SADAKAT VE\u2026.
*Eyyüp Azlal
Eşler arasında sevginin azaldığı. Boşanmaların çoğaldığı, bu boşanmalar neticesinde mahkeme kapılarında sürüncemeler -ya benimsin ya toprağın- diyerek birbirlerini öldürmelere kadar varıyor. Adına kısaca kadın cinayetleri diyebileceğimiz bu hadise, kıskançlık-boşanma-ölüm serisini oluşturuyor. Bu durum, imanımızın zayıflığı,Allah'a karşı vazifelerimizi unutmuş olduğumuzu gösteriyor.
Allah'a karşı vazifeler derken tam da buradan başlayabiliriz. Eşlerin bir birlerine karşı sorumlulukları, onların Allah'a karşı sorumlulukları nelerdir. Hatırlamakta fayda var.
Yüce Allah kadına da, erkeğe de eşler olarak aralarında karşılıklı bir sevgi, merhamet ve acıma duygusu vermiştir. Evlenmeyi emreden Yüce Allah, evliliğin zorluklarına tahammülü zevk haline getirerek sevgiyi ve merhameti de yaratmış, eşlere böylece hayatı yaşanır hale getirmiştir. İnsan olarak yaratılma, Allah'a karşı sorumlu olma bakımından kadınla erkek arasında fark gözetmeyen İslam kadına annelik, erkeğe de babalık görevi vermiş ve aile düzenini yürümesi için eşlere yüklenen fonksiyonları bizatihi bir üstünlük sebebi olmadığını, üstünlüğün takvada olduğunu bildirmiştir.
Kadına anne, erkeğe de baba şefkati veren Allah, aralarında bir hukuk da oluşturmuştur. Bu hukuka riayet edenler "SADAKAT" kelimesiyle vasıflandırılırlar. Geçtiğimiz ay gözlerimle şahid olduğum bir sadakat örneğini yaşadım. Hastane kantininde çocuğumun ameliyatını beklerken tanıştığımız bir aile vardıu2026.
Seher Teyze, kızları, damadı ve torunları vardı. Eşi Rafet Amca altı yıldır Alzheimer hastası ve son bir buçuk yıl da lösemi hastasıydı. Rafet Amca aralıklarla hastaneye getiriliyor, tedavisi yapılıyordu. Bazen bir hafta bazen on gün hastanede kalıp taburcu oluyorlardı. Fakat son gelişlerinde hastalık uzun sürmüştü. Evleri hastaneye yakın olmasına rağmen Seher Teyze bütün çocuklarını, yakınlarını eve gönderir, gece geç saate kadar eşinin bulunduğu servisin önünde beklerdi. doktorlardan izin aldığı vakitlerde Rafet Amcanın yanına gider, elini tutardı. Yoğun bakım ünitesinde komada olan eşinin elini tutup bir iç sezgi ile durumunu öğrenirdi. Artık bu saatten sonra onun için doktorlardan teknik bilgi almaya ihtiyacı yoktu. Elini tutmasıyla, el yordamıyla "Rafet'im bu gün iyidir ya da bu gün kötüdür" diyebiliyordu.
Seher Teyze, Hastane kantininde çoğu kez bizi görür ve yanımıza gelirdi. Onun gözyaşları, adeta aşkın, vefanın, sadakatin, erdemin, kısaca seven bir kadının tarifiydi. Kocasını seven bir kadındı Seher Teyze. Onun inanılmaz sevgisi ve şefkati kocasına son altı yıl içinde çok artmıştı.
Biz hastanede taburcu olurken onlar bizi uğurlamıştı. Ama gözümüz hep arkada kalmıştı. Seher Teyzeyi ve hastanede yatan kocası Rafet Amcayı unutamıyorduk. Bizim çocuğu çok seven Seher Teyze ona nine de olmuştu. Bu yüzden memlekete döndükten sonra bazen biz onları arar, bazen de onlar da bizi arardı. Bir hafta sonra haber aldık ki Rafet Amca vefat etmiş. Seher Teyze ağlıyordu. Çocukları ağlıyordu. Onlara baş sağlığı dileklerimizi ilettik. Gönül isterdi ki bu acı günlerinde yanlarında olsaydık. Ama zaman ve mekan aralığı şartlarımız zorluyordu. Yine de pes etmedik. Çocuğumuzu kontrole götürdüğümüzde onlara uğrayacak, taziyelerimizi bildirecektik. Kontrol tarihi Rafet Amca'nın vefatından iki hafta sonra idi..
Her şey planladığımız gibi. Hastaneye gittiğimizde doktorlar çocuğumuzun durumunu iyiye gittiğini müjdesini verir vermez hemen bir taksiye atlayıp Seher Teyzenin Acıbadem'deki evlerine gittik. Evlerinin önünde bir çiçekçi abla vardı. O gün de "Dünya Kadınlar Günüydü". Seher Teyzeyi tanıyordu. Hem çiçekçi abladan çiçek hem de adres aldık...
Acıbadem'e vardığımızda Seher Teyze sanki uzun süre göremediği bir akrabasını karşılar gibi bizi karşıladı. Elini öptük, bizleri içeri aldı.
Seher Teyzelerin hatıralarını dinlemek belki birkaç ciltlik kitaba sığabilecek çaptaydı. Ama dikkatimi celb eden şu hatırayı paylaşmak isterim. Merhum Rafet Amca sağlığında varlıklı birisiydi. Onun taksileri, plakaları vardı. Sürekli eve şoförü para getirir, ona verirdi. Ama Rafet Amca Alzheimer hastası olduktan sonra parayı fazla tanımadığından dolayı bazı sıkıntılar çekmiş. Bakkala, çocuklara, berbere hatırı sayılır paralar verince Seher Teyze ve çocukları çareyi paraların fotokopilerini çekmekte bulmuş. Rafet Amca " işten güçten düştü" anlamasın diye. Rafet Amca "şoför para getirdi mi" dediğinde Seher Teyze hemen fotokopi yaptığı paraları çıkarır ve bir desteyi onun yastığının başucuna koyarmış. Sonraları da Rafet Amca paralar ile alışveriş yapmasın diye bir tanıdık matbaadan "Örnektir, bu para sinema filminde kullanılmak üzere hazırlanmıştır." İbaresi paranın üzerine düşülerek paralar hazırlanmış.
Evet gerçekten saygıdeğer bir insandı Seher Teyze. Eşiyle tam kırk dört yıllık mutlu bir evlilikleri vardı. Kırk yıl tam bir yastıkta mutlu bir evlilikleriu2026 Ama Seher Teyze'nin ölümsüz aşkı ve mutluluğunu 17 Ağustos depremi bozmuş. Daha hayatının baharında gencecik oğulları Cüneyd'i bu depremde kaybetmişlerdi.
Bütün bu olanlardan sonra şunu söyleyebiliriz. Seher Teyze, birçok kadına örnek teşkil eden vefası ile, sevgisi ile yüreklerimizdeki yerini hakk etmiştir. O, bir kadının gerçekten eşine, evine, çocuklarına nasıl sarılıp, sarmalandığının izdüşümüdür.
Bizler, şimdi yaşıyoruz, yarın öleceğiz. Ölüm Allah'ın emriu2026 Önemli olan yaşarken, örnek insan olabilmenin gereğini yerine getirmeye çalışalım, şöyle bir etrafımıza bakıp, böylesine, yüce yürekli insanlardan, insan olmanın faziletini kesb edelim...
Başınız sağ olsun Seher Teyze. Kadınlar Gününüz kutlu olsun.