ŞAİRLERİMİZ DESTAN YAZIYOR
Şiirleriyle gönülleri tutuşturan, vatan, bayrak ve iman aşkını topluma aşılayan, Türkiye'yi nakış nakış destanlaştıran şair Bestami Yazgan, kanaatimce geleceğe kalacak olan millu00ee şairlerimiz arasında seçkin bir yer alacaktır. 30 yıl önce önce gıyabu00ee, sonra vicahu00ee olarak kendisiyle tanıştım. Osmaniye'de öğretmenlik yaparken arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı Güneysu dergisi, bir muştu gibi İstanbul'a akıp gelirdi. Anadolu'da neşredilen dergileri çok severdim. Onları çalıştığım gazetede tanıtmaya çalışırdım. Çünkü serapa samimiyet ve azimdi o fikir ve sanat kalelerimiz. Güneysu, o özge dergiler arasındaydı. Bestami Yazgan, daha sonra İstanbul'a geldi, dostluğumuz arttı.
ESKADER'DEKİ EMEKLERİ
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) gibi hayırlı bir müessesenin kuruluşunda ve mayasında diğer dostlarla birlikte Bestami Yazgan'ın katkısı, duası, emeği ve gayreti vardır. Bestami Hoca, bir çok okulda öğretmenlik yaptı, ders verdi. Ama ülkemizin bütün çocukları onun talebeleri, evlatları sayılır. Ruh imbiğinden süzdüğü şiirleri, denemeleri, masalları, hikayeleri onlar için yazdı. Nar Yayınları ve diğer bazı yayınevlerinde eserleri yayımlandı. Şükürler olsun şiirleri, okul kitaplarında çocuklarımıza okutuluyor.
O MİLLETİ SEVEN BİRİDİR
Bestami Yazgan, hiçbir grubun adamı değildir. "Allah" diyen, "vatan" diyen, "bayrak" diyen, "İslam" diyen herkesi sever. İhanete bulaşmayanların yanındadır. Mazlumların, mağdurların ve masumların yanıbaşındadır. Önlerinde siper, ellerinde kılıç, dillerinde duadır. Mukaddesatımızı savunanlarla beraberdir, değerlerimize sahip çıkanları korur. Türkiye'nin varlığı, istiklali ve istikbali için çalışan siyaset ve devlet adamları için dua eder, başarılı olmalarını temenni eder. Afrası tafrası yoktur. Bir halk adamı, vicdan eridir. İstanbul'un Fethi'ni yaşasaydı Ulubatlı Hasan olurdu. Çanakkale'de Seyyid Onbaşı gibi gülle taşırdı. 15 Temmuz'da en çok gıpta ettiği kişi mutlaka Ömer Halisdemir'dir. İnanıyorum ki, o gece Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine, şehadeti göze alıp meydanlara ilk inen kahramanlar arasında Bestami Yazgan ve en çok sevdiği insanlar vardı.
Yıllar önce, Beyazıt Meydanı'nda düzenlenen bir sohbette millu00ee şairlerimizden coşkuyla şiirler okumuştu. Onun davudu00ee sesinden, Mehmed u00c2kif'in, Yunus Emre'nin, Karacaoğlan'ın ve Köroğlu'nun eserlerini şevkle dinlemiştik. O günkü sohbetinde, "Mehmed u00c2kif olmasaydı İstiklal Harbi ve Çanakkale Zaferi anlatılamazdı. Yunus Emre olmasaydı sade Müslümanın, Köroğlu olmasaydı yiğitlerin boynu bükük kalırdı." demişti.
MİLAT'TA ÇIKAN YAZI ÜZERİNEu2026
Geçenlerde Milat gazetemizde yazdığım "Kültür ve Sanatta Seferberlik" başlıklı yazım, bazı dostları etkilemiş, hislenmişler. Sağolsunlar, beğenmişler. Bestami Yazgan hocamız o koca şair yüreğiyle tesir altında kalmış ve daha o akşam hislerini gerek telefonla, gerekse internet üzerinden bildirmişti. Varolsun. Perşembe günü de lütfedip telefon açtı ve bir şiir yazdığını, okumak istediğini söyledi. Memnuniyetle teşekkür ettim ve dinledim. Okudu. Gönülden okunan şiirler, insanın yüreğini deler de geçer. Şiirini ilk defa okuyordu ve ilk olarak bana göndereceğini söyledi. Şiirin yazım safhası sabaha kadar sürmüş. Muazzam, muhteşem bir şiiru2026 Nakaratını zikir gibi şairimizle birlikte tekrarladım. Her zamanki gibi aşkla doluydu, şevkle okuyordu. "Henüz tamamlamadım, bitirince ilk olarak sana yollayacağım." dedi. Ben de "İzniniz olursa şiiri aziz milletimle paylaşmak isterim." diyerek izin istedim, kabul etti.
ÖNCE OKUYUCULARIMIZAu2026
Akşam bilgisayarı açtığımda büyük sürprizle karşılaştım. Önce kısa bir mektup, ardından heyecanla beklediğim o destan! 20 Ocak 2017 tarihli mektupta Bestami Hoca şunları yazıyordu: "Mehmet Nuri Bey, Milat Gazetesi'ndeki 15 Temmuz'la ilgili yazınızı okudum. Daha önce bu konuyla ilgili şiir yazmama rağmen yazınız içime işledi ve yeni bir şiir daha yazdım. Böyle bir güzelliğe vesile olduğunuz için teşekkür eder, selam ve muhabbetlerimi sunarım. Şehitlerimiz için ne yapsak azdır. Bestami Yazgan." Şiir, bizim o sıcak Temmuz gecesinde millet olarak yaşadıklarımızı anlatıyor. Yediden yetmişe dirilişimizi, uyanıp ayağa kalkışımızı, şahlanışımızı, ihanete karşı yürüyüşümüzü, şehitlerimizle ve gazilerimizle birlikte satılmış güruha karşı verdiğimiz şanlı mücadeleyi, Allah'ın lütf-ü keremiyle elde ettiğimiz büyük zaferi anlatıyor. Bu şiir, okul ders kitaplarına konulmalı, her yerde okunmalıdır. Bizler asılar boyu ihanete uğramış soylu bir milletiz. Dün Selçuklu'ya ve Osmanlı'ya ihanette bulunanlar, bugün de boş durmayacaktır. İhanet şebekelerine karşı daima uyanık, şuurlu ve teyakkuz halinde olmalıyız. Rehavete kapılmak gibi bir lüksümüz ve hakkımız asla yok!
İSLAM'IN SON YURDU TÜRKİYE
Zira İslam'ın bu son yurdu olan ülkemize, Türkiyemize Allah korusun diz çöktürülürse Kırım ağlar, Doğu Türkistan hüsrana boğulur, Arakan mateme bürünür, Filistin feryat eder, Kerkük ağıt yakar, Bağdat yıkılır, Halep yanar. Şairlerimize şu çağrıda bulunmuştum: "Büyük şairlerimiz Mehmed u00c2kif, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Arif Nihat, Niyazi Yıldırım, Ömer Öztürkmen, Abdurrahim Karakoç ve Dilaver Cebeci yaşasaydı mutlaka 15 Temmuz Destanı'nı yazardı, siz de yazın!" Bugün işte o şairlerin asil bir evladı ve has kardeşi olan Bestami Yazgan görevini yaptı. Usta ve genç şairlerimize düşen de budur. Kaleme alacakları şiirlerle bu yerli ve millu00ee ruhu diri tutmak mecburiyetindedirler. Aksi takdirde vebal altında kalırlar. Zira kalem kudreti, Rabbimizden onlara bir emanettir. Gereğini yapmalıdırlar. Bundan sonra karşılaşacağım her şaire bu vazifeyi soracağım: "15 Temmuz'u yazdın mı?" Herkes sormalı. Vatanı parçalanırken, ülkesi bölünürken, bayrağı indirilirken, ezanı susturulurken, ecdad yadigarı mübarek toprakları emperyalistlere peşkeş çekilirken, imanlı halkı acımasızca kıyılırken suskun kalan şairler, ebediyyen sussun! Ağızlarını bir daha hiç açmasınlar! Zira ruhsuz, köksüz, anlamsız ve nursuz dizelerini artık hiç dinlemeyeceğiz ve okumayacağız. Aziz şairimiz, kıymetli sanatkarımız Bestami Yazgan'a şükran borçluyuz. Eseriyle örnek oldu. Allah şiirine güç, nefesine kuvvet versin. Kalemine, fikrine, vicdanına ve yüreğine sağlık aziz hocam! Bestami Yazgan'ın "15 Temmuz Destanı" şiiri, yazılı basında ilk olarak Milat'ta yayımlanıyor.
****
15 TEMMUZ DESTANI
Ayağımız kavi, başlarımız dik,
Karanlığa karşı kıyam eyledik.
Kadın erkek sefer marşı söyledik,
Seksen milyon yürek çarptı beraber:
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
Tekbirle başlayan yiğit gecesi,
Oldu hainlerin ağıt gecesi.
Göklere yazıldı şehit gecesi,
Salalarla geldi müjdeli haber:
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
Zulme karşı bir yay gibi kurulduk,
Uçaklarla, füzelerle vurulduk,
Kanımızla abdest alıp doğrulduk,
Yeniden canlandı Bedir'le Hayber,
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
Kimdi bunlar; divane mi, deli mi?
Kimse durduramaz iman selimi.
Boğaz Köprüsü'nde boğduk zalimi,
Düşmana ders oldu bu kutlu zafer,
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
Gülşahlar, İlhanlar, Hasanlar vardı,
Özü halis/demir insanlar vardı,
Canını göndere asanlar vardı,
Yiğitler aşkına başlasın mehter,
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
Kükreyince genç, ihtiyar aslanlar,
Süt dökmüş kediye döndü korsanlar.
Konuştu tarihe mühür basanlar,
"Ölümüne!" deyip yürüdü rehber,
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
Yalın kılıç daldık Allah aşkına,
Nasıl da kaçıyor, bakın şaşkına.
Olçoklar kuruldu şehit köşküne,
Cennete yükselmek ne güzel kader,
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
Orman gibi gümrah, gür oldu canlar,
Külliye önünde bir oldu canlar,
Bedenden kurtulup hür oldu canlar,
Ezan sesleriyle süslendi seher,
Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!
*Bestami Yazgan