Sadık yâr toprak, yok oluyor!
17 Haziran
Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak kutlanmaktadır. Kuraklaşan,
verimsizleşen ve çölleşen yeryüzü topraklarının tekrar yaşam için uygun
sağlıklı ve verimli topraklara dönüştürülmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir.
Çölleştirdiğimiz ve çoraklaştırdığımız toprakları sağlıklı hale getirmeden küresel
ısınma ve iklim değişikliğinin yavaşlatılması, doğal çeşitliliğin ve gıda
güvenliğinin korunması mümkün değildir İnsanlar, yeryüzünün toprak olan
bölümünün dörtte üçünü altyapı inşası, hammadde bulmak, binalar inşa etmek ve
gıda yetiştirmek gibi gerekçelerle geri dönülmez bir şekilde değiştirdiler.
Değiştirilen, çürütülen, çoraklaştırılan ve çölleştirilen yeryüzü topraklarının
mevcut hali, insanlığın ve dünyanın varlığını sürdürmesine yetmemektedir. Dünya
devletleri, çölleşen ve çoraklaşan toprakları yeniden iyileştirme ve verimli
hale geirme sözü vermelerine rağmen, bu alanda hiçbir şey yapmamaya devam
etmektedir. Kısa vadede yeryüzünde Çin büyüklüğünde çölleşen toprağın tekrar
iyileştirilmesi ve verimli hale getirilmesi gerekmektedir.
Toprağın
çoraklaşması, verimsizleşmesi, kuruması ve kuraklaşması, insan faaliyetlerinin
ve iklim değişikliklerinin bir sonucudur. Yeryüzünün çölleşmesi, gerçek anlamda
küresel bir faciadır. Yoksulluk, siyasal ve ekonomik güç mücadeleleri, yanlış
sulama ve tarım yöntemleri yüzünden yeryüzünün sınırlı olan verimli toprakları
çölleşmektedir. Toplumun, toprakların verimsizleşmesine, kuraklaşmasına ve
çölleşmesine karşı insani ve sosyal dayanışma içine girmesi gerekmektedir. İnsanlığın
en önemli sorunlarının başında iklim, çevre, kuraklık ve çölleşme sorunları
gelmektedir. Topraklar verimsizleştikçe ve kuraklaştıkça, kendi içinde
barındırdığı doğal kaynaklarda yok olmakta, doğal çeşitlilik azalmakta, yaban
hayatı bitmekte ve doğa kirlenmektedir. İnsanlar, yaşamak için toprağın ve
suyun değerini fark etmelidirler. İnsanlar, toprağı yok ettikçe aslında kendilerinin
sonunu hazırladıklarının farkında değildirler. Toprak çölleştikçe, alarm
zilleri bütün insanlık için çalmaktadır.
Çölleşmenin
bütün dünyada arttığını göseteren bilimsel araştırmalar yayınlanmaktadır.
Küresel ısınmanın en önemli sonuçlarından biri, küresel çölleşmedir. Mevsimler
artık öngörülememekte, okyanuslar ve denizler musilaj ve asidifikasyonla
kurumakta, buzullar erimektedir. Yeryüzünün birçok bölgesi, geri dönülmez bir
şekilde çölleşme tehlikesi ile yüz yüzedir. Asya, Afrika ve Avrupa’nın bugünkü
hallerinden eser kalmadığı çöl kıtalara dönüşme tehlikesi bulunmaktadır.
Çölleşme, hiçbir
şekilde ihmal edilemeyecek bir felakettir. Kuraklığın, çölleşmenin ve
sıcaklığın arttığı yerlerde hiçbir şey yeşermemektedir ve toprak, suyu
kendisinde tutamamaktadır. Ormanların yok edilmesi, toprağın istismar ve iğfal
edilmesi, toprağa yapılan yapay müdahaleler ve yüklenmeler, çölleşmeyi
arttırmaktadır. Küresel çölleşmenin en önemli nedeni, insanın toprağı hor,
cahilce, vahşice istismar ve iğfal etmesidir. İnsanın istismar ve iğfal ettiği
topraklar, çölleşmekte ve çoraklaşmaktadır.
Tarım
arazilerinin yok edilmesi, gıda ve su ihtiyacının karşılanmaması gibi
nedenlerden dolayı ilerleyen yıllarda büyük nüfus hareketlerinin gerçekleşeceği
öngörülmektedir. İnsanlar, çölleştirdikleri ve verimsizleştirdikleri
topraklardan kaçarak hala verimli ve kullanılır topraklara göç edeceklerdir.
İklim göçü denilen olgu, küresel çölleşmenin ve çoraklaşmanın bir sonucu olarak
gerçekleşecektir.
Toprak;
hayat, hürriyet ve selamettir. Toprağı hoyratça ve vahşice kullanmanın bedelini
insanlık, topraksız ve hayatsız kalarak yok olma şeklinde ödeyecektir. Yeryüzü
topraklarının verimsizleştiği, kuraklaştığı ve çölleştiği bir ortamda Aşık
Veysel’in dünyasında hayatın kaynağı olan toprak bilincini yeniden kazanmalı ve
toprakla uyumlu doğal bir yaşam tarzı oluşturmak için harekete geçmeliyiz. Sözü
Veysel’e bırakalım: “Dost dost diye nicesine sarıldım/ Benim sâdık yârim kara
topraktır/ Beyhude dolandım boşa yoruldum/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Nice
güzellere bağlandım kaldım/ Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum/ Her türlü
isteğim topraktan aldım/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Koyun verdi kuzu
verdi süt verdi/ Yemek verdi ekmek verdi et verdi/ Kazma ile döğmeyince kıt
verdi/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Âdem'den bu deme neslim getirdi/ Bana
türlü türlü meyva yedirdi/ Her gün beni tepesinde götürdü/ Benim sâdık yârim
kara topraktır/ Karnın yardım kazmayınan belinen/ Yüzün yırttım tırnağınan
elinen/ Yine beni karşıladı gülünen/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ İşkence
yaptıkça bana gülerdi/ Bunda yalan yoktur herkes de gördü/ Bir çekirdek verdim
dört bostan verdi/ Benim sadık yârim kara topraktır/ Havaya bakarsam hava
alırım/ Toprağa bakarsam dua alırım/ Topraktan ayrılsam nerde kalırım/ Benim
sâdık yârim kara topraktır/ Dileğin varsa iste Allah'tan/ Almak için uzak gitme
topraktan/ Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan/ Benim sâdık yârim kara topraktır/
Hakikat ararsan açık bir nokta/ Allah kula yakın kul da Allah'a/ Hakkın gizli
hazinesi toprakta/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Bütün kusurumuzu toprak
gizliyor/ Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor/ Kolun açmış yollarımı gözlüyor/ Benim
sâdık yârim kara topraktır/ Her kim ki olursa bu sırra mazhar/ Dünyaya bırakır
ölmez bir eser/ Gün gelir Veysel'i bağrına basar/ Benim sâdık yârim kara
topraktır.”