Rusya'ya uygulanan yaptırımlar herkese zarar veriyor
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi sadece Avrupa’da bir kara savaşı başlatmakla kalmadı, aynı zamanda her büyük gücün dâhil olduğu bir ekonomik savaşın kapılarını açtı. Batı, caydırıcı olmak için Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uyguladı ama şimdiye kadar başarılı olamadı. Hatta Moskova’ya karşı küresel finans sistemini bir silah gibi kullandı.
Buna karşı
Rusya’da Batı’ya karşı enerji kaynaklarını bir silah olarak kullandı. Rusya, ekonomik
kayıplarını telafi etmek için yeni alıcılar buldu ve Avrupa’ya enerji satışını
kıstı. Batı’ya akan Rus enerjisi kesilince, küresel ekonomide şoklara neden
oldu. Böylece dünya ekonomik savaşının yeni bir aşamasına girmiş oldu.
Büyük güçler
dâhil, bütün ülkeler salgının neden olduğu tedarik zincirinin aksamalarını çözemeden
bir de savaşın neden olduğu enerji ve gıda krizi eklendi. Hâl böyle olunca
enflasyon bütün ülkelerde yükseldi.
Avrupa’da
sıcaklar normalin üzerinde artı ve halk doğal olarak serinlemek için daha fazla
enerji tüketmeye başladı. Ancak ekonominin toparlanması için de endüstrinin
çalışması lazım ama endüstrinin çalışabilmesi de enerjiye bağlı.
Buna
yaklaşan kış şartlarını, Ukrayna’nın verimli topraklarının ekilememesini de eklersek
vahim bir tablo çıkıyor karşımıza. Bütün bu nedenler küresel ekonomik sorunları
daha da artırabilir. Enflasyon herkes için daha yüksek fiyat anlamına gelse de
ekonomik savaşın sonuçları fiyat endişelerinin ötesine geçebilir. Zira ekonomik
sorunlar, siyasi sorunları tetikler.
***
Bütün bu
gelişmeler uluslararası rekabeti kızıştıracaktır. Dünyanın mevcut tablosuna
yukardan baktığımızda büyük bir belirsizliğin hâkim olduğunu görüyoruz. Genel
olarak bütün ülkelerde ihracat ve ithalat gittikçe azalıyor ve herkes yerli
üretime odaklanmış durumda. Bazı firmalar kârlarını artırırken, bazıları ciddi
zarar ediyor. Bu da tüm devletler için yönetilmesi daha zor ve öngörülemeyen
sonuçlara yol açıyor.
Almanya, İkinci
Dünya Savaşından sonra bu kadar yüksek enflasyonla ilk defa karşı karşıya
kaldığı söyleniyor. Alman siyasetçileri, enerji tasarrufu için önlemler
araştırıyorlar. Başbakan Olaf Scholz, artan enerji maliyetlerinin potansiyel
bir sosyal sıkıntı ve istikrarsızlık kaynağı olacağını söyledi.
Avrupa’nın
genelinde bir kuraklık tehlikesi görünüyor. Geçtiğimiz günlerde Almanya'nın
ulaştırma bakanı, Ren Nehri'ndeki düşük su seviyelerinin nakliye sorunlarına
neden olabileceğini söyledi. Alman ekonomisini güvende tutmak için acil bir çözüm
planı çağrısında bulundu.
Daha açık söylemek
gerekirse, Avrupa'nın ekonomik güç merkezi için hiçbir şey güven vermiyor. Rusya
doğal gaz arzını tamamen kesmeye karar verirse durum daha da kötüleşecektir.
Ayrıca denizcilik
sektörü gibi liman işletmecileri de işgücü sıkıntısı ile karşı karşıyadır.
Rusya’ya yaptırımların uygulanmasıyla ilgili yasal sorunlar oluşmaya başladı.
Konuştuğum bazı Avrupalı tüccarlar: ‘’evrak ve onay süreçleriyle ilgili
ciddi sorunlar yaşadıklarını’’ bana söylediler.
Bilindiği
gibi, Rusya önemli bir emtia ihracatçısıydı. Ancak yaptırımlar nedeniyle Rus
ihracatın durması hem üretimi hem de denizcilik sektörünü olumsuz etkiledi.
Toparlayacak olursak: Büyük ölçüde kendi kendine yeten ABD dışında, dünyadaki tüm
endüstriyel üreticiler, Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan zarar görüyor.