Sabun ve Korona
Korona’nın dış yüzünü bir yağ tabakası kaplıyor.
Yani bizim derimiz gibi.
Nasıl ki bir insanın tüm derisini yüzerseniz yaşama şansı sıfırsa, sabun, Korona’nın üzerini kaplayan yağ tabakasını eritiyor, yani derisini yüzüyor, Korona derisiz insan gibi kalıyor, hemen ölüyor.
Sabun, bu nedenle en etkili Korona öldürücü.
Alkol de Korona’nın derisi olan yağ tabakasını eriterek Koronayı öldürüyor.
Ama, sabun öncelikli tercih!
Korona'ya fren yaptırmak!
Türk Halkının Korona için yapacağı en önemli tedbir olabildiğince frene basmaktır.
Bu, şu demek:
Korona'nın yayılmasını olabildiğince yavaşlatmak.
Birbirimize bulaştırmaktan olabildiğince kaçınmak.
Bu durumda hastanelere başvuran hasta sayısı az olacak, hastaneler, doktorlar, gelen hastayla ilgilenmek için daha çok zaman ve imkan bulacaklar.
Tedavi olma şansınız yükselecek, hastalansanız bile iyi olabileceksiniz.
Çok sayıda hastalanma nedeniyle, hastanelere birden hücum olursa, her şey aceleye gelecek, bir hastaya ayrılan yer ve zaman azalacaktır.
Bu sizin de aleyhinize olacaktır.
Doktorlar size bakmak için yeterince zaman ayıramayacak, ilgi ve zaman azlığından ölümünüze yol açacaksınız!
Bu nedenle önce; hastalığı kapmamaya, yaymamaya özen göstererek (kendinizi hasta hissetmediğiniz halde, hastalığı yayan olabiliyorsunuz) hasta sayısını az tutalım.
Frene olabildiğince basalım.
Yani, ne yapalım
Şunları;
Evden mümkün olduğunca çıkmamak, ellerini sabunla sık sık yıkamak, dışarıdan gelince yüzünüzü sabunla yıkamak, dışarıdan geldiğiniz kıyafetleri kapıya yakın bırakmak, ertesi güne kadar dokunmamak, kıyafetinize mikrop bulaştığını kuvvetle düşünüyorsanız mutlaka yıkamak.
Kalabalıklara, insanlara sokulmamak, dokunmamak.
Olur-olmaz her yere dokunmamak.
Öksürürken aksırırken mutlaka ağzını-burnunu kapatmak.
Frene kim daha çok ve kuvvetle basarsa o millet kazanacaktır!
Korona, beyninize girdi!
Başta TRT, belgesel ekranlarının gerisine siper almış bir güruh var, inatla “Allah” dememekte direniyor, “Doğa” diyorlar. “Allah” derlerse yobaz, “Doğa” derlerse, bilimsel ve laik, aydın(!) olurlarmış!!!
Peki “Doğa Dini”nden olduğunuzu belli etmeniz laikliğe aykırı değil mi?
Laiklik, hiç bir dine taraf olmamak değil mi?
Mesele, laiklik değil, mesele “Allah.”
Şimdi, Korona bunlara bir vurdu ki...
Hani; “Doğa”nız, F-35’leriniz, Medeni Dünya’nız, “Akıl ve Bilim Dini”niz, NASA’nız, S-400’leriniz, uzaya çıktığında “Tanrıyı göremedim” diyen Yuri Gagarinleriniz neredeler?
Göremiyorum!
Rötchildleriniz, Soroslarınız, Trumplarınız o küçücük Korona’nın önünde nasıl da çaresizsiniz!
Korona, Nemrut’un beynine giren sinek gibi, beyninize girdi!
Mankurt Enver
Enver Aysever isminde biri var.
Şu ortamda bile ayrıştırıcı, aşağılayıcı tutumunu sürdürüyor.
"İslam"ı “Korona” ile eşdeğer gören bir karikatür paylaştı.
“İslam”a düşmanlığı, öfkesi o kadar azgın ki, kendini frenlemekte zorlanıyor.
Enver, 18. yüzyıldan kalma bir dinazor.
O aynı zamanda bir Mankurt.
İlkokulda kendine ezberletilen “Kemalist öğreti”nin sorgulamayan hafızı.
Bunlar bir de ayrışmaktan şikayet etmezler mi?
Ne yani, “Türk Milleti”, yaptığınızı nisan yağmuru mu sanacak?
Bu, millete yaptığınız düşmanlığı, Yahudiler, Hindular, Evangelikler, Budistler yapmıyor, Enverler yapıyor.
Neyse ki, millet, “asaletinden” böylelerini ne ciddiye alıyor, ne de muhatap...