Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 May 2019

Sağlık Bakanlığı bunu yapmamalıydı

AK Parti’nin 17 yıllık iktidarına sayısız devrimler sığdırdığını vicdandan nasiplenen herkes kabul eder. Sağlıktan ulaşıma, iletişimden savunmaya, yargıdan kültür ve teknoloji alanlarına kadar cidden devrimler yaşamış bir ülkeyiz.

Yaşanan kimi arıza ve aksaklıklar, AK Parti döneminde insanı merkeze alan devrim gibi değişiklikleri, yenilikleri gölgeleyemez.

Bugün bu aksaklıklardan bir tanesini yazacağız. Daha yeni başlayan, yeni dedimse de Ocak 2019 itibariyle yürürlüğe giren bir “arıza”dan söz ediyoruz.

Başlarken pek çok alanda yaşanan devrimleri sıralamıştım ve en başa da Sağlık Bakanlığının çalışmalarından hareketle “sağlık”ı almıştım. Bunu bilerek ve tercihen yazdım. Çünkü bilhassa Recep Akdağ’ın Sağlık Bakanı olduğu yıllarda bu ülkede hakikaten inanılmaz başarılara imza atıldı.

Sağlıkta çok ilerdeyiz

Dünyanın pek çok ülkesini geziyorum, gezdiğim ülkelerde sağlıktan eğitime kadar o ülkelerdeki durumu soruyorum. İnanın sağlıkta hiçbir ülke bizim kadar vatandaşın sağlığını, sıhhatini düşünmemiştir. Elhamdulillah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde Türkiye’de vatandaşın sağlığı konusunda maliyet değil, insan sağlığı esas alınmıştır.

Evet, asıl konumuza gelelim:

Sağlık Bakanlığı Türkiye’de yaşanan devrimlere imza atma konusunda ilk sırada değilse ikinci sırada olduğuna inanıyorum. Hastaneler, personel, ekipman konularında masrafı değil, vatandaşın sağlığını merkeze almıştır bakanlık, lakin;

Okyanusları aşarken derede boğulma meselesi ile karşı karşıyayız. Şubat ayından beri bana sosyal medya, mail, telefon ve ru be ru görüşmelerde bakanlığın Ocak 2019 genelgesi ile ilgili sitemler gelince konuyu pek çok hastane başhekimliklerine, anabilim dalı başkanlıklarına, hastane müdürlerine ve doktorlara sorma gereği duydum. Çünkü devrimlere imza atan ve atmaya devam edeceğine inandığımız bir bakanlığın böyle bir genelge yayınlaması hakikaten içimizi acıttı.

Göz hastalarının dikkatine

Mesele şu:

(Herkesin anlayacağı şekilde anlatayım)

28 Ocak 2019’da Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede, göz hastaları için ilk olarak daha önce kullanılan EYLEA ve LUCENTIS iğnelerinin kullanılmaması ve yerine ilk olarak AVASTIN ve ALTUZAN iğnelerinin kullanılması emredilmiştir.

Burada iki sorun var:

  1. EYLEA ve LUCENTIS göz için imal edilen ilaçlardır. Yani bu iki ilacın spesifik alanı göz/retina tedavisidir. Ancak bakanlığın 28 Ocak 2019’da zorunlu hale getirdiği AVASDIN ile ALTUZAN iğneleri ise spesifik olarak onkolojide yani kanser hastalıklarında kullanılan iki ilaçtır.
  2. Bakanlığın hastanelere genelge ile ilk kullanımını emrettiği AVASDIN ile ALTUZAN hastaların gözlerinde 3 kere denenecek ve netice alınmaz ise asıl göz iğnesi olan EYLEA ve LUCENTIS iğneleri hastalara uygulanacak. Yani kullanım alanı kanser olan bu iki ilaç göz hastaları üzerinde 3 kez denenecek, netice alınmaz ise asıl göz iğnesi olan ilaçlara dönülecek. Sebep: Maliyet!

Derede boğulma bu olsa gerek. Sağlık Bakanlığının bu konudaki tasarrufunun asıl sebebini bilmiyoruz, lakin bildiğimiz bir şey var ki vatandaşın sağlığı için hiçbir fedakarlıktan kaçmayan devletimizin Sağlık Bakanlığı bu konuda sadece ve yalnızca “cimri” davranmamıştır, aynı zamanda tehlikeli bir işe imza atmıştır.

Üstelik,

ALTUZAN ile AVASDIN ilaçlarının 3 denemesi ile EYLEA ve LUCENTIS ilaçlarının bir kere kullanılması hemen hemen aynı fiyata geliyormuş. Üstelik onkolojide kullanılan iki ilaç 3 kere denendikten sonra çok da yarar sağlamadığı için mecburen diğer iki ilaca dönmek zorunda kalınıyor ki bu, maliyeti iki katına çıkarmak demektir. Yani bakanlık bu konuya iyi hazırlanmadan bu kararı aldığı kanaatindeyiz.

Bir de kullanım şekli ile ilgili aldığım bilgiler kimi özel hastanelerin kazanç mantığını yansıtıyor ki maazallah.

Dahası,

Onkolojide kullanılan iki ilacın vatandaşın sağlığına olan etkisi iyi araştırılmalıdır. Tedarik ayrı bir dert tabi.

Ve bakanlık bu yanlıştan acilen dönmelidir.