Rüzgâr
Kâinatta var olan her şey Allah tarafından yaratıldı, yürütülüyor ve O’nun tarafından bir program dâhilinde devam ettiriliyor. Bunu Kur’an bize her yönüyle haber verir ve kâinatta var olan bütün eşya üzerinde düşünmemizi, tefekkür etmemizi emreder. Kur’an’ın birçok ayetinde kâinat, tabiat ve tabiat olayları ile ilgili bilgiler sunulmaktadır. Rüzgâr da bunlardan bir tanesidir. Rüzgâr Allah’ın rahmet yönünün tecellilerinden sadece biridir. Allah “Kökünden söküp atan, yavaş yavaş esen şiddetli rüzgâra andolsun.” (Naziât; 1-2) diyerek rüzgâra yemin ediyor.
Rüzgâr
Kur’an’da rahmet aracı olarak geçer. Bulutları harekete geçirir ve yağmura
sebep olur. Bu bizim için bir rahmettir. “Size rahmetinden tattırsın,
emriyle gemiler yüzsün, fazlından (nasibinizi) arayasınız ve şükredesiniz diye
(hayat ve bereket) müjdecileri olarak rüzgârları göndermesi de Allah'ın (varlık
ve kudretinin) delillerindendir.”
(Rûm; 46)
Rüzgâr bazen
imtihan vesilesi, bazen uyarı ve terbiye aracı olarak da kullanılır. Bazen
Allah’ın gazabı rüzgâr ile birlikte gelir. Allah kullarını bazen rüzgâr ile
uyarır ve çeşitli azaplarla terbiye eder. “O (rüzgâr), Rabbinin emriyle
her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka
bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.” (Ahkâf; 25) ilahi emri bunu söyler.
Lût kavminin
helâki tozlu rüzgâr ile olmuştur. Lût kavminin üzerine Allah büyük bir rüzgâr gönderiyor. Şimşek,
gök gürültüsü ve rüzgâr ile yerden toplanan ve havaya kaldırılan her şey Lût
kavminin üzerine gelerek onları helâk ediyor. “Nitekim onlardan her
birini günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar yağdıran
rüzgârlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine
geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar
kendilerine zulmediyorlardı.”
(Ankebût; 40)
Firavun ve
kavmi de rüzgârla yok oluyor. “Allah, O halde kullarımı geceleyin yola çıkar. Çünkü takip
edileceksiniz, buyurdu. Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir
ordudur.” (Duhân; 23-24) “Andolsun
ki biz Musa'ya: Kullarımla birlikte geceleyin yola çık da (size)
yetişilmesinden korkmaksızın ve (boğulmaktan) endişe etmeksizin onlara denizde
kuru bir yol aç, diye vahyetmiştik. Bunun üzerine Firavun, askerleri ile
birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi.” (Tâhâ; 77-78) Ayetlerinden Hz. Musa’nın,
şiddetli rüzgâr vasıtası ile açılan denizde kurtulduğunu, Firavun’ un hafif
rüzgâr ile kapanan denizde boğulduğunu anlıyoruz.
Ad ve Semud
kavmi de rüzgâr ile helâk oldular. “Âd kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran
rüzgârı göndermiştik”. (Zâriyât;
41), “Nihayet onu, vadilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce:
Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele
gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!” (Ahkâf; 24), “Biz onların üstüne,
uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.” (Kamer; 19), “O rüzgâr, insanları,
sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.” (Kamer; 20) ayetleri bu tarihi gerçeği bize
örnek olarak sunmaktadır.
“Andolsun ki
biz Nuh'u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre
onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini
yakalayıverdi.” (Ankebût; 14) ayetinden biliyoruz ki Nuh
kavminin helaki de rüzgâr ile olmuştur.
Dünyada
rahmet ve azap vesile olan rüzgâr yenide dirilmenin de işareti olacaktır. “Rüzgârları
gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye
göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden
dirilmesi de böyle olacaktır.” (Fâtır; 9)
Rüzgârlar
bir yer için rahmet olurken diğer bir yer için azap olurlar. Kimi yere
kuraklık, kimi yere sel getirirler. Bazen rüzgâr eser su dolu bulutları ağaçsız,
bitkisiz yerlere götürür. Bazen gemileri sürükler ve maişet taşır bereket
olurlar. Bazen kumları yükseltir etrafı kum çölüne çevirirler. Bazen fırtına
olur yağmur yağdırırlar. Bazen rüzgârın sertliği ve kuvveti bir kavmin
kurtuluşuna sebep olduğu gibi bazen de yavaş ve sükûnetiyle helâke sebep olurlar.
Rüzgâr
sadece kendine verilen emri yerine getirmek için eser.
Biz de
Allah’ın emirlerini yerine getirmek için yaşamalı ve yarışmalıyız.