Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Temmuz 2022

Rüyamda seni boğazladığımı görüyorum...

Hazreti İbrahim’i ateşten daha büyük bir imtihan bekliyordu. Yıllardır evlat hasreti ile yanıp tutuşan yüreğini tam teskin etmişti ki, Allah’ın emrini yerine getirme adına Mina’da keskin bıçağı, oğlu İsmail’in naif boğazına dayayacaktı.

Yaşlı baba elinde bıçak, önünde ana Hâcer’den süt yerine teslimiyet emmiş bir oğul olan Hz. İsmail’in boğazını kesmeye çalışıyor; ama bıçak bir türlü kesmiyordu. Gözleri bağlı olan İsmail, babasının şefkatten dolayı kesmediğini zannederek, “Kes Baba! Sen Allah’ın emrine karşı mı geleceksin?..” diyordu.

İbrahim, o rahmetin babası, yüreğine taş bağlayarak büyük bir teslimiyet ile kesmeye çalışıyordu, ama bıçak aldığı bir emir gereği kesmez olmuştu. Nuh’un gemisini sahili selamete ulaştıran, Musa’nın asası ile Kızıldeniz’i ikiye ayıran, balığın karnını Yunus’a güvenli bir mekan kılan, ateşi İbrahim’e serin ve selamet yapan güç, şimdi de keskin bıçağa “kesmeyeceksin”, diyordu. Bıçak da kesmiyordu. Ve baba-oğul teslimiyetlerinin karşılığını kazanıyorlardı.

Kurban; ateşten daha büyük imtihan...

*

Aradan yüzyıllar geçiyor, İbrahim’in rolünü dede Abdulmuttalib, oğul İsmail’in rolünü ise baba Abdullah oynamak üzere sahneye çıkıyordu. Dede Abdulmuttalib Cürhümilerden beri kayıp olan “zemzem”i ilahi bir işaret ile aramaya koyuluyor, zemzemden önce büyük bir hazine buluyordu. Mekkeliler bu hazinede hak iddia ediyor, dede Abdulmuttalib bu hazinenin Kabe’nin hakkı olduğunu söyleyince aralarında büyük bir tartışma yaşanıyordu. Mekkelilerden bazıları, “Ey Abdulmuttalib! Sen şimdi bize bir tek oğlun olan Haris’le mi karşı geleceksin?..” diyorlardı. Bu söz Abdulmuttalib’e öyle bir dokunuyordu ki, orada ellerini semaya kaldırıp, “Allah’ım, görüyorsun bu kara yüzlü adamları. Ne olur bana 10 erkek evlat versen de, Senin evini bunlara karşı savunsam. Eğer bana 10 erkek evlat verirsen, birini Senin yolunda kurban edeceğim” diye yakarıyordu.

Allah bu kulunun duasına icabet ediyor; Abdulmuttalib hem zemzemi bulduruyor, hem de 10 erkek evladın sahibi oluyordu. Artık verilen sözün yerine getirilme vaktiydi. Oğullar arasında kur’a çekiliyor, kurban olmak en küçük oğul Abdullah’a isabet ediyordu. Baba-oğul yüzyıllar öncesinde ataları Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’in rolünü onuyordu. Fakat yine ötelerden gelen bir Rahmet, İsmail’i kurtardığı gibi, Abdullah’ı da kurtarıyordu.

İsmail yaşamalıydı, O’nun soyundan Abdullah gelecekti. Abdullah da yaşamalıydı, çünkü O’nun soyundan da Âlemlerin Sultanı Efendimiz gelecekti. İki kurbanlık babanın çocuğu, Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed âdeta bize bu kıssalarla kurbanın arkasında duran asıl ruhu hayatı ile öğretircesine; “Kurban teslimiyettir” diye haykırmaktadır. İbrahim’in kurbanı İsmail, Abdulmuttalib’in kurbanı Abdullah’tı. Kesilen her koyun, koç, sığır ve deve birer semboldür. Asıl kurban edilmesi gereken yüreklerdeki İsmaillerdir.

*

Bayramı bayram yapmak için, İsmail olmak gerek... Bayramı bayram yapmak için İsmail’den ziyade İbrahim olmak gerek; bağlandığınız bütün zincirleri tek tek kırarak ve gördüğünüz rüyaya inanarak. Ve ardından, “İsmail’im, rüyamda seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin?..” sorusunu ciğerparene, yoldaşına, biricik evladına sorabilmek...

Ve hiç düşünmeden, “Babacığım, sen emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulursun” (Sâffât, 102) cevabı karşısında vuslatta var olmak için, İsmail’in ensesindeki her darbeye İsmail’den çok teslim olabilmek... Her darbeyle içimizdeki tutsak güvercini ilahi göklere doğru pervazlandırabilmek... Ve Yüceler Yücesi’nin: “Biz oğluna bedel O’na büyük bir kurban verdik...”(Sâffat, 107) müjdesiyle müjdelenmek... İşte teslimiyet, işte insanı derinden sarsan mükâfât!...

Bayram sabahı kalkıp kurban ettiğimiz İbrahim’in içindeki İsmail’dir! İsmail kim? Heva, hevesten arınıp Rabbine sorgusuz sualsiz teslim olan irade. Kurban; teslimiyet, Yaradana boyun eğiş, kurtuluş ve özgürlüğün şifresidir. Kurban; İbrahimce adanış, İsmailce teslimiyetin sembolüdür.

Bugün 10 Zilhicce... Kurban Bayramı... Safa ile Merve arasında koşuşturarak vuslata eren Hâcer gönüllü anaların bayramı... Mina’da İsmaillerini kurban edebilen İbrahimlerin bayramı...

Haccınız mebrûr, vakfeniz makbul, sa’yiniz meşkûr, kurbanınız kabul, bayramınız mübarek olsun.