Rusya, Çin'i Türkiye ile dengeleyecek
AB ve ABD’nin yaptırım konuları, Doğu Akdeniz’deki
gerginlik ve Suriye’deki olaylar ise ülkemizin başlıca uğraş verdiği
meseleler oldu.
Buna rağmen ta Venezuela’ya kadar uzanan dış politik yaklaşım Türkiye’nin elinin
kolunun “her yere uzanabileceğini” dosta düşmana gösterdi.
Türkiye, Batı sisteminin olmazsa olmaz bir parçası olarak
görülmesine rağmen Kafkasya, Türkistan, Ortadoğu ve Afrika’daki
dostları için büyük güçlere alternatif olma çabasını devam ettiriyor.
2021’e bu çabaya destek veren daha somut adımların atıldığı bir yaklaşımla
girildi.
Yukarı Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılmasında
Türkiye’nin aldığı inisiyatif Türkiye ile dost olanların masada da sahada
da kaybetmeyeceğinin en bariz göstergesi oldu.
2020’nin son günlerinde Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu ile yıl sonu değerlendirme toplantısında birçok konuyu kapalı kapılar
ardında konuştuk.
Aklımda Nahçıvan Koridoru olayı vardı.
Zira, net bir açıklama yapılmasa da Çin’in “Kuşak
Yol” projesinin bir güzergâhı olan ve Ermenistan topraklarından geçen “Nahçıvan Koridoru”nu
Ermenistan’ın kabul etmesinin sebebi pek anlaşılır değil.
Neticede bu koridor için Türk tarafından (Azerbaycan ve Türkiye) açıkça dile getirilen
bir talep de yok.
Tek ve yegane talep Ermenistan’ın işgali altında bulunan toprakların
kurtarılması.
Benim analizim şöyle:
Paşinyan’ın Ermenistan’ı Rusya güdümünden çıkarmak
ve Batı'ya eklemlendirmek istemesi, Rusya’nın Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı
geri almaya başladığı askeri operasyonda sessiz kalmasına neden olmuştu.
Batı’dan beklediği desteği bulamayan Paşinyan’ın kafasındaki birinci
mesele bence “Ermenistan’ı Rusya’nın güdümünden çıkarmanın
bir yolu bulunmalı” konusu oldu.
Neticede Ermenistan’ın 30 yıldır işgal altında tuttuğu toprakların Azerbaycan
tarafından kurtarılması ile biten bir süreç Azerbaycan’a yetebilecekken
bir anda Nahçıvan Koridoru oluşturulması gündeme geldi.
Paşinyan, Ermenistan’ın Rusya güdümünde kalmaya
devam edemeyeceğini çok iyi biliyor.
Ermenistan için Türkiye ve Azerbaycan ile iyi ilişkiler kurmaktan
başka bir gelecek yok.
Ama bu Ermenistan’ın Türkiye’den “toprak taleplerini
sona erdirmesi” ve “sözde soykırım” iddialarını bitirmesi anlamına
da geliyor.
Devletlerin ayakta kalmasını sağlayacak "ortak acılar" ve "ortak zaferler" vardır.
Ermenistan, devleti ayakta kalmak için bolca “ortak acı” üretmiş ve
bunlara tutunmuş durumda.
Bu politika Ermenistan’ın nüfusunun yarısının göç etmesine neden oldu.
Ermeniler, Ermenistan’da kalmak istemiyor.
Sadece çalışmak için bile Türkiye’ye gelen 100 bin Ermenistan
vatandaşı var.
Ermenistan’daki Türkiye karalamalarına rağmen Türkiye’deki
Ermeni kökenli vatandaşların yaşadığı rahatlığı gören Ermenistan
vatandaşı Ermeniler artık devletlerinin “tabulaşmış” politikalarını
sorguluyor.
Bunun en büyük göstergesi Paşinyan’ın seçilmiş
olmasıydı zaten.
Nahçıvan Koridoru’nun oluşturulmasına onay verilmesi bu düşüncelerin ilk
somut adımı oldu.
Koridorun oluşmasına imkân veren Ermenistan’ın onayına ilişkin “Nasıl
oldu” soruma Bakan Çavuşoğlu, “Onların da çıkarına” cevabını
verdi.
Amerikan formasını çıkararak Türk formasını giyen bir yönetimle “Orta
Asya’da büyüyen Çin’i dengeleyecek bir Türkistan bloğu” oluşturulması ancak
Rusya’nın alan açması ile mümkün olabilir.
Rusya bu alanı kontrollü bir şekilde Türkiye’ye açıyor.
Türkiye, açık ve dürüst politika ile kazan kazan düsturunu
ortaya koyarak adımlarını atıyor.
2021 yılı ile birlikte Ermenistan’ın bu zorlu sürecine Türkiye
ve Azerbaycan’dan daha fazla destek geleceği göreceğiz.
İlham Aliyev’in tüm yaşananlara rağmen gündeme getirdiği 3+3 devletle bir araya
getirilecek 6’lı bir iş birliği mekanizması, işte tam da bu fikre hizmet eden
ve Kafkasya için hayati önem taşıyan bir adım.
Rusya, Ermenistan ve İran ile Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan’ın yer alacağı 3+3 oluşumlu 6’lı mekanizma bölgedeki meselelerin çözüme kavuşturulmasını sağlayacak.