Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ekim 2018

Sahi, başarılı mıyız?

İnsanı ve insana ait değerleri en iyi törpüleyen, yontan, değiştiren ve dönüştüren şey zamandır. “Geçmiş zaman olur ki…” sözüyle birlikte “zamanın ruhu” kavramını harmanlayınca zamanın neler götürüp neler getireceği çok daha iyi bir şekilde analiz edilebilir.

Zaman değiştikçe, beraberinde birçok şeyi de değiştirir. Koşullar, imkanlar, söylemler, planlar ve planlananlar bazı kavramların yeniden tanımlanmasını zorunla hale getirmekte. Bazı kavramlar direnç gösterip anlam değişimine uğramazken, bazı kavramlar ise anlamı bulunduğu ana göre yeniden şekillenir.

15 Temmuz’da yaşananlar sonrası “vatan sevgisi”, “kahramanlık”, “mücadele”, “birlik ve beraberlik”, “hainlik”, “cesaret”, “korkaklık” kavramları başta olmak üzere birçok kavram o günün koşullarına göre yeniden anlam kazandı. Ya da anlamı bir başka boyut aldı.

24 Haziran sonrasında ise, siyaseten yeni bir döneme geçildi. Yeni dönem beraberinde birçok yenilikleri getirdiği ülke genelinde çok rahat bir şekilde hissedilmeye başlandı. Bu yenilikler, bazı kavramların da yeniden günün/dönemin ruhuna uygun bir şekilde yeniden tanımlanması gerekiyor.

Tanımlanmasını öncelikli ve önemli gördüğüm temel kavramlardan biri “başarı”dır.

Eskiden başarı kavramı yüksek not almak, takdir, teşekkür belgesi almak olarak tanımlıyorduk. Yalnız yeni dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “Yaptığımız sınavlarla biz çocuklarımızın hafızalarının ne kadar güçlü olduğunu ölçüyoruz. Biz çocuklarımıza gereken bilgiyi ve formülleri soruda vereceğiz ve bunu yorumlamasını isteyeceğiz” sözü, zamanın ruhuna uygun yeni bir başarı kavramını tanımlamayı zorunlu hale getiriyor. Başarı, artık yüksek not almaktan öte, iyi bir şekilde yorumlayabilme, analiz edebilme, farkına varabilme olarak tanımlayabilir miyiz? Tek başıma benim çıkıp nesnel bir tanım yapmam elbette hata olur.

Yalnız, benden bir tanım yapmam istenirse, ben başarılı öğrenciyi, yüksek not alan, ya da yüksek bilgiye sahip bir birey/öğrenci olarak tanımlamaktan kaçınırım. Bana göre başarılı öğrenci; entelektüel beceri ve yetenekleri gelişmiş, ahlakî değerleri ile örnek gösterilen, değişime açık, akademik düşünebilen, inovatif tutuma sahip, öngörüsü yüksek, kendini iyi ifade edebilen, vizyonu geniş, uykularını bölen hayalleri olan, hiçbir zorluk karşısında azmini asla kaybetmeyen, istikrarlı, mücadeleci, özgüveni özgürlük/saygısızlık seviyesine ulaştırmadan sınırını koruyabilen, yeni spor dallarına meraklı, mucit her birey benim nezdimde başarılıdır.

Tanımlar özneldir, öznelleri birleştirip ortak paydada bir tanıma dönüştürüp nesnel bir başarı tanımı yapabiliriz. Yalnız ahlaki temelden uzak, yani içerisinde ahlaki öğretileri, ritüelleri barındırmayan hiçbir tanım benim nezdimde ne başarılı bir tanımdır ne de başarıyı tanımlar.

Bugün okullarda yaşanan yüzlerce disiplin olaylarının temelinde yeterince ahlaki öğretileri ebeveynlerinden almamış olmalarından kaynaklı olduğu bir gerçeklik.

Bu açıdan bir başka Eğitimci/Yazar da “Öğrencilerden önce ebeveynleri eğitmemiz, onları yetiştirmemiz, ahlaki öğretilerde onları bilinçlendirmemiz en büyük başarıdır” diyebilir. Ki haklılık payı da yüksek olur.

Bu arada aklıma gelmişken, bir köşe yazarının başarılı olduğunu nasıl tanımlayabiliriz? Köşe yazılarının çok okunması başarılı olduğunu gösterir mi? Ya da sosyal medyadan yazısı çok paylaşılan yazar daha mı çok başarılıdır? Başarı tanımını okurlarımın yapmasını bir yazar olarak talep etmem mümkün mü?