Sahte olan gerçek olanı lekeler amma…
Kuyumcudan altın aldınız, sonra
bir gün ihtiyacınız olduğunda bozdurmaya gittiniz ki sahte çıktı. Ondan sonra
her altına ve kuyumcuya endişeyle yaklaşırsınız. Kalpazanlara çarpılıp bir
miktar sahte parayla dolandırılsanız, paralara endişeyle yaklaşırsınız. Giyim
eşyası, gıda maddesi vb. herhangi bir eşyada da gösterilen numune dışında sahte
bir mal gönderilirse maddi manevi mağdur olursunuz. İşte aynı bu durum, cemaat, vakıf, dernek vs.
kuruluşlar için de geçerlidir.
İnsanca ve İslamca bir hayat için
İslami kuralların her yönüyle hüküm sürdüğü bir ortama ihtiyaç vardır. İslam
şeriatının yasaklandığı, İslam ilkelerinin suç sayıldığı bir ortamda hayatın
sahteleşmesi kaçınılmaz bir süreçtir. Dünyayı yönettiğinin zanneden zavallı
baronlar, oligarklar, eserlerine bakıp iftihar(!) edebilirler.
Güç İslam’ın ve Müslümanların
elindeyken, ümmet gücünü; sadece kendi devleti ve insanları için değil, tüm
dünyanın huzuru ve adaleti için kullanıyordu. Ama ne zamanki güç İslam
ümmetinden batılı zalimlere geçti, o zaman tüm dengeler alt üst oldu. Sadece
bizim ülkemiz veya üçüncü dünya denilen ülkeler değil, tüm dünyaya kuş bakışı
bir bakınız. İslam ümmetinin diz çöktüğü günden beri, nerede adalet, huzur,
güven var? Bırakın İslamca yaşamayı, insanca yaşamak bile insanlara adeta haram
oldu.
Gerçek sistem, yaratan Allah'ın
(cc) koyduğu İslam’dır. İslam’ın dışındaki tüm fikir, ideoloji ve sistemler
sahtedir. Sahte sistemlerde her şeyin sahtesinin üremesi de kaçınılmazdır. Her
şeyin sahte olduğu bir ortamda maalesef sahte şeyh, hoca, abi vs. de olacaktır.
Dolayısıyla Şeyh diye piyasada olanların Sahtekarları, şarlatanları, hatta şeytanları
Vardır. Yani şu sahte dünyada sahtesi olmayan ne var ki?
Altının Sahtesi Yok mu? Paranın
Sahtesi yok mu? Şimdi bunların sahtesi var diye sağlamını da atacak mıyız? Kalpazanlar
sahte para basıyor diye, biz darphaneyi kapatabilir miyiz? Sahte bir doktordan
dolayı tüm hastaneler kapansın mı? Sahte bir polisten dolayı emniyet iptal mı
edilsin? FETÖ diye bir ihanet şebekesi, başka “peygamber ocağı” da dediğimiz
ordumuz olmak üzere kirletmedik kurum ve kuruluş bırakmadı. Şimdi tüm bu
kurumları mı kapatalım. Yoksa bu kurumların içerisine çöreklenmiş olan hainler
ve sahtekarları mı temizleyelim? Elbette doğru olan, sahtekarların
ayıklanmasıdır.
Türkiye’de FETÖ Irak'ta Kesnezani
Tarikatı, Pakistan'da Yakup Kadri üretenler, “şeyhleri hocaları sapık göstermek
için, sapıkları şeyh-hoca olarak göstermeye devam edecekler.” Her defasında
kabağı Müslümanların başına patlayan bu son Sahte şeyh olayının da bir komplo
olma ihtimali vardır. Çünkü ses kayıtlarının ustaca kaydedilmesi ve aynı
ustalıkla, sosyal medyaya ve İslam’a ve Müslümanlara saldırmak için fırsat
kollayan kimi medya şirketlerine servis edilmesi, normal değil. Bu konuda
“Bisimit” mahlasıyla yazan yazarın makalesinde önemli tespitler var. Bunların
bir kısmını sonra paylaşacağım inşallah.
Çare;
Sahipsiz Ümmet; sahibini yani halifesini
bulana kadar, bağımsız, cihanşümul, yetkili ve etkili bir ŞURA olabilir. Tabi
bu şuranın “ehli hal vel akd” üyelerden oluşması gerekir. Bu şura sadece
cemaatler, cemiyetler, tarikatlar, vakıf ve dernekler değil, tüm resmi kurum ve
kurulların da üstünde olması gerekir. Tabi ki devletin kontrolünde ve devlete
hesap vermek şartıyla. Meçhul bir kıtayı keşfetmiyoruz, bizim on beş asırlık
bir geçmişimiz var. Tarih içinde İslam devletleri bu konuyu nasıl çözmüşlerse,
biz de aynı uygulamayla çözelim.
FETÖ ihanet şebekesi darbesinden
sonra, eski diyanet işleri başkan yardımcısı Hasan Kâmil Yılmaz hocanın bir
çağrısı olmuştu. Cemaatler ve tarikatlar denetlensin diye… Hemen akabinde Milat
Gazetesi ve birçok site ve mahalli gazetelere yazdığım yazıların iki bölümünde bu
görüşü desteklemiştim. Bu linklerden o yazılara bakabilirsiniz. https://www.muhammedozkilinc.com/cemaatler-denetlensin/
https://www.muhammedozkilinc.com/cemaatler-denetlensin-mi/
Bu konuda gerekenlerin gecikmeden
yapılması gerekir. Bu rezalet ilk değil son da olmayacaktır. Çürükler
ayıklanmasa, sağlamları da çürütür veya çürük muamelesine mahkûm eder. İslam
için gecesini gündüzüne katan, fedakâr ve cefakâr Müslümanlara yazık oluyor.
Son çeyrek asırda komploların biri bitmeden ikisi üçü başlıyor.