Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2958.42
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Kasım 2013

Şafak Pavey'in yanlışları doğrusunu götürdü mü?

31 Ekim 2013, tarihin not düşeceği önemli dönemeçlerden olarak ilgili belgelerde iz bırakacak. Söz konusu tarih, başörtülü kadının seçilme hakkını dolaylı da olsa kullanabildiği bir gün olarak kayıtlara geçecek.

Mecliste buna mukavemet edecek isimlerin fevri çıkışları, tehdit içerikli beyanatları karşıdakilerin isteğini azaltmak bir yana dirençlerini artıran unsur oldu. Kamer Genç'in Kavakçı Sendromuyla yaşadığının ispatı olan hezeyanları da, adına tarih denen kutlu ve mühim tutanağın içerisinde yerini almakta gecikmeyecek.

"Bu kadına haddini bildirin!" haykırışından, sıraları yumruklayan vekillerin genç bir kadın yüreğinde açtığı korku, umutsuzluk ve travmanın izlerini o günlere ait görsel kayıtlarda görmek mümkün. Hakim olan öfke ve linçin meclisteki her dokuyu kapsadığını hissetmek de zor değil.

Üstelik sadece meclisle sınırlı kalmayıp özel hayata kadar elini uzatan öç ve sindirme hareketinin bir anneyle, iki küçük kız çocuğunun dünyasında bıraktığı karanlık ve korkutucu izlerinin silinmiş olması ihtimali bile iyimserlik ürünü.

Genç bir kadın ve iki kızı üzerinde yoğunlaşan, bu karakterler üzerinden yürütülen rejim muhafaza(!) hareketleri ve savunusu üç kadına olduğu kadar muhafazakar/mütedeyyin seçmene verilen bir gözdağı, anlamlı bir mesajdı kuşkusuz!

Mevzubahis edilen camianın daha uzun bir süre kendine gelememesi, haddini aşan işlere soyunmaması için yürütülen propagandanın somut ve caydırıcı uygulamalarıydı tüm bunlar. Merve Kavakçı'ya en büyük suç işlemişlere reva görülen muameleyle mukavemet edilmesi, toplumun belli bir kesimine sınırlarını bilmesi adına yapılan sindirme hareketiydi aslında.

Lakin devran herkesin beklediğinden farklı dönmüştü ne hikmetse! Daha binyıl süreceğine inanılan ve iddia edilen rövanşist süreç, tahmin edicilerini ve destekçilerini büyük bir yenilgiye uğratmıştı.

Yaşadığımız günlerden biri işte bu, bin yıl hükmetmeye ahd etmiş, çemberin zincirlerinin büyük bir hızla kırıldığına işaret etmişti.

Başörtüsü takarak meclise gelen dört kadın vekilin meclise girmesi belleklerdeki "Bu kadına haddini bildirin!" diye yansıyan öfkeli bir sesin izlerini silmeye çalıştı.

Başörtüsünün mecliste karşı koyuş görmemesinin arka planında çeşitli sebepler bulunsa da sonuç toplumsal anlamda sevindirici oldu. Buna müsaade etmeyeceğini belirten sert çıkışlı siyasiler de yakınlardaki seçimlerden dolayı maslahat gözetmek zorunda kaldılar.

Diğer partilerden konuşan kadın vekillerin kendi gerekçelerine göre destekledikleri bu uygulama, başörtülülerin seçilme haklarını kazanması yolunda önemli bir adımın atılmasını sağladı.

Mecliste bu çerçevede yapılan konuşmalar içerisinde Şafak Pavey'in dillendirmesi diğer kadın vekillerinkinden daha farklı bir yere oturdu. Pavey; yumuşak üslubu, gülümseyen yüzüne mukabil sert ve saldırgan kelimelerden yargılayıcı ve suçlayıcı cümleler kurmayı başarmıştı.

Acı tecrübelerinden yola çıkarak yaptığı mağdur edebiyatının esas failinin kendi partisinden bir kadın olduğu gerçeğini hatırlamamış ya da hatırlamak istememiş olmalıydı. Belki de salt, meclise başörtülü girme ihtimalini ortadan kaldırmak adına kendi partisinin kadın vekilinin pantolon giymesine karşı çıktığını bilmiyordu.

Suçlayıcı maddeleri çoktu. Peş peşe geldi. Ülkemizin kadın hakları konusundaki geri kalmışlığının sebebi de dahil, İslam ülkelerindeki kadın hakları ihlallerinin muhatabı olarak da düne kadar açık olan bugünün kapalı vekillerini mesul tutmuştu nedense. Din, inanç ve yaşam özgürlüğü konusundaki tüm iş takibini de bunlara havale etmeyi ihmal etmemişti.

Bırakınız ülkemizi, neredeyse tüm dünyadaki insan hak ve özgürlüklerinin vebalini bu acer örtülü vekillerin omzuna yükleyecek kadar da hakkaniyetliydi(!).

Mağdurluğunu fiziksel kaybıyla ilintili olmaktan da çıkarıp kapıları işaretlenen, oruç tutmadığı için öldürülen, mini etek giydiği için işten atılan vs bir camia olduklarını da iddia etti.

Son günlerin moda tabiri "kibir" kelimesini de kullanan vekil, "kibirden küfelik olma" deyimiyle edebiyat dünyamıza da katkıda bulundu.

Mevcut iktidarın, Türkiye Cumhuriyeti'nin en otoriter hükümeti olduğu savıyla konuşma metnindeki ana karakteri ele veren Şafak Pavey'in belki de tek doğrusu başörtülü vekillerin seçilme haklarına verdiği destek oldu. Sosyal medyada okuduğumuz 'Pavey'in üç yanlışının bir doğrusunu götürdü'ğü tespiti doğru muydu, yoksa abartılı bir duygu durumu mu karar vermeyi kişisel kanaatlerinize bırakayımu2026

twitter.com/sabihadogann