Safımız belli mi?
Türkiye’de ne yapılsa memnun olmayan bir grup var. Bunu muhalif olmakla açıklayamazsınız. Bu türden grubun temsilcilerinin insan olmakla problemleri var, insan olarak dünyaya gelişlerini idrakten yoksunlar aynı zamanda. Korona salgını nedeniyle başlatılan yardım kampanyasına da karşı bu grup. Safları her zaman olduğu gibi yine belli.
Hamasete girerek başlamak istemiyorum ama bu toplum nice aziz ve asil insanların duasıyla ayakta başta bunu belirtmek isterim. Doğruyu görmek ve dillendirmek cesaret ister. Şu sıralar Türkiye’de gündem öyle hızlı değişiyor ki hangisini yazacağımıza karar veremiyoruz. Şu da bir gerçek ki günceli yazmak büyük risktir, duygular tazedir, olay sıcağı sıcağınadır. Sosyal olaylarda doğruyu görmek birden olmuyor, yarın başka gelişmeler, başka parametreler devriye girince işin rengi değişebiliyor. Öngörünüz tutar da haklı çıkarsanız kurtulursunuz ama yanılmışsanız yandınız demektir. Bu aynı zamanda bir hesaptır ama hesap ederek yazmak da özgür düşünceyi engeller. O nedenle olayları, hangi türden olursa olsun, sıcağı sıcağına yazanlar cesur kişilerdir, hesabî değil, hasbîdir bunlar.
Şimdi de gündemde “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” yardım kampanyası var. Yardım etmek bu milletin dininde, ruhunda var. Gönülden destekliyoruz. Günceldir, algısı hızlı gerçekleşiyor. Bu kampanyayı benimseyip destekleyenler olduğu gibi, bu düşüncenin karşısında olup, desteklemeyen hatta şiddetle karşı çıkan, çirkin ve galiz ifadeler kullananlar da var. Maalesef toplum yine gerildi, bölündü. Bölünmesin, gerilmesin demiyorum artık. Bölünsün, gerilsin, ayrılsın istiyorum. Kim dost, kim düşman çıksın. Herkes eteğindekini döksün istiyorum. Tozpembe hayallere yer yok. Herkesi kucaklamak nasıl yanlışsa, herkesin sizi de kucaklamasını beklemek yanlıştır. Herkesi memnun edemiyorsunuz. Reelde böyle bir dünya yok. Böyle bir siyaset de yok. Ancak âdil olmak ayrı bir konu.
Gelişmeler ışığında yardım kampanyasını ve korona ile mücadeleyi takip ediyorum. Felaket tellalı ne çok insan var! Dili bozuk, kalbi çürümüş ve sadece pis kokular yayan et parçasına dönmüş ne kadar insan var! Yardımda bile ayrışıyoruz. İşte, size devlet eliyle yardım kampanyası buyurun! Ama maksat üzüm yemek değil ki. İşi gücü fesatlık olan niyeti bozuk insanlar virüsten daha tehlikeli çıktı. Bilindiği gibi okullar tatil. Uzaktan eğitim başladı. Bayan öğretmenin kıyafetine kafayı takan sefil düşüncenin temsilcisi mahlûkun herzelerine anında tepki verilmedi. Bizzat MEB’in taraftar olduğu bir dava olmalıydı. Sayın Bakan, anında cevap vermeliydi. Ancak toplumun tepkisi beklenerek resmî hamleler yapılıyor. Bu yanlıştı. Uzaktan eğitimde de övdüğümüz, doğru gördüğümüz noktalar oldu. Eksikler var, sanki bir paket programın içinde dönüp duruluyor gibi. Oysa MEB’in elindeki öğretmen gücü ve imkânlar daha üst şeyler ortaya koyabilir. Umarım bu da olacaktır. Bu noktalarda da çoğu insan sessiz kalıyor. Suların durulmasını bekleyen ne çok kişi var, ne kadar hesapçı bir toplum olduk. Bazı anlar vardır, bir yangın gibidir, hiçbir şeyi hesap etmeden koşmanız gerekir, cesaretiniz varsa koşarsınız. Suya sabuna dokunmadan yaz, diyenler var. Dokunmamak, görmemek, duymamak insanî ve vicdanî değildir. Övdüğümüzde hesabımız olmadığı gibi, yerdiğimizde de korkumuz yok. Asıl taltif, hakkı görmektir ve doğrunun safında yer almaktır. Şirin görünmek veya sadece görünmek için yazmak riyadır, münafıklıktır. Şimdi saflarımızın daha net olması, daha çok bölünme zamanı!
“Biz Bize Yeteriz Türkiyem” yardım kampanyasında da safımız devletimizin yanında olmaktır. Devlet demek, yarın demektir. Devleti yöneten erkin yanlışı varsa demokratik yönden tepkimizi koyarız ama kimseyi aşağılamadan, rencide etmeden, sövmeden yaparız, yapmalıyız. Türkiye’de enteresan tipler çıktı. Taraftarı olmadıkları bir kişinin cennete gideceğini bilseler, siyaseten oluşan nefretten ötürü cehennemi seçecek kadar gafil, gaddar, kafasız beyinler var. Yardım kampanyasına böyle nefretle bakanlar var bu ülkede. Bu devletin sahibi sadece toprağın üstündekiler değildir. Canını feda eden nice şehidin, kahramanın da hakkı vardır. Onların da ruhunu incitmeden hareket ederek, “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” yardım kampanyasını desteklemek elzemdir. Bunu paylaşmak, mesajı yaymak, açıktan destek olmak da gerekir. Şahsî yapılan yardımın gizliliği esastır düsturu burada geçerli değildir. Bugün millet olarak birlik günüdür, işsizi, yoksulu düşünme günüdür. Yardım seferberliği ilan edilmiştir. Safımız, yardım edenlerden yanadır, mutlak doğruyu Allah bilir.