Sadık Tural
Biz Türk dili ve edebiyatıyla ilgili olanlar, kendimizi aynı familyanın mensupları sayarız. Bir bakıma hasbi olarak teşekkül etmiş bir “Türkoloji Ailesi”ne sahibiz. Bu mesleğe mensup olanlar, fakültelerini bitirseler de hocalarına hürmetleri devam eder. Hocalar da eski öğrencilerini asla unutmaz, onlara sevgiyle yardımcı olurlar.
Prof. Dr. Sadık Kemal
Tural da eserleri ve fikirleriyle talebelerini ve edebiyat meraklılarını
beslemeye devam ediyor. Aziz Hocamız, Ankara’nın bu anlamda ‘uçbeyi’,
Anadolu’nun ‘aksakalı’dır. Zamanın
Elinden Tutmak eseri, 1980’lerde bizlere ışık tutmuştu. Hocamızın daha
sonra diğer eserlerini takip ettim, dergilerdeki makalelerini okudum. Sadık
Hoca’nın okuduğumŞiir İkliminde Birkaç
Saat, Edebiyat Bilimine Katkılar
ve Sorulara Cevaplar isimli yeni
eserleri, göz ve gönül okşayıcı hüviyette. İlk eserin kapağını, Yûnus Emre,
Fuzûlî, Karacaoğlan, Yahya Kemal, Faruk Nafiz Çamlıbel, Âşık Veysel, Ahmet
Hamdi Tanpınar, Arif Nihat Asya gibi sevilen şairlerimizin çizilmiş resimleri süslüyor.
İm Ajans Yayınları
arasında çıkan Şiir İkliminde Birkaç Saat’te
şiir kâinatımızı dolaşıyoruz. “Şiir Bahçesine Girmeyi Denemek” başlıklı
ilkyazının başlangıç satırları, bir bakıma eserin özünü yansıtıyor. Hocamız,
şöyle diyor: “Şiiri, mûsikiyi ve samimi duâyı hayatlarına sokmayan insanlar,
çekememezlik, öfke, kin ve hırs kuyusunda boğulur; bu tür anlayışların ve
davranışların yaygınlaştığı kültürler çoraklaşır. Kişiler, gözleri ve mideleri
dışındaki organlarının insanlaştırıcı enerjilerinden yararlanmayı
öğrenemezlerse, iç ayna dediğimiz servetin gücünü ve işlevini kavrayamadan ölüp
giderler. Duânın, mûsikînin ve şiirin insanlaştırıcı iklimini, ‘öğretmen’in
değer ve davranış kazandırıcılığını önemsemeyenler, çoraklaşmanın acılarını
yaşayacaklardır.”
Eser boyunca şiirin
bize kazandırdığı moral değerleri ve manevi kıymetleri teferruatlı bir şekilde
anlatan Hocamıza göre, “Şiir olmasa dünya çöl olurdu.” Edebiyat ve düşünce
arasında sıkı bir bağ kurarken bizi tefekkür ufkunda dolaştırıyor ve haklı
olarak “Edipler de bilgelerdendir.” hükmünü veriyor. Kitabı dikkat ve rikkatle
okuyanlar, geniş bir ufuk turuna çıkıyor; hem mazideki hem de günümüzdeki
şairleri daha yakından, sahici bir şekilde tanıyor ve seviyorlar. Edebiyat
ürünlerinin en özeli olarak ‘şiir’i kabul eden yazarımız, bu yolda vücuda
getirilen hakiki şiiriyetin insanı Yaradanına yaklaştırdığı inancındadır.
Eserden öğrendiğimize göre, “Şiir ve musiki birbirini tanımayan insanları yakınlaştırır,
aynı duygu, hayal ve tefekkür iklimine ait komşular, akrabalar konumuna taşır.”
Değerlerimize sahip
çıkmada cömertliğini gördüğümüz Hocamız şair padişahlarımızdan alır, Yirminci
Yüzyıl Türk dünyasının en mühim şairlerinden biri kabul ettiği Muhammed
Şehriyar’a kadar bizi getirir. Sonra diğer dost şairler… Edebiyat ilminin büyük
âlimlerinden olan Sadık Kemal Tural, iyi şairlerin doğuşunu ve muhteşem
şiirlerin yazılış hikâyelerini anlatırken şiir ve medeniyet arasında sıkı bir
münasebet kurar. Ancak uzun ömürlü devletler kuran, muazzam medeniyetler tesis
eden milletlerin ihtişamlı sanatı, görkemli şiiri olabilir. Eser boyunca bu
realiteyi ‘hakkalyakin’ müşahede ediyoruz.
Hocamızın hususi ve çok
kıymetli hatıralarını okuma talihine de erişiyoruz bu arada. Onlardan biri
Bayrak Şairimiz hakkındadır, okuyalım: “Merhum Ârif Nihat Asya bir özel
sohbetinde, ‘Her şiir onu yaşayabilecek bir vezinle, şekille doğar; nazma hem
ebelik, hem de analık eden şair, doğumdan sonra ise, onun ceht ile en güzel, en
beğenilir, hâle gelmesine çalışıp dikkat gösterir.’ demişti.”
Sadık Kemal Hoca’nın
bütün eserlerinde şahit olduğum husus edebiyatı ‘edep’ çerçevesinde hatta
‘inanç’ merkezinde temellendirmesidir. Bazıları halk edebiyatımıza burun
kıvırırken Sadık Hoca aksine başta Karacaoğlan olmak üzere büyük âşıklarımıza,
ozanlarımıza sahip çıkar; onlara dikkat çeker, eserlerini titizlikle tahlil
eder. Mesela Kul Himmet’in “Seyyah oldum şu âlemi gezerim/Bir dost bulamadım
gün akşam oldu/Kendi efkârımla okuryazarım/Bir dost bulamadım gün akşam oldu”
şiirini izah ederken sadece zihinlerimizi aydınlatmakla kalmıyor, kalplerimizi
irfanla dolduruyor, ruhlarımızı da manevi ve leziz gıdalarla besliyor.
Düşünen ve düşündürmeyi
seven Hocamızı, geçen yıl Türk Edebiyatı Vakfı’nda dinlemek nasip olmuştu. O
gün kendisini Mehmet Kaplan Hocama benzetmiştim. İkisi de şiirimizi himaye
etmişlerdir. Kitabın ilerleyen sayfalarında, “Nazım, insandaki yoğun duygu ve
hayallerin yapılandırdığı özel tefekkür bütünlükleridir.” cümlesine
rastlıyoruz. Eserde Tural Hocamızın yayımlanmamış kitaplarından bölümleri,
kendisiyle yapılmış bazı konuşmalarıve şiire dair dergilerde neşredilmiş
müteferrik makaleleri de bulunuyor. Esasen Şiir
İkliminde Birkaç Saat, günümüz şairlerinin, şiir sevenlerin ve edebiyat
meraklılarının okuması gereken müstesna bir eser. Okuyucularıma Sadık Kemal
Hocamızın eserlerini tavsiye ediyorum.