Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Eylül 2024

Safları sıklaştırmak şarttır

İsrail’in oluşturduğu jeopolitik riskler karşısında bölge ülkelerin artık safları sıklaştırma ihtiyacı gün gibi ortadadır. Dünyanın en yüksek savunma bütçesine sahip Amerikan’ın askeri gücünün, İsrail’in yanında olması, bölge ülkelerinin birlikte hareket etmelerinin dışında çıkar bir yol yoktur. Ya tek, tek yok olacağız, ya da hep birlikte var olacağız.

Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, ortaya çıkan dünya, soğuk savaş öncesine göre son derece farklıdır. Özellikle uluslararası ilişkiler açısından bu dönem insanlık tarihinde önemli bir kırılmaya işaret etmektedir.

İsrail, tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de soykırım işliyor, dünya sadece seyrediyor. İsrail, hastahaneleri, ambulansları, camileri, kiliseleri, okulları kısacası hiçbir değer tanımıyor her yeri bombaladığı hâlde Amerika hâlâ İsrail’e destek vermeye devam ediyor.

Harap olmuş halkı Müslüman beldeler, parçalanmış Müslüman zihinler, bir zamanlar oynadığı onurlu rolü oynayamaz duruma geldiler. Ancak bu bir kader değildir. Alternatif bir gelecek her zaman mümkündür. Yeter ki liderler, sorumlu oldukları halklarının mesuliyetini omuzlarında hissetsinler.

Zira ülkeler, eğer gelişmelere göre pozisyonlarını ayarlamazlarsa büyük bir bedel hem kendileri hem de halklarına ödetirler. Çünkü Soğuk Savaş öncesi döneme kıyasla farklı bir uluslararası ortam artık söz konusudur.

Görüldüğü gibi, Filistin’de başlayan İsrail vahşeti, Lübnan’a uzanarak büyümektedir. Bu, kelimenin tam anlamıyla batı destekli, bir İsrail tiranlığıdır. Bölge ülkelerinin İsrail tiranlığına karşı, önlerinde iki yol görünmektedir. Ya pasif tutum takınmaya devam ederek tehlikenin kendilerini de yutmasına izin verecekler. Ya da aktif bir tavır almak suretiyle, birlikte var olacaklar.

Onun için, bölge ülkelerinin kapsamlı ve çok taraflı işbirliği güçlendirmeleri, gelecekleri için zaruri bir hâl aldığını söyledik. Bu, tüm sorun ve yanlışlıkların derhal çözümlenebilir olduğu, sihirli bir formülün olduğu demek değildir.

Ancak eğer bölge ülkelerinin aralarında sağlıklı bir ilişki olsaydı, İsrail’in işlediği vahşet bu boyutlara erişmeyecekti. Onun için her zaman vurguladığımız gibi, mesele ciddi ve derindir.