Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.25
Gram Altın
2963.17
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Haziran 2024

​Rumlar ABD'nin dingiline yapışmış!

Rum Yönetimi, Kıbrıs’ın jeopolitik konumunu ABD ve İsrail’e kullandırarak içinde bulunduğu ekonomik krizi aşmak istiyor. Amerika’dan alacağı üç kuruş para için Ada’da yaşayan insanların güvenliğini hiçe sayıyor. Rum Yönetimi ile Washington arasında geliştirdiği diyalog çerçevesinde Kıbrıs Rum tarafı gittikçe ABD-İsrail ikilisinin işgali altına giriyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Rum Yönetimi dışişlerinden sorumlu Constantinos Kombos arasında geçtiğimiz günlerde bir toplantı yapıldı. Kıbrıs Rum tarafının tamamen ABD’nin tahakkümü altına giren anlaşma imzalandı. Her iki taraf arasındaki görüşmelerin derinleşmesi, Kıbrıs’ın güvenliğini tehdit ediyor.

Toplantıdan sonra Blinken: ‘’Kıbrıs’ın coğrafi konumunun değeri tartışılmaz’’ dedi. Gazze'de İsrail vahşeti devam ederken, ABD’nin Rum tarafını tahakkümü altına alması, ciddiyetle takip edilmelidir. Zira ABD’nin Kıbrıs girişimi, iki amaca hizmet ettiği anlaşılıyor.

Birincisi: İsrail’in yayılmacı politikasına daha etkin desteklemek amacını taşıyor. Bu durumda Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin güvenliğine bir tehdit oluşturuyor. Bu tehlikeli anlaşmaya karşı, bir oyun planı geliştirmesinde fayda vardır. Tehlikeleri, önceden sezmek ve önlem almak hayati bir öneme sahiptir. Nedense ABD’nin Rumlarla yaptığı anlaşmalara medyamız fazla önem vermedi ama bu öyle olduğu anlamına gelmez. Zira esas tehlike, gürültü patırtı çıkarmadan gelir. Bu bakımdan tehlikeleri yarı yoldayken karşılamak, her zaman yakınlaşmasını beklemekten daha iyidir.

ABD’nin Kıbrıs’ı tahakkümü altına alma niyeti, uzun bir planlamanın neticesidir. 2016 FETO darbe girişiminden sonra, Türk-Amerikan ilişkileri bozulunca, Amerikalı bazı yazarlar Kıbrıs’ın jeopolitik önemi üzerinde analizler yazdılar ve Rum Yönetimi ile görüşülmesini önerdiler, teşvik ettiler. Gerçekten de söz konusu analizlerden sonra, her iki tarafın yetkilileri düzenli görüşmeler yaptı. Nihayet 2018’de güvenlik alanında ortak bir niyet beyanı imzaladı ve bugünde bir anlaşmayla sonuçlandı.

İkincisi: ABD’nin Rum Yönetimi ile yaptığı anlaşmayla, Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji kaynaklarına çökmek istiyor. Washington'un sürekli enerji kaynaklarını kontrol etmesine yönelik ortaya koyduğu çaba göz önüne alındığında, Rum Yönetimi ile yaptığı anlaşmanın perde arkasındaki amaç daha net anlaşılır.

Rumların ABD ile yaptığı anlaşmanın zamanlaması son derece manidardır. Zira Kıbrıs Barış Harekâtının 50. yıldönümünden kısa bir zaman öncesine denk gelmesi, sembolik bir anlamı var. Ancak Rum Yönetiminin gözden kaçırdığı önemli bir husus: Kıbrıs’ı tamamen ABD’nin tahakkümüne sokması kısa vadede iktidarı için, ekonomik bazı faydalar sağlasa da uzun vadede Rumların geleceğini tehlikeye atıyor.

Çünkü Amerika’nın ilelebet bu bölgede bulunacağına dair bir garanti yoktur. Ama Türkiye, Lübnan, Suriye, Mısır devamlı bu bölgede olacaktır. Rumların ABD ve İsrail ile yaptığı anlaşma bütün bu ülkelere tehdit oluşturacaktır. Onun için Rum Yönetimi, uzun vadede Rumları tehlikenin kucağına atıyor ama farkında değiller.

İlginç olan! Rum Yönetimi, tıpkı arabanın dingiline konan bir sineğin, toz içinde nasıl da hareket ettiğini sanıp kendisiyle gurur duyduğu gibi, Rumlar da ABD’nin dingiline yapışarak boş bir gurur içindeler(!) Ancak tarih, içi boş bir gururun sonu hüsranla bittiğini devamlı bize göstermiştir…