Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​Sahipsiz aile kurumu ve psikologlarda denetimsizlik

Son yıllarda siyasi ittifakların kurulup kurulmaması kararı bile verilirken aile kurumundaki tahribin devam ettirilmesi veya sona erdirilmesi meselesi kırılma noktası olacak kadar ciddi hale gelmiştir. Siyaset kurumu ailedeki çöküşe duyarsız kalamamıştır.

Ailedeki çöküşün nedenleri arasında pek çok unsur sayılmaktadır, bunları tek tek ele almayacağız. Ancak uzun süren boşanmalar, edinilmiş mal rejimi, süresiz nafaka, velayet ve çocukla görüşme, 6284 Sayılı aileyi dinamitleme kanununun içeriği ve uygulanma şekli gibi konuları sayabiliriz.

İstatistiki veriler çok ürkütücü, kadını koruyacağını iddia eden 6284 Sayılı Kanun sonrası kadın cinayetleri oranları çılgınca artmış, yani bu kanun kadını korumamış, tam aksine sorunlu erkekleri daha çok tahrik edip cinayet ve şiddet olaylarını çok artırmıştır. Boşanmalar %50 artmış, evlenme yaşı yükselmiş, evlenme oranı düşmüş, zina yaygınlaşmış vs vs…

Bu sürecin içine merkezi bir rol ile yerleştirilmesi gerekli olan aile danışmanı, aile psikoloğu ve hatta gereği halinde psikiyatristler süreçte ne kadar doğru, gerekli ve yeterli şekilde rol alıyor buna baktığımızda gördüğümüz şu; ülkemizin klasik sorunu burada da var; “sistemsizlik sistem olmuş” durumda.

Öncelikle aile ile ilgili olsa da olmasa da bir psikoloğa kim başvurur? Bir sorun yaşayan ve bu sorunu doğru, insan fıtratına uygun, medeni şekilde çözme arayışında olan kişi psikoloğa gider. Bir psikolog veya danışman (yaşam koçu/danışmanı vs) ile görüşmek bir sorun değildir, aksine bilgi ve tecrübe paylaşımından bilimsel usulle yararlanmaktır. Fakat bu yararlanma da ülkemizde her zaman doğru sonuç vermemekte, aileyi yıkıma uğratmaktadır. Öyle aile psikologları/danışmanları var ki, sorunsuz aileyi bile yıkıma uğratacak kadar akıl, izan, mantık, insanlık ve aile değerlerinden uzak yaklaşımlarla danışanı yönlendiriyor ki, aileyi yıkan bu psikolog veya danışman oluyor.

Temelde sorun da şu noktada; psikologların bir kayıt tutma, raporlama ve denetim usulü mevzuatımızda yok. Büyük devlet olmak böyle toplumu ilgilendiren konularda kayıt tutmayı, raporlamayı ve denetimi zorunlu tutmak demektir. İngilizce ifadesi ile “recording and reporting” kamu düzeninin temelini oluşturuyor. Herkese kendi yaptığı faaliyetin kaydını tutmayı ve bunu kendi eli ile raporlamayı zorunlu tutup bunun da denetimini yapmayı esas alan modelleme yapılması lazım. Bu üç unsurun hiç birinde eksikliğe, aksamaya, yanlış yapmaya meydan verilmemesi toplumun sağlıklı gelişimi için önemlidir.

Psikolog veya aile danışmanları için öncelikle kayıt tutma, raporlama ve denetim sistemi kurulması lazım. Eş zamanlı olarak da bu kişilerin akademik eğitimleri tamamen batı felsefesinin hedonizm ve bireyselcilik bileşimindeki öğretisinden kurtarılması lazımdır. Yaşamda konformizm, felsefede hedonizm olarak ifade edilmiş, buna göre, her birey kendisi için yaşar, yaşama amacı kendi zevkini tatmindir, esas olan zevkü sefadır, başkaları için fedakarlık, emek harcama, yaşam konforundan vaz geçme gibi hasletlere yer verilmez. Bundan, birbirine sıkıntı verme ve husumet oluşturma gibi sorunlar doğmaktadır. Oysa, batının bireyselci hedonistik felsefesinin aksine, insan fıtratı; yardımlaşma, dayanışma, kucaklaşma, kenetlenme, birbirinin ihtiyacına cevap verme gibi yüksek toplumsal “faziletler” üzerine kuruludur. Fazilet, şefkat, sevgi, barış ve kardeşlik gibi esaslar bu eğitime hakim kılınmalıdır. Öğretide bu esaslar düzeltilerek ailenin de toplumun da bu insani esaslara oturtulmamasından kaynaklı sorunlar sosyal dokudaki çözülmeyi getirmiştir. Buna bir de seküler ve muhafazakar feministler eklenince, üzerine bir de aile bakanlığı da feminizm işgaline bırakılınca sosyal doku kökten çözülmüştür. Bir de Milli Eğitim Bakanlığı eli ile “toplumsal cinsiyet” fitnesi öğretilince, çöküş kaçınılmaz olmuştur.

Psikolog ve danışmanların görüşme kayıtlarının bir kurula sunularak denetlenmesi lazımdır. Bunun için “aile danışmanlığı il ve ilçe kurulları” oluşturulması gereklidir. Bu kurullar da uzman psikolog, psikiyatrist, hukukçu, ilahiyatçı, aile bakanlığı temsilcisi gibi kişilerden oluşturulmalıdır. Raporlar bu kurullarda denetlenmelidir. Bu yolla psikologların da, bütüncül yaklaşım ile bakarak mesleki gelişimleri sağlanacaktır. Buna ilave olarak, psikologların rapor içerikleri, yetkinliği gibi konular da denetlenmiş olur ve mesleki standartlar oluşur. Bunun yanında bir de aile danışmanı ve psikologların performans değerlemesi ve puanlaması da yapılmalıdır. Hatta bu kişilerin performansının ölçümlenmesinde yıkılmaktan kurtardıkları aile yuvası sayısı da çok önemli ve en yüksek puanlı kriter olarak yer almalıdır. Ayrıca, aile psikologları seküler veya muhafazakar aile modeli seçme konusunda ailelere seçim hakkı tanımalıdır, süreç yaşam biçimi dayatmasından uzak şekilde bu bireysel tercihler üzerinde yürütülmelidir. Toplumsal değerler ve hedefler odaklı sağlıklı bir toplumsal yapısının kurulması ile sistemsizlikten çıkışın yolu açılacaktır. Aksi halde her geçen gün toplumsal buhrandan çıkış değil, çözülüş hızlanmaktadır.

Bu süreçlerin adaletten sapmadan ve kişisel verilerin gizliliğine tam uyularak yapılması ve gereğinde hakim kontrolünde ve gereğinde taraf avukatlarının da katılımı ile yürütülmesi faydalı olabilecektir. Hatta, boşanmayı bir gelir kapısı olarak görmeyen sadece aile müessesesinin korunması için çalışabilecek uzmanlık kurumu avukatları oluşturulması bile düşünülmelidir.

Batıda aile içinde sorun olunca bizdeki 6284 gibi kocayı kapıya koyma gibi akıldan istifa niteliğindeki ve aileyi dinamitleyen uygulamayı yapmıyor, her iki eşi de zorunlu rehabilitasyona tabi tutuyor, hatta bu süreçte çocukları da aileden alıyor, siz çocuklara sağlıklı bir ortam sunabilecek duruma gelinceye kadar çocuklar devletin gözetimi altında kalacaktır, diyor. Bu arada, uzmanlar eli ile eşlerin rehabilitasyonunu sağlıyor. Bizde de uzman psikologların bu aşamada da görev almaları sağlanarak aile kurumu ayakta tutulmalıdır. Aile içinde sorun oluşuyorsa, zorunlu terapi yanında “aile danışmanlığı il ve ilçe kurulları” marifeti ile aile içinde uzlaşmayı sağlayacak, sorunları çözecek adeta bir hakemlik kurumu modellemesi yapılması da lazımdır. Aileyi yıkmak değil, ayakta tutmak esas alınmalı, tamir için her adım atılmalıdır. Terapi, hakemlik kurumu gibi yollarla da çözülemeyen problemler olması durumunda uzman raporu ile boşanmaya sevk edilmesi ve hızlı boşanma sağlanması, mal ve para kavgası yapacakların kavgalarını sonradan vermesini sağlayacak bir usul geliştirilmesi lazımdır.