Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Nisan 2015

Sakın konuşmayın

Seçim yaklaşıyor. Özellikle haftaya milletvekili listeleri kesinleşince ortalık daha da hareketlenecek. Memleketin her köşesi seçim coşkusuyla çalkalanmaya başlayacak. Herkes için seçimin farklı çağrışımları vardır. Benim için seçim, ilk olarak bolca gürültüyü akla getirir. Sadece seçim müzikleri, atılan nutukların gürültüsü değildir bu. Her kafadan çıkan sesten oluşan gürültü daha da yoruyor zihinleri.

Tahammül sınırlarını aşan bir millet olduk. Herkesin sınırları farklılaştı. Bir anda her şeyin tam tersine döndüğüne şahitlik ediyoruz. Böyle bir ortamda, seçimin hassas dengeleri daha da belirginleştirdiği geçiş dönemlerinde en güzeli susmak. Hele de bildiğinden şaşmayan, sizi ilk cümlesiyle dinlemeden yargılamaya başlayan kişiler karşısında yapılacak en onurlu duruş, susmaktır.

"Tahammül mülkünü yıktın Hülagu Han mısın kafir" diyor Nedim bir gazelinde. Tahammülsüzlük, yaşadığımız çağın en önemli rahatsızlığı. Bunun için bahaneler de hazır. Hayatın koşuşturması, işlerin yoğunluğu, geçim sıkıntısı, zamanın yetersizliği ve daha neler neler.

Karşılıklı saygı denen hassas dengeyi yitireli çok oldu. Seçim ortamında göreceğiz ki birkaç cümleyle başlayan hoş sohbetler bir anda muhabbeti savaş ortamına dönüştürebilecek. Karşılıklı suçlamalar, ne olursa olsun "ben haklıyım" diretmeleri ortamı daha da gerecek. Böyle zamanlarda yapılacak en sağlıklı tavır, konuşmamak. Özellikle dost dediklerimizle, akrabalarımızla kesinlikle siyasi tartışmaya girmemek gerek. Konuşmamak, susmak yenilgi sayılacaksa sayılsın. Sonunda tarifi imkansız hasarlar çıkacaksa ortaya varsın yenildi, çekildi desinler. Kimin galip geleceğini günü gelince göreceğiz deyip susma erdemini kuşanmakta fayda var.

Özellikle akrabalarla, dost dediklerimizle siyaset hiç konuşmamak lazım. Aradaki kan bağı, gönül bağı bir anda unutuluyor. Bizi birleştiren değerlerin siyasi değil tarif edilmez gönül bağı olduğu sık sık hatırlatılmalı bu ortamlarda.

Aradaki bağları siyasi görüşler kurmuyor ki bunun ayrı oluşuyla gönüller kırılsın. Herkesin bir fikri vardır ve buna saygı duymak bir erdemdir düsturundan ayrılmamak lazım. Ben eleştiririm, ben her şeyi söylerim ama başkası benim fikrime söz söyleyemez diyerek başlayan hiçbir sohbetin sonu hayırla bitmez.

Bildiğini en doğru sananlarla kesinlikle konuşmayın.

Sizi dinlemek yerine ilk cümlesiyle sizi haksızca ve acımazsızca eleştirenlerle sakın konuşmayın.

Değer yargısı siyasi görüş olanlarla havadan sudan konuşun ama siyasetin kıyısına bile yanaşmayın.

Din, vatan, millet konularında sınır tanımadan eleştiride bulunan ve sizi bu gibi değerlerle eleştirenlerle hiçbir sohbete girmeyin.

"Dediğim dedik, çaldığım düdük" sözünü hayat felsefesi yapmış, dinlemek denen kavramı hayatına sokmamış kişilerle hiçbir söz düellosuna girmeyin.

Yapmadığını söyleyen, size inat olsun diye inanmadıklarına bile inanıyormuş gibi yaklaşan kişilerle aranıza görünmez duvarlar örün.

Seçimler de gelir geçer. Tartışmalar da olur biter. Toz, duman aradan kalktığında birbirimize bakacak yüzümüz, söyleyecek sözümüz olmasını istiyorsak attığımız her adımı, kurduğumuz her cümleyi tekrar tekrar ölçüp biçmekte fayda var.