aleyhisselam:) İhtiyarlığı anında annesi ile babasından birine yahut her ikisine yetişip de, onlar(ın rızasını ve hayır duasını alması) sebebiyle cennete giremeyenin, dedi!” (Müslim)

“Rabbin hoşnutluğu, anne babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Rabbin öfkesi de, anne babanın öfkesine bağlıdır.” (Müslim)

(Efendimiz aleyhisselam, ‘amellerin en üstünü nedir’ diye sual eden sahabiye, şöyle cevap verdi:) Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.” (Buhari, Tevhid, 48)

“Cennet, annelerin ayakları altındadır.” (Kenz ül-Ummal, 45439)

“Kim, ömrünün uzun olmasını ve geçim kaynaklarının genişlemesini istiyorsa, anne babasına iyi baksın ve akrabalık hakkına riayet etsin.” (Müsned)

“Anne babasına âsi olan cennete giremez.” (Nesai)

Üveys bin Âmir el-Karnî’nin (yani Veysel Karani) Hazretlerinin kıssası meşhurdur. Bu Zat, tâbiînin (sahabi olan zatlardan birini veya birkaçını görenlerin) büyüklerindendir. Kendisi; asr-ı saadette müslüman oldu. Annesine çok hizmet etti ve onun hayır duasını aldı. Efendimiz aleyhisselamı çok görmek istiyordu. Bunun için defalarca annesinden izin almaya çalıştı. Fakat annesi, -kendisine bakacak kimsesi olmadığı için- izin vermedi. Bunun için, O da Resulullah’ı göremedi ve dolayısıyla -çok istediği halde- sahabi olamadı.

Ancak sahabi olamadığı halde, Efendimiz aleyhissalatü vesselamın yüksek iltifatlarına nâil ve hadis-i şeriflerine konu oldu. Ayrıca Hırka-i saadetlerine de mazhar oldu. Bunun için de -olamadığı halde, neredeyse- sahabi imiş gibi müslümanların kalbinde taht kurdu. Sahabenin en büyüklerinden ve dört Halifeden biri olan Hazret-i Ömer gibi büyük bir Zat, -Efendimiz aleyhisselamın emir ve tavsiyeleri ile- O’na hürmet gösterdi ve hayır duasını aldı.

İslam toplumunda -neredeyse- adını duymayan kalmadı. Kıssaya baktığımızda; annenin bir sözünü dinlemenin evlada ne büyük dereceler kazandırdığını açıkça görebiliriz. Buradaki en ilginç olan husus ise, evladın; ‘sahabi olmak gibi çok büyük bir makamı kaçırma pahasına’, annesini dinlemesidir…