Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.13
Gram Altın
2998.83
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Haziran 2018

Sahabe Devri

Türkiye'de ilim hayatı, son yıllarda büyük ölçüde gelişme kaydetti. Kimisi bu gerçeği görmek istemese de kemiyet olarak artan üniversiteler artık keyfiyet bakımından da göz dolduruyor. Anadolu'da gerek üniversite çevrelerinde gerekse bağımsız olarak telif edilen eserler, ilim dünyamızın daha da zenginleşmesine büyük katkıda bulunuyor. Anadolumuzda oluşturulan kütüphanelerde çalışan genç ilim adamlarımız, okunup istifade edilecek ciddi kitaplara imza atıyor.

Bu kıymetli eserlerden birisi Bediüzzaman'ın Sahabe Anlayışı adıyla Siyer Yayınları tarafından kültür hayatımıza kazandırıldı. Peygamber Efendimizin güzide talebeleri olan ve Kur'an'ın tabiriyle "en hayırlı ümmet" diye tavsif edilen sahabe neslinin fazilet ve fedakarlıklarını konu edinen kitap, esasında akademik bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Önce Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı'nda yüksek lisans tezi olarak hazırlanan eserin yayımlanmış olması bahsettiğim bereketli ilim hayatının sadece bir örneğidir. İbrahim Yardım'ın hazırladığı eserde, devir Bediüzzaman Said Nursi'nin görüşleri doğrultusunda inceleniyor ve İslam tarihinin en tartışmalı konularından birisi olan sahabe dönemi olaylarına, 'Kur'an ve Sünnet kaynaklı bir bakış açısıyla' yaklaşılıyor.

Eser, ümmet-i Muhammed'in (sav) ilk halkasını oluşturan ve Ehl-i Sünnet'in icmaına göre Peygamberlerden sonra en faziletli insanlar olan sahabelerin daha yakından tanınmalarına ve neticede onlara olan hürmet ve muhabbetin artmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu gayesine de ulaşıyor. Bilindiği gibi bazı sahalebeler hakkında ulu orta konuşan, onları hayasızca tezyif ve tahkir edenlere rastlıyoruz. Bu cahil cesurlar, günümüzde biraz kıdem, makam mevki sahibi olanlara büyük bir saygıyla hitap ederken, isimlerinin önlerine 'sayın', 'bay' veya 'muhterem' gibi yüceltici sıfatlar eklerken kainatın Efendisine zor zamanda zırh olan, bütün tehlikeleri göze alıp, ölümü hiçe sayarak İslam'ı seçen ve bu uğurda cansiperane mücadele eden sahabe efendilerimize küstah ağızla saldırma cüretini kendilerinde görebilmektedir. Bu bakımdan eser, kainatın en sevgilisi olan Yüce Önderimizi anlama ve idrak etme bakımından da mühim bir görevi yerine getiriyor. Hazreti Peygambere ve arkadaşlarına nasıl yaklaşmamız gerektiğini bir kez daha bize hatırlatıyor.

Yazar, önsözde şöyle diyor: "İnsanlığın iftihar tablosu olan sahabe nesli, Hazreti Peygamber'in (sav) rahle-i tedrisinden geçerek O'nun ilmine ve feyzine mazhar olmuştur. Onlar, imanın nuruyla cahiliye döneminin karanlıklarından kurtulup insanlığa örnek bir hayat sunmuşlardır. Bediüzzaman Said Nursi'nin ifadesiyle 'bütün aleme muallim ve medeni ümmetlere üstad' olmuşlardır. Sahabe ve sahabe dönemi olayları birçok Ehl-i Sünnet alimi tarafından üzerinde hassasiyetle durulan bir konu olmuştur. Biz de bu araştırmamızda, son dönem Ehl-i Sünnet alimlerinden birisi olan Bediüzzaman'nın sahabe ve sahabe dönemi olaylarına bakış açısını konu edindik. Yazar, bu çalışmada sadece Risale-i Nur Külliyatını esas almamış, mukayeseli olarak diğer ehl-i sünnet alimlerinin eserlerinden de istifade ederek konuya geniş bir ufukla yaklaşmış bulunuyor. Böylece bütüncü ve derinlikli bir bakış açısıyla orijinal fikir ve tespitleri okuyucuya topluca sunuyor. İslam alimlerinin temel eserlerine ve ilk kaynaklara inilen eserde, Dineveru00ee (ö. 282/895) , et-Taberu00ee (ö. 310/922), Pezdevu00ee (ö. 482/1095), İbnü'l-Arabu00ee (ö. 543/1148) ve İbnü'l-Esir (ö. 630/1232) de istifade edilen kaynak şahsiyetlerden bazılarıdır. Fitne ve fesadın kol gezdiği bugünlerde bu tarz aydınlatıcı kitaplara çok ihtiyaç var. Eserin yazarını ve yayıncısını kutluyorum. (Siyer Yayınları, 0 212 544 76 96, [email protected])