Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
35.97
Gram Altın
3000.46
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Nisan 2022

Ruhumuzda Ramazan

Orucu tutan, sonra da onu sakatlayan, ihbar eden, cezayı veren, kontrol eden, cezayı çeken yine kişinin kendisidir.

Namaz Allah’ı kabulle başlar; oruç ise kendini kabulle başlar. Yani oruçlunun kafası yirmi dört saat kendisiyle muhakeme halindedir.

Oruç insanı kul ölçüsünden Allah’ın ölçüsüne yükseltir.

Oruç tutan kişi, açlığı sebebiyle dikkatini devamlı kendi varlığına yöneltir, bu vesileyle acizliğini, noksanlığını idrak etmiş olur.

Oruçlu bir insan gün boyu manevi bir gözetim altında olduğu hissiyle yaşar. Bu da hayatın amacı hakkındaki farkındalığını artırır, sorumluluğunun bilincine vardırır. Sorumluluğunun bilincinde olan insan kendi dışında kalan canlılara karşı da sorumluluk hisseder ve ona göre yaşar. Böylece Yüce Yaratan’a karşı sorumluluğunu da daha derinden idrak eder.

Oruç, insana fakirlere ve yoksullara karşı merhamet hissi aşılar, insanı nefsin esiri, kötü arzuların oyuncağı olmaktan kurtarır, iradesini güçlendirir, nefsine hâkim olmayı, kendini tutmayı öğretir.

Oruç, insana nimetin kadrini bilmeyi ve nimete şükretmeyi hatırlatır. İnsanı sabır ve tahammüle alıştırır. Helal ve haramı ayırt etme kabiliyeti kazandırır. Varlığı ve darlığı bildirir, tahammülü öğretir.

Oruç, helal olan ve göz önünde duran her türlü yemeği aç olduğu halde gizli veya aşikâr yememe iradesi kazandırarak dürtü ve güdüleri denetim altında tutma alışkanlığı sağlar.

Oruç, insanları alışkanlıklarının esiri olmaktan kurtarır. Değişen yeme içme saatleriyle bazı kötü alışkanlıkların değişebileceği duygusunu kuvvetlendirir.

Oruç, sıkıntı ve ıstıraplar karşısında sabırlı, iradesine hâkim, menfaatler karşısında doğru bildiği prensiplerden vazgeçmeyen ideal insan tipini vücuda getirir. Her türlü yiyecek karşısında hiçbir maddi karşılık beklemeden aç ve susuz kalmayı göze almak, insana maddi değerlerin üzerinde bir takım manevi değerlerin de olduğu şuurunu kazandırır.

Oruç sayesinde insanların daima kendilerini görüp gözeten ve bütün hareketlerini takip eden, fakat kendilerinin göremediği bir varlığın mevcudiyeti hakkındaki imanları artar. Bütün hareketlerinde tedbirli ve temkinli olması gerektiği, aksi takdirde yaptığı hareketlerden mesul olacağı bilinci güçlenir. Bu da insanda kendi kendini kontrol altında tutma, kendi kendini hesaba çekme alışkanlığını geliştirir.

Oruç, insanlardan riyayı, gösteriş için ibadet etme düşüncesini kaldırır. İbadetleri sadece Allah rızası için yapmaya alıştırır. İnsanı takva denen en üst mertebeye ulaştırır, onu olgun bir insan haline getirir.

İyilik duygularının gelişmesini sağlar, kötülüklerin de önünü alır. İnsanı melekleştirir ve ruhu manevi bir haz içinde yüzdürür.

Oruç, insana fedakârlık, alçak gönüllülük, dayanışma duygusu, başkalarını düşünme ve birlik ruhu da vermektedir. Açlık elemini hissetme hususunda zengin ve fakiri birleştirir. Zenginlerin yüreğini yumuşatır. İnsanoğlunda şefkat ve merhamet duygularını harekete geçirir.

Oruçlu olduğu zamanlarda yoksulları daha çok düşünecek, elindekileri onlara vermek isteği ile paylaşma duygusu artacaktır.

Ruhun beslenmesi için bedenin aç ve susuz kalması gerekir. Beslenen ruhla gönül gözü görmeye, gönül kulağı işitmeye, gönül aklı çalışmaya başlar ve ruh dirilir.

Namaz dinin, oruç ruhun, zekât da Müslüman toplumun direğidir.

Namazsız din, oruçsuz ruh ve zekâtsız Müslüman toplum ayakta duramaz, yıkılır.