Dolar (USD)
34.50
Euro (EUR)
36.44
Gram Altın
2955.15
BIST 100
9286.32
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Kasım 2022

Sabit fiyat uygulaması!

Temel gıda ve temizlik ürünlerinde bir an önce sabit fiyat uygulamasına geçilmeli. Bu ürünlerin fiyatı en alt gelir seviyesindeki insanların alabileceği şekilde belirlenip o fiyatla satışı zorunlu tutulmalıdır.

Dünyada Korona sonrası, zaten terazisi bozuk olan arz talep dengesi iyice kontrolden çıkmaya başladı. Avrupa’nın “müreffeh ülkeleri” artık aynı bizde olduğu gibi enerji sıkıntısını, market raflarında fiyatı artan ürünleri ve hatta bizden daha beter olarak ürün bulamamayı konuşuyor.

Arz talep dengesini bozan şeyler nedir? Üretimin olmaması, üretilen malın stoklanarak arzını engellemek ve tekelleşme… Birçok ülkenin aksine, alınan tedbir ve verilen teşvikler sonucunda özellikle tarımda –tarım gıda demektir- sinsi müdahaleler dışında, yeterli üretime sahip ülkelerden birisiyiz.

Muhalefetin, mabadından üfürdüğü gibi “tarım ülkesiyken buğdaya muhtaç oluyoruz” propagandası tamamen uydurmaca. Tarımda dünyada kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden biriyiz. Devletin çiftçiye teşvik ve desteği de inanılmaz boyutlarda. Tabi doymayan insanı doyurabilmek, kanaat, şükür, sabır gibi duygular aşı ile verilemez insana. Ahlaklı bir eğitim ile verebilirdi onu da bu eğitim sistemi kabul etmiyor zaten.

Üretim yeterlide, üretilenin dağıtımında sıkıntı var. Aynı gelir dağılımının sıkıntılı olması gibi.

Üretilen veya üretimi az olsa da tedarikinde sorun olmayan ürünlerle, uygun şekilde piyasa döngüsü sağlanabilecekken neredeyse her gün değişen fiyatlar, hangi iktisadi teoriyle izah edilebilir?

Öncelikle her şeyin ötesinde sistem sorunudur bu. Güçlüyü, fırsatçıyı, ahlaksızı koruyan, egemen dünya düzeninin parçası olan sistem değişmeden sorun kökten çözülmez. Mevcut haliyle ise, yaşadığımız durum iktisadi bir teorinin konusu değil. Siyasi, ahlaki ve ciddi anlamda kriminal bir durumla karşı karşıyayız.

Bir programda İstanbul Ziraat Odası Başkanı şöyle diyordu:

"Aynı bölgede üç marketten salça getirdim. Fişleri burada. Hepsi aynı marka, aynı ambalaj, aynı gramaj. Biri 67, biri 88, diğeri 114 TL. Adeta tencere darbesi yapılıyor…"

Patates 14, soğan 16 ama muz 13 lira! Patates soğanla yemek yapılır ama muz temel ihtiyaç değil. Para kazanmanın dışında burada başka bir şey var. Peynir 215 lira olmuş. Sütün Kilosu 33 lira. Ben süt üreticisiyim. Bizden 8 liraya alıyorlar sütü. Sütün yağı alınıyor enzimleri alınıyor zaten 8 liraya aldığın süt 6 liraya düşer. Nasıl 30 liraya çıkıyor nasıl? Kontrol ediliyor ama yetersiz. Dört marketin cirosu 174 milyar, kesilen ceza 9 milyon… Bunların 2- 3 firmaları var, birinden diğerine ondan diğerine satış gösterip fiyatı artırıyorlar. Ülkemizde hububat üretiminde tarihinde görülmemiş artış oldu. Geçen yıl 17 milyon ton hububat vardı, bu yıl savaş olmasına rağmen 20 milyon ton üretildi. Devlet alım garantisi verdi. Dünya borsası 300-350 dolara alırken var olsun devletimiz 400 dolara aldı. Üretim de çok oldu. Tedarik sıkıntısı yok. Bunlar mutfakta yangın çıkartmaya çalışıyor. Tencere darbesi yapılıyor…”

Patates soğan muzdan pahalı, peynir etten pahalı olabilir mi? Burada ciddi bir tezgah var.

Bir ürünün, üreticisinden perakende satış reyonuna kadar kimin ne miktarda ve hangi fiyatla aldığı belgelidir. Üreticiden 3 liraya alınan mal insanlara 13 liraya satılıyorsa, orada üretimde tükenir insanlar da. Komisyoncunun üreticiden daha çok para kazandığı yerde üretici o zahmete neden girsin ki?

Bunu kontrol etmek o kadar zor değil. Teknoloji çağındayız. Online şekilde faturaları çıkartırsın ve kim ne kadar mal stoklamış, kim fahiş fiyat dayamış anlaşılır.

Son dönemde kriz dünya genelinde yaşandığı için, Avrupa ülkeleri de dahil bir çok ülke belirli ürünlerde “sabit fiyat” uygulamasına geçti. İnsanların temel ihtiyaç maddeleri, temel gıda ve temizlik ürünlerinde fiyat sabitlemesi yaparak halkın krizde boğulmasını engellemeye çalışıyorlar.

Bizde neden böyle bir karar alınmıyor?

Temel gıda ve temizlik malzemelerinde sabit fiyat hem halkı korur hem piyasa üzerinden milleti ateşlemeye çalışanlara fırsat verilmemiş olur.

Yetkili ve etkili bazı kişilerin ve özellikle kapitalist Batıcı sisteme bağlı olan sermaye gruplarının “Serbest piyasa kurallarına bağlı kalınmalı ve bu yüzden fiyatlara müdahale edilmemeli” söylemlerine boyun eğmenin sonucu, Ziraat odası başkanının dediği gibi “tencere darbesine” dönebilir.

Devletin maaşlara zam yapması sorunu çözmüyor. Çünkü yapılan zam oranından çok daha fazlası ürünlere de yapılıyor.

Serbest piyasa kuralları dedikleri bizim sistemimiz değil zaten. Vahşi kapitalizmin sömürü çarklarını sürdürebilmek için dayattığı bir sistem. Bütün mesele o sistemi değiştirmek değil mi zaten?

Bir an önce en azından temel gıda ve temizlik ürünleriyle kış şartlarında ısınma ihtiyacını giderecek ürünlere sabit fiyat uygulaması yapılmalıdır.