Sahabilerde terazi korkusu
Ne ben ne babam ne dedem ne de dedemin dedesi sahabileri gördü… Kendilerini görmediğimiz topluluk için Allah’u Teâlâ ben onlardan razıyım onlar da benden razı” dedi… Ve insan ister istemez soruyor:
“Ya rabbi…! Onlar ne yaptı da Sen onlardan razı oldun?”
Ve bu bilgiyi ben hayatımın hangi karesinde kullanacağım?...
Kıymetli okur…
Kur’an ve sahih hadislere baktığımızda sahabiler; Allah’ı görür gibi olduğuna, her şeyi yaratan ve yöneten olduğuna, her şeye mutlak hâkim olduğuna, mülkü üzerinde tasarruf sahibi olduğuna ve yarın mahşerde dilediği günahları bağışlayacağına ve dilediği günahları bağışlamayacağına yakıni bir şekilde iman ediyorlardı…
Ve yarın hesap gününde Allah’a karşı mahcup olmaktan korkuyorlardı… Bizlerin önemsemediği ve belkide helal gördüğü bir ameli onlar büyük bir günah olarak algıladıkları için Allah’ın katına o günahla bile çıkmak istemiyorlardı.
Sahabilerin başka korkuları da vardı…
Amellerinin kabul Edilmeme Korkusu:
Düşünsenize;
Namaz kılıyorlar ama ya Allah bu namazlarını kabul etmezse!
Oruç tutuyorlar ama ya Allah bu oruçlarını kabul etmezse!
İnfak ediyorlar ama ya Allah bu infaklarını kabul etmezse!
Cihad ediyorlar ama ya Allah bu cihad amellerini kabul etmezse...!
Tevbe ediyorlar ama ya Allah bu tevbelerini kabul etmezse…!
Bütün ibadet ve günahları için bu korkuyu yaşıyorlardı…
***
Abdullah b. Mes’ûd radıyallahu anhu sadece bir günahının bağışlanması için şöyle derdi:
Bilsem ki sadece bir günahım bağışlanacak, vallahi ölünceye kadar pislik oğlu Abdullah olarak anılmak isterdim…!
Subhanallah…!
Onlar nerde, biz nerde:(
Hz. Âişe (r.a.) der ki:
Resûlullah Aleyhisselam’a, “Onlar, yaptıkları her iyiliği ve işledikleri her ameli, kalpleri her an Rablerine dönüyor olmanın haşyetiyle ürpererek yaparlar” (Mu’minûn 23/60) ayeti hakkında “Acaba bunlar içki içip, hırsızlık eden kimseler midir?” diye sordum. Efendimiz aleyhisselam şöyle buyurdu:
“Hayır, ey Sıddîk’ın kızı! Bunlar oruç tutan, namaz kılan ve sadaka veren, bununla birlikte kendilerinden kabul olunmayacak diye korkan ve hayırlarda ellerini çabuk tutan kimselerdir.” (Tirmizî, Tefsir 23/4)
Hasan Basrî (r.h.) der ki: “Biz öyle kimselere yetiştik ki; sizin işlemiş olduğunuz günahlar dolayısıyla azaba uğrayacağınızdan korktuğunuzdan daha fazla, yaptıkları iyiliklerinin kabul edilmeyerek yüzlerine geri çarpılacağından korkuyorlardı.” (Kurtubî, el-Câmi‘, XII, 132)
Rabbim bizleri onlardan kılsın…. Amin