Sağnak Halinde Gelen Şiir
Şiirde imge denilince ilk hatırladığım şairlerin başında Sezai Karakoç gelmektedir. Şairin bütün şiir kitaplarının toplandığı Gün Doğmadan kitabını yeniden okumaya başladığımda dikkatimi çeken bir imge ile karşılaştım:
“Sağnak”
Daha doğrusu “yağmur”, biraz daha genele gidersek “su”
imgesiyle karşılaştım.
Şair Sezai Karakoç’un şiirlerinde sıkça kullandığı ‘su’ imgesi herkesçe malumdur. Su imgesinin
versiyonlarında yağmura, ırmağa, denize, çeşmeye, kuyuya rastlamıştım. “Sağnak”
kelimesine-imgeciğine yeni rastladım desem yeridir. Çünkü daha öncede
şiirlerini müstakil şiir kitaplarında okuduğumda bu kelimeye ve imgeciğe
rastlamamıştım.
Şair, bu şiir külliyatında (Gün Doğmadan) şiir kitaplarının
tarih sıralamasına göre dizerken yenilik olsun diye sağnakları kullanmıştır.
Bahar Sağnağı, Gül Sağnağı.. Karakoç’un lk şiir kitabı Monna Rosa, kitapta
birinci sağnaktır. Son şiir kitabı Alın yazısı Saati ise on üçüncü sağnaktır.
Şair, şiir kitaplarının (Gün Doğmadan) kemiyetli (birinci, ikinci sağnak)
isimlendirmelerin yanı sıra keyfiyetli isimler de vermiştir. Mesela Çeşmeler
kitabı aynalar sağnağıdır. Bu tercih, su imgesinin (yağmura dönüşmüş halini)
Sezai Karakoç şiirindeki kapsamını göstermesi bakımından oldukça anlamlıdır.
Şair, âdeta bütün şiir kitaplarını yağmurla-sağnakla özdeşleştirmektedir.
Sezai Karakoç’un özellikle Yağmur Duası şiirini kendi
varlığı içinde değerlendirdiğimizde böyle bir durumla karşılaşıyoruz. Burada
yağmur, bir yerde Sezai Karakoç’un hayatında sağnağa dönüşmüş durumda.
Muhtemeldir ki Sezai Karakoç, Nurosmaniye semtinde Diriliş
Yayınevinden Şehzadebaşı’na doğru giderken pek çok sağnak yağmura
yakalanmıştır. Sağnak yağmur, çiftçiler için, yolda olanlar için, yola
çıkanlar, çıkacaklar için elbette kötüdür. Sezai Karakoç, sağnak-sağanak yağan
yağmuru ise okurun gözünde güzelleştirmeyi başarmıştır. Bunda muhakkak onun
şiire karşı samimi duruşu ve çocukluk yıllarındaki sağlam fotoğrafik
hatıralarıdır.
Günümüzde birçok şairin şiir vadilerde şaşırmaya devam
ettiği dönemde Sezai Karakoç’un “sağnak” imgeciği ile şiir dünyamızı onarmış ve
sağaltmıştır. Bizleri adeta şiirin “SİMURG” vadisinde gezdirmiştir. Bizim bu
vadilerden kaçmaya hakkımız yok.
TEŞEKKÜR
Şanlıurfa M. Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bu
yazımdan sonra benim için çok mühim olan burnumdan ameliyat oldum... Son on
yıldır burnumdan nefes alamıyordum. Son üç yıldır Taçkıran salgını sonrası ameliyathaneler
kapalıydı. Kısmet bugüneymiş. Yılların duayen hocası Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr.
Mithat Galip Paydaş Hocamız ve ekibinin başarılı bir operasyonuyla burnumuzdaki
fazla büyümüş etlerden kurtulduk. Sağlığımıza yeniden kavuştuk. Dr. Mithat
Galip Paydaş hocamıza, ekibine ve hastane yönetimine teşekkür ediyorum.
Eyyüp Azlal