Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
2982.26
BIST 100
9692.04
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ekim 2015

RUSYA'NIN AMACI NE?

Önce Lazkiye'de askeri yığınak yaptı, sonra İran ve Irak ile havadan yapacağı sevkiyatı çözdü, en son savaş uçaklarını gönderdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve başbakan Davutoğlu dışında hiçbir devlet tınmadı.

Rusya Devlet Başkanı V. Putin iki hafta önce Suriye'deki muhalif grupları havadan vuracağını açıklarken çok kişi "ABD ile danışıklı dövüştür, asıl DAİŞ'i vuracaklar" dedi. Hafta başında New York'ta, BM'de Obama'nın gözlerinin içine baka baka "Biz Rusya olarak Suriye'deki terörist grupları vuracağız" dediğinde de pek çoğunun bu fikri değişmedi.

Ama dünden itibaren DAİŞ'e vurduğunu sandığımız! Rus Hava Kuvvetleri aralarında Türkmenlerin de bulunduğuSuriyeli muhalifleri vurmaya başladı. Pek çok sivilin öldüğü saldırılarla ilgili eleştirilere Rusya kulak asmıyor. Açıktan ÖSO'ya bağlı güçleri bombalayan Rusya önümüzdeki günlerde karadan da Suriyeli muhalifleri vuracağını duyurdu.

Ancak Perşembe akşamı yeni bir gelişme daha oldu. Aslında sadece yeni değil, oldukça tehlikeli bir gelişme yaşandı. Ruslar CIA'in Suriye'deki bir merkezini havadan vurdu. Yanlışlıkla değil, CIA merkezini Esad güçleri ile birlikte belirlenen koordinatları esas alarak vurdu Rus uçakları. Bunu, Rusya Devlet Başkanı Putin'in basın sözcüsü Dimitre Peskow'un, "Hedefler, Suriye Ordusu ile birlikte seçiliyor" açıklamasından biliyoruz.

Çarşamba gününden itibaren Rusya'nın vurduğu muhaliflerin ABD tarafından desteklenen Muhalif gruplar olması kafalarda başka soru işaretlerine yol açıyor. Zira bu durum ABD ile Rusları karşı karşıya getirebilecek bir sürece doğru gidiyor. Tabi, eğer Batı bizim bilmediğimiz bir ajandaya sahip değilse ki o da yok gibi.

Rusya, bölgede İran ile beraber, ölmek üzere olan Esad'a can vermeyi sürdürüyor. Bu sebeple Rusya, İran askerlerini Suriye'ye sokmaya başladı. Karadan ÖSO'ya yapacağı operasyonda İran askerleri kullanılacak.

Düşünebiliyor musunuz?

Rusya ABD'nin desteklediği Suriyeli muhalifleri vuruyor, ABD'nin Ortadoğu planlarına sabotaj düzenliyor, ama ABD, "Rusları biraz agresif bulduk" demekle yetiniyor.

Ya diğer ülkeler?

Rusların bu "beklenmeyen" saldırısı Almanları sadece şaşırtmış, Fransızları ürkütmüş o kadarcık.

Suriye'de muhalifleri destekleyen ülkelerden Suudi Arabistan Yemen ile meşgul edilerek süreçten kopması sağlandı, İngiltere "dur, bekle" pozisyonunu muhafaza ediyor.

Türkiye mi dediniz? Biz daha önemli meselelerle uğraşıyoruz!

"Ahmet Hakan AKP'liler tarafından mı dövüldü yoksa Ahmet Hakan'ı AKP'liler mi dövdürttü?.."

Elbette Ahmet Hakan'a saldırıyı kınıyoruz, yetmez faillerinin cezalandırılmasını istiyoruz. Ama Türkiye'nin gündemi bu mu olmalı? 3 gün bitti 4. güne girdik kocaman adamlar ekranlarda saçmalamayı bile rezil ettiler.

Tekrar Suriye konusuna dönecek olursak, Rusların İran ile birlikte Esad'ın kalıcı olmasını sağlamaya yönelik hamlesi ABD için kabul edilemez bir durum olduğunu söylememize gerek yok. Rusların bu amaca ulaşması demek;

ABD için hem prestij kaybı, hem bölge üzerindeki emellerinin ağır yara alması u2013ki bu ABD ekonomisi için de telafisi imkansız bir durumdur- hem de ABD'de yapılacak başkanlık seçimleri için mevcut başkan Obama'nın partisi Demokratların ağır darbe alması ve sonunda başkanlığı cumhuriyetçilere kaptırmasıyla sonuçlanması demektir.

ABD dış politikası ama özellikle Ortadoğu politikası artık Demokratlar arasında da yüksek sesle tartışılır oldu. Bir yazımda belirttiğim gibi "dünyada hiçbir şey yapmadan NOEL Barış Ödülü alan tek kişi" olanObama, Suriye politikasındaki tutarsızlığı ve ardından gelen başarısızlıktan dolayı ABD'de Demokratları oldukça zor durumda bırakıyor. ABD, daha doğrusu Obama sadece DAİŞ'i vurarak başkanlık seçimlerini Demokratların lehine çevireceğini düşünüyorsa yanıldığını görecek.

Bölgenin gittikçe tehlikeli bir sürece girdiğine tanık oluyoruz. Türkiye açısından son derece sıkıntılı bir süreç başladı. Zira Esad'ın gitmesini olmazsa olmazı kabul eden Türkiye, Esad'ın kalması halinde güneyinde çok ciddi sıkıntılar yaşayacak.

Asıl endişem ne biliyor musunuz?

"Herkes düşmanı gördüğü teröristini vurmak durumunda kalırsa sonu nereye varır?"Bence herkes bu konu üzerinde tefekkür etmeli. En çok da Kürtler, zira bir hafta önce yazdığım olayların 22. Yüzyıl versiyonu gerçekleşecek gibi.