Şair Millet
"Padişahından çobanına şair bir millet" olduğumuz doğru. Yazı yazanlarımızın, kalemi eline alanlarımızın ilk işi bir sevda veya hasret şiiri döktürmek. Çocukluk yıllarından başlar bizde bu merak. İlkokul yıllarında ilk mısraları terennüm ederiz, sonra ya devam eder veya hevesimize son veririz. Ben de ilk mektep yıllarımda şiirler karaladım, baktım ki olmuyor, bıraktım.
Davet edildiğim bazı toplantılarda mini anketler yaparım. En çok hangi türde yazılıyor diye. Şampiyonluğu her zaman şiir alıyor. Peki şiiri bu kadar seven insanlarımızın şiir eğitimi, usta çırak münasebeti var mıdır, ne yazık ki hayır! Çoğunlukla merakla başlayanlar ömürlerinin sonuna kadar sadece hevesle yazıyorlar. Halbuki hem eski üstatlardan hem yaşayan ustalardan ne kadar çok değerli şairimiz var. Şiir yazanlar, aruz'u hele heceyi bildiklerinde, kitap çıkarmanın şair olmak için yegane ölçü olmadığını gördüklerinde daha kalıcı eserlere imza atacaklardır. İşte içimi ısıtan, gönlümü ferahlatan böyle bir şiir kitabı çıkageldi. Mehmet Ali Kalkan'dan Gök Aradık Tuğlara.
Kitap gelenekleriyle geldi. Yavuz Bülent Bakiler'in takrizi ve Garipkafkaslı (Dr. Ahmet Ali Arslan)'nın desenleriyle süslü. Takriz, kitaplarda ne yazık ki unutuldu. Halbuki bu adet, kıdemli kalem erbabının bir tebriki, bir teşvikidir. Bir dua, bir el vermedir. Desenler çok güzel. Zaten usta ressamımızın edebiyat dergilerindeki çizgilerine aşinalığımız vardır. Bu kitapta o naif desenleri görünce hasretliğimiz bir nebze dindi. "Mehmet Ali Kalkan'ın kelime mimarisine baktığımız zaman görüyoruz ki onun tertemiz, pırıl pırıl ve zengin bir Türkçesi var. Şiirlerini güzel ve çekici kılan özelliklerin başında bana göre onun bu dil zenginliği, Türkçe hassasiyeti geliyor." diyen Bakiler, şöyle devam ediyor: "Onun şiirlerinde tespit ettiğimiz ikinci çok önemli husus: bizim kültür köklerimize çok bağlı ve sevdalı olmasıdır. Yani, bizim dinu00ee inancımız, dünya ve ahiret anlayışımız, tarih şuurumuz, insan sevgimiz, vatanımıza-milletimize yürekten bağlılığımızu2026 Kalkan'ın şiirlerinde çok zarif mısralarla yüreğimizi ısıtıyor."
Şiirlerde bazen Dede Korkut edasını hissediyor, bazen de Yu00fbnus Emre sedasını duyuyoruz. "Yaz Belledim" şiirinde medeniyet anlayışımızı şöyle özetler: "Devlet toprakla insandı, / Toprak benimle vatandı. / Güç aldığım Yaratan'dı / Yokuşları düz belledim. / Rahmet idi bana yağan, / Adaletti zulmü boğan. / Niğbolu'da 'Bre Doğan' / Yıldırım'ca söz belledim. / Susayan arardı suyu, / Kevser buldum kuyu kuyu. / Uyumayan devletluyu, / Gecelerde göz belledim." Mısralarda örfümüz, adetimiz ve terbiyemiz canlanıyor: "Sönmez ateş yakmayanın, / Eşinden kara bulaşır. / Ölüme dik bakmayanın, / Peşinden kara bulaşır. / Et yersen elinde yayın, / Ot yersen sürüde koyun. / Hanını bilmeyen boyun, / Başından kara bulaşır." Osmanlı'yı altı asır ayakta tutan "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" özdeyişini "Benim" şiirinin ilk mısralarında hissederiz: "Ellerim ufku tutar, / Göklere kanat benim. / Yaşım var dünya kadar, / Tarihe hayat benim. / Diken olur yasemen, / Çöl olur beni emen. / Aklıma düşer Yemen, / Dilimde heyhat benim. / Revan'da gülüm gider, / Balkan'da dilim gider. / Ardınca ölüm gider / Her yanım serhat benim." "Kuruluş ve Hedef"te Şeyh Ahmed Yesevu00ee Hazretleri'nin Anadolu'ya gönderdiği erenlerine söylediklerinden ilham var: "Ok atılmış Horasan'dan, / Bir mübarek ize doğru. / Mayalar aynı hamurdan, / Yürümüşler bize doğru. / Anlatır Hoca Yesevu00ee, / Yesevu00ee ki iman devi. / Işık ışık, sevi sevi, / Irmaklar denize doğru."
Hamasetin has'ını şiirine katık eyleyen şair, tasavvuf terbiyesini de bize hatırlatır: "Merhamet nefsi yendirir, / Ehl-i kamil güvendirir. / Dolu ekin baş indirir, / Olmalı vaku00fbr dediler. / Kılıç ile değişmez arz, / u00c2lime etme itiraz. / Ulülemre itaat farz, / Doğruluk budur dediler./ İnsan ya din kardeşindir, / Ya da u00c2dem'den eşindir. / Ol Peygamber güneşindir, / Eyleme kusur dediler."
Mehmet Ali Kalkan, bizim ruh kökümüzü, inanç dünyamızı, millu00ee tefekkürümüzü bilen iyi şair, usta sanatkar, gerçek bir münevverdir. "Kapılar"ını açıp içeri girdiğimizde irfan dünyamızın dost bahçesinde buluruz kendimizi. Çiçek çiçek mısra derme vaktidir: "Uzatırım dost elimi, / Bana hayat yar kapısı. / Ölmeden önce ölümü, / Güzel eyler ar kapısı. / Gah postlarla, Gah börklerle, Yesi'den kopan arklarla. / Üçler, yediler, kırklarla, / Saza geldi tar kapısı. / Şeytan kapatmaz gediği, Kurbanlar arar tetiği. / Hak'ka varır 'gel' dediği, / Mevlana'nın gir kapısı." Edebalı rüyasından açılan çınar kapısını hatırlatan şair, insanoğlunun dünyadaki misafirliğini zihne yerleşen mısralarla terennüm eder: "Kara etme beyazını, / Hak'tan dile niyazını. / Kırsın küfrün ayazını, / Alev alev nur kapısı. / Irak eylerken cihanı, / Her bir nefes zikir anı. / Damlada bulmak ummanı, / Kalp gözünün sır kapısı. / Mensubuyuz Yüce Dinin, / Yeri yok riyanın, kinin. / Kur'an'ı rehber edenin, / Hakk'a çıkar her kapısı." Şairimiz 'dünya'ya demediğini bırakmaz. "Dünyaya Söylediklerimdir" şiirinde amansız bir kapışma, hatta hesaplaşma vardır. "Eğri doğru dönen sensin, / Bir yanıp bir sönen sensin. / 'Yalan Dünya' denen sensin, / Kim sözünün eri dünya?" dedikten sonra meydan okuyuşunı sürdürür: "Ümit dal verir elemde, / Torunum yaşar dedemde. / u00c2lem toplanmış ademde, / Gönül aşkın yeri dünya. / İnsanım sabır giyenim, / Arşa sığmıyor bedenim. / Kalbi olan yollar benim, / Sen kendince yürü dünyau2026" "u00c2şık"ın tarifi yapılır bir yerde. "u00c2şık denen kutlu erin, / Yaşadığı ar üstüne. / Söylediği türkülerin / Hepsi de yar üstüneu2026" diye başlar bu güzelleme ve kalbe dokunarak devam eder: "Dağını dumanlar alır, / Vuslatı hayale kalır. / Gece uzar, gün kısalır, / Yılları efkar üstüneu2026"
"Gözlerin yangın yeri, / Ne olmuş sana böyle? / Bırak gamı kederi, / Bana bir türkü söyle." diye başlar son şiirlerden biri ve şöyle tamamlanır: "Yunus'ca yana yana, / Topraktan asumana. / Balkan'dan Türkistan'a, / Bana bir türkü söyle. / Sen bana Türk'ü söyleu2026" Bereketli bir havuzdan birkaç tas şiir sundum size. Mehmet Ali Kalkan'ın Gök Aradık Tuğlara iyi bir şiir kitabı. Alınmalı, okunmalı, tavsiye edilmeli ve kütüphanelerdeki yerini almalı. Madem ki 'şair millet'iz, öyleyse iyi şiirler okuyalım, iyi mısralar yazalım. (Ötüken Neşriyat, 0 212 251 03 50 www.otuken.com.tr, E-posta: [email protected])