Rusya nefretini kim körüklüyor?
Dünyanın ve ABD Donanması’nın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford ve gemide görevli 12. Uçak Gemisi Taarruz Grubu tam da “Soçi Zirvesi” öncesi planlanmış bir liman ziyareti çerçevesinde Türkiye’ye geldi.
Bu ziyaret, ABD ve Türkiye arasındaki güçlü ortaklığı daha ileriye taşımak için bir fırsat olarak görüldü.
Hatta USS Gerald R. Ford’un Antalya’ya varışı öncesinde, Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait TCG Anadolu, Göksu, Gediz, İmbat, Meltem, Burakreis gemileri ile Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-16’lar, KC-135’ler ve P-72’ler ortak tatbikat düzenledi.
Daha evvel, Altıncı Filo’nun komuta gemisi olan USS Mount Whitney, 18 Ağustos’ta Sarayburnu’nda demirlemiş ve Filo Komutanı Koramiral Thomas Ishee de Türk konuklarına gemide bir davet vermişti.
Diğer taraftan Türkiye ile ABD arasında Kayseri’de hava indirme tatbikatı da yapıldı.
Tüm bu gelişmeler Putin ile yapılacak Soçi Zirvesi öncesinde gerçekleşti.
Sonuç olarak Putin, "Batılı partnerlerimiz bizi dolandırdı. Birkaç gün içinde sözler yerine getirilsin biz bu tahıl koridorunun devam etmesi için kendi çabalarımızı sarf ederiz” dedi.
Rusya-Türkiye işbirliğine karşı ilginç gelişmelere tanıklık ediyoruz.
Şimdi sizi biraz geriye götüreceğim.
NATO'nun ilk Genel Sekreteri Hastings Lionel Ismays, 1949'da NATO'nun amacı hakkında şöyle demişti; "Sovyetler Birliği'ni dışarıda, Amerikalıları içeride ve Almanları aşağıda tutmak."
İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden sonra Avrupa'nın sosyalist ve komünist yönetimler tarafından yönetilme ihtimaline karşılık bir önlem olarak kurulan NATO ve örgütü Gladyo oradaki işini bitirdikten sonra Sovyetleri hedefe koydu.
1945'te ise Berlin'in Sovyetler Birliği ordusu tarafından ele geçirilmesinden sonra Rusya'dan Mareşal Zhukov şöyle demişti: "Hitler'i ve Nazizm'i yok ettik. Müttefiklerimiz bunun için bizi asla affetmeyecekler.”
Evet, tam da öyle oldu. Buna ilk cevap, Churchill’den geldi. Planın adı; "Düşünülemez Operasyon" Tarih, 1 Temmuz 1945.
Churchill'in 1945'te Sovyetler Birliği'ne saldırmak için yaptırdığı saldırı planının adıydı bu. Alman birliklerinin yardımıyla ilk aşamada en azından Polonya'yı “kurtarmak” istiyorlardı.
Şubat 1941'de(tarihe dikkat), o zamanın ünlü Amerikalı gazetecisi ve aynı zamanda dönemin önde gelen Amerikan dergisi Life'ın editörü Henry Luce tarafından bir makale yayınlandı. Makalenin başlığı “Amerikan Yüzyılı”
Makalede Luce, Amerika'nın dünya liderliğini üstlenmesini, derhal savaşa girmesini ve dünyayı barış, refah ve demokrasiyle dolu parlak bir geleceğe yönlendirmesini talep ediyordu.
Bu görüşler sonradan Amerika’nın resmi politikası halline geldi. Ve ilk hedefinde Rusya vardı.
Örneğin RAND Corporation’da Rusya’yı bölüp parçalamaya yönelik yüzlerce rapor bulabilirsiniz. Bu yüzden Ruslar, RAND'a "Ölüm ve İmha Akademisi" der. RAND'ın ABD'nin stratejik düşünme askeri akademisi olduğunu bilirler.
Amerika, bugün de Ukrayna üzerinden Rusya’yı ele geçirme planları yapıyor. Peki, Amerika bunu neden yapıyor.
Cevabı Putin versin:
"Bir kez daha altını çizmek istiyorum ki” diyor Putin, “kolektif Batı'nın Rusya'ya karşı yürüttüğü bu savaşın gerçek nedenleri ABD'nin doyumsuzluğu ve egemenliğini sürdürme kararlılığıdır."
"Özgür olmamızı istemiyorlar. Bizi kolonilerinden biri yapmak istiyorlar. Eşit işbirliği istemiyorlar. Ülkemizi yağmalamak istiyorlar. Bizi özgür bir toplum olarak değil, ruhsuz köleler olarak istiyorlar.”
Evet, doğru cevap bu. O yüzdendir ki bugün Rusya nefretinin ardında Amerikan uşaklığı yatmaktadır. Rusya’yı bu anlamda sahip çıkmak demek Amerikan imparatorluğunun despot hâkimiyetine karşı çıkmak demektir.
Çünkü Amerika bunu sadece Ruslar için düşünmüyor! Tüm toplumları köleleştirmek istiyor.