Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Ağustos 2017

Saadet ne yapmaya çalışıyor?

Hafta sonu İstanbul Yenikapı'da Saadet Partisi'nin de katıldığı Kudüs Mitingi yapıldı. Ben şahsen Ordu'da bulunduğumdan mitinge gidemedim. Ancak sosyal medya üzerinden takip edebildiğim kadarıyla Saadet Partisi yine yaptı yapacağını. Giden arkadaşlarımdan edindiğim intibaya göre Saadet Partisi miting meydanını siyasi gövde gösterisine çevirmek istemiş, üzüldüm. Miting devam ederken, Saadet'in yayın organı olan TV 5'te "Temel Karamollaoğlu genel başkanlığını pekiştirdi" cinsinden yorumların yapılmış olması ise başka bir vehamet! Ümmetin farklı renklerine sahip bireyleri Kudüs'teki zulmü tel'in etmek için meydanlara iniyor, Saadet Partisi başka hesaplar peşinde. Bu olacak şey değil. Mitinge giden arkadaşların bin kere pişman olarak evlerine dönmeleri ve hayal kırıklığı yaşamaları boşuna değil. Her ne kadar onlar gerçekten Kudüs davası için orada bulunsalar da bu durumdan rahatsızlık duymaları son derece normal. Saadet Partisi'nin son dönemde CHP'nin dümen suyuna girerek 15 Temmuz gibi bir meselede yeterince ses verememesi, milli meselelerde sırf AK Parti'ye muhalefet olsun diye milli iradeye ters politik manevralar sergilemesi, Saadet Partisi'nin artık "milli görüş" düşüncesinden fersah fersah uzaklaştığının kanıtıdır. Bunları yazarken herhangi bir siyasi tarafgirlikle hareket etmediğimi, benzer eleştirileri iktidar partisi için de ara ara yaptığımı bu köşeyi takip edenler bilirler. Saadet Partisi, Türkiye'de artık ne İslamcıları, ne de milletin kahır ekseriyetini teşkil eden Anadolu insanını temsil edememektedir. Neredeyse asırlık siyasetçilerin, emekli politikacıların emlak bürosu haline dönüşen Saadet Partisi, maalesef dinamizmini kaybetmiştir. Tam bu noktada Saadet'in gençlik tabanını oluşturan kitleyi eleştirinin bir parça dışında tutmayı tercih ederken, öbür yandan aynı gençliğin bu noktada daha eleştirel bir tavırla Saadet'in gençleşmesi için elinden geleni yapmasını; fikren, siyaseten Saadet'in fabrika ayarlarına geri dönmesini sağlayacak adımları atmasını bekliyoruz. Numan Kurtulmuş'un Genel Başkanlığı döneminde The Cemaat-Kurtulmuş kavgasında nasıl Saadet'in yanında durmuşsam bugün de eleştiri hakkımı kullanmakta özgür olduğumu düşünüyorum. Ancak geçen zaman içinde görüldü ki, Saadet'in geçmiş dönemde verdiği kavgalar artık tarih olmuş vaziyette. Eski Saadetten eser yok. Erbakan Hoca'nın mirasını çoktan tüketmiş bulunan Saadet, fabrika ayarlarına dönmediği müddetçe siyaseten bitkisel hayata girecek, reanimasyon ünitesi bile Saadet'i diriltmek için yeterli olmayacaktır.

***

Zekamızla alay etmeyin yahu!

Şimdilerde kulağıma geliyor, bazen de bizzat şahit oluyorum, 30 sene FETÖ'nün kucağında beslenmiş adamlar ekranlara çıkıp pişkin pişkin günah çıkartıyorlar. Biraz dişli, siyasi gücü olan bazı siyasetçiler, geçmişte FETÖ'yle iş tutmalarına rağmen konumlarını koruyorlar. Diğer taraftan sağda solda meseleyle alakası olmayan bir kısım garip-guraba töhmet altında, hapiste ya da açığa alınmış vaziyette. Bu işin bu kadar sulandırılması 15 Temmuz'da verilen şehitlerin ruhunu muazzeb kılar. FETÖ, her zaman olduğu gibi kaymak tabakasını yağdan kıl çeker gibi temize çıkarıp aşağıda ne kadar ayak takımı ya da alakasız adam varsa aynı kefeye koyup harcamak peşinde! Yani aslında FETÖ bu gidişattan yararlanarak işi sulandırıyor ve esas oğlanları koruma altına alıyor! Cemaatin kaymak tabakası, tamamıyla yurt dışında firari durumda ve elini kolunu sallaya sallaya geziyor, diğer tarafta günah keçileri her zamanki gibi olmaları gereken konumdau2026 Adaletin tesis edilmesi için korunup kollananların, güçlülerin, makam sahiplerinin, zengin ve varlıklıların, arkasını ulusal-uluslararası güçlere dayamış güç merkezlerinin de nasırına basılması gerekiyor. FETÖ meselesinde bir takım sebeplerle la yüs'el bırakılan herkes zan altındadır. Bundan bırakın kendilerini, çocukları dahi ömür boyu töhmet altında yaşayacaklardır. Bunun zararını bütün ülke çekecektir. Bu işi kararlılık ve cesaretle yürütemezseniz Türkiye'nin yarınları karanlıktır!

***

Neden sessizler?

İsmet Özel'in, Sezai Karakoç'un, Nuri Pakdil'in, Atasoy Müftüoğlu'nun bunca mesele karşısında neden bu kadar sessiz kaldıklarını hep merak etmişimdir. Evet bilirim, diğerleri gibi tribünlere oynamazlar, az ve öz konuşurlar, uyarıda bulunacaklarsa bunu usulüne uygun yapıp çekilirler. Dengelerle oynamaz, suyu bulandırmazlar. Ancak zor bir zamandayız. Seslerini daha çok duymak istiyoruz. Bu, çeşitli vesilelerle olabilir. İktidar, şan, şöhret, mevkii, makam, şehvet, servet hırsları yok. Sözlerini sakınacak, korkacak çekinecek durumda da değiller. Post kaygıları zaten yok. Bazı medya maymunları gibi zülfüyare dokunmadan, suya sabuna ilişmeden, ortadan ilerlemek gibi bir zafiyetlerinin de pekala olmadığını biliyoruz. Siyasetin nobranlığından, ulemanın cehaletinden, ümeranın dalkavukluğundan, kalem ehlinin eyyamcılığından bıkmış, sıkılmış olabilirler, artık baş edemeyip Allah'a da havale etmiş olabilirler, peki bizim suçumuz ne? Toplum, münevverlerin, ilim irfan sahiplerinin rehberliğine ihtiyaç duyar. Bu haklı bir beklentidir. Fikirleriyle ışık tutacak münevverlere sahip olmayan bir toplumun önüne eyyamcıların, dalkavukların, şarlatanların, politika cambazlarının geçmesi mukadderdir.

***

Güzel tevafuklar

Bu hafta sonu Ünye'de değerli bir arkadaşımı ziyarete gittim. İsmi Levent Çiloğlu. Babası Ünye'nin eski esnaflarından birisi. Kütahya'da aynı üniversitede okuduk. Bölümlerimiz ayrıydı ama çocukluğumun geçtiği Ünye'den olmasından dolayı orada tanışıklığımız, arkadaşlığımız oluşmuştu. Her yıl Ünye'ye gittiğimde vefanın bir gereği olarak eski dostlarımızı, ahbaplarımızı ziyaret eder, hatırlarını sorarım. Cumartesi günü bir yandan Levent'in babasına ait büfede eski günleri yad ederken diğer yandan İstanbul'dan gelecek anne babamı bekliyordum. O arada karşıdan iri yarı bir arkadaşın geldiğini gördüm. Gelen 17 yıldır görmediğim askerlik arkadaşım Mehmet Karagöz Hoca idi. Levent'le her yıl Ünye'de buluşur, görüşürüz, sağ olsun misafirperverliğini esirgemez. Bu güzel anları yaşarken Karagöz'ü görmemiz de hoş bir tevafuk oldu doğrusuu2026 Bütün dostlara selam olsun!