Rus işgalinin politik hedefleri
Rusya, bu çok kutuplu dünya inşasında büyük Rusya’yı inşa etmenin yolunun öncelikle yakın çevresinde etkili olmasından geçtiğini görüyor. Dolayısıyla Rusya’nın bu yeni uluslararası sistemde bir güç olabilmesi için yakın çevresini, yani eski Sovyet alanını kontrol etmesine yönelik kendisinde ciddi anlamda bir inanç var. Ve bu inanç ve hedef çerçevesinde Rusya adım adım yakın çevre doktrinini öncelikle kendisine yönelik ikinci bir bölünmenin önüne geçmeye yönelik bir güvenlik sorunu olarak göstermek suretiyle Ukrayna işgalinin meşruiyet zeminini bunun üzerine inşa ediyor. Akabinde bu meşruiyet zemini üzerinde etrafındaki bölgeleri kontrol etmek istiyor. Yani Rusya’nın birinci stratejik hedefi; büyük Rusya’yı yeniden inşa etmek ve bu amaçla yakın çevresini kontrol altına almak.
İkincisi, güvenlik
endişeleri bağlamında özellikle ABD’nin kontrolünde veya ABD ile birlikte
NATO’nun doğuya doğru yayılmasını önlemek de Rusya’nın büyük hedeflerinden
birisi olarak değerlendirilebilir.
Ukrayna’ya gelindiğinde, Ukrayna da aynen Gürcistan gibi bakıldığında Rusya’nın
Karadeniz’deki manevra alanını ve varlığını dolayısıyla daha sonraki süreçte
Karadeniz’in bir göl olmasını engelleyecek gelişmelerin iki adresi olarak görülüyor.
Rusya, bundan ötürü de Gürcistan’ın ve
Ukrayna’nın NATO üyeliklerini, NATO’nun doğuya doğru yayılması bakımından ciddi
bir sorun olarak görüyor. Ve bugün hem yakın çevresi bakımından bu kuşatılma
hem de Karadeniz bağlamında sıcak denizlere inme noktasında kendisine bir alan
açmaya ve bu bağlamda kendisine tehdit olarak gördüğü bu bölgede tekrar hâkimiyet
kurmak istiyor. Putin, Rusya’nın karşısında her şeyiyle güçlü bir Ukrayna
görmek istemiyor. Ve bu anlamda kendisine sorun ve rakip olabilecek bir devlete
orada diz çöktürmeye ve onu büyük Rusya projesinin içine dahil etmeye
çalışıyor. Bütün bunlara bakıldığında burada biz öncelikle Rusya’nın dış
politik hedeflerini görüyoruz.
****
Batı’nın
ve başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin Rusya aleyhine hayata geçirdiği
yaptırımlar Rusya açısından ciddi bir şok etkisi yarattı. Çünkü Putin, bu harekat karşısında, Ukrayna’ya savaş açması neticesinde
en azından Batı’nın bölüneceğini düşünüyordu. Çünkü geçmişte bu olmuştu. Avrupa’nın enerji bağımlığına da biraz
güveniyordu. Avrupa’nın enerji bağımlığıyla birlikte 2008 Gürcistan, 2014
Kırım ilhakında buralarda yeterinde tepki gösterilemedi. Evet, yaptırımlar
geçmişte de devreye girmişti ama bu Rusya’nın canını çok acıtacak şekilde
olmamıştı. Dolayısıyla Putin, Ukrayna işgalinde hesabını yaparken aynı senaryo
üzerinde bir hesap yaptı. Ama Putin’in bu hesabı tutmadı. O kadar tutmadı ki
geçmişte İran’a yönelik yaptırımlardan sonra herhalde modern çağda gördüğümüz
en ağır yaptırım şekliyle karşı karşıya kaldı şimdi Rusya. Rusya için swifte yönelik
bir karar çıktı. En büyük iki Rus bankasının finanssal istemden çıkarılmasına
yönelik bir karar çıktı. Almanya çok sürpriz şekilde ki Rusya’nın yaklaşık 12
milyar dolar harcadığı Kuzey Akım 2 projesinin lisanslama sürecini durdurdu.
Elinde
yaklaşık 640 milyar dolarlık bir rezervi olan Putin, hesabını yaparken bu
yaptırımların bazılarıyla karşılaşacağını hesap ediyor gibiydi. “Bu yaptırımlar çok da sert olmaz, ben iki
üç yıl içerisinde elimdeki bu parayla Rusya ekonomisini yüzdürürüm” diye
düşünüyordu. Ancak, Batı dünyasında, Rus merkez bankasının bu rezervlerini dondurulması
kararı var. Çünkü bu rezervlerin % 40’ı oranındaki miktarı ABD ve AB
ülkelerinde. Dolar ve Euro olarak duruyor. Dolayısıyla bu karar çıktığı zaman
yaklaşık 260 milyar Dolar ve Euro değerindeki Rus merkez bankası rezervi donmuş
olacak. Geriye kalan paranın da 130 Milyar dolar değerindeki kısmı da altın. Dolayısıyla
bu altını da Rusya’nın uluslararası ticarete ve ekonomiye katması için bir
şekilde Dolar veya Euroya çevrilmesi lazım. Orada da Rusya büyük sıkıntı
yaşayacak. Yani son uç olarak Putin’in güvendiği parası olan 640 milyar
dolarındaki rezervini kullanmakta büyük sorunla karşılaşacak. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde
Rusya’nın sahada askeri anlamdaki istihbarat açığının bir benzerini, dış
politikada da gördük. Rusya hem askeri alanda hem de dış politikada karşılaşacağı
sorunlar konusunda büyük bir ön görüsüzlük yaşadı.