Ruhsuz şifa
Sosyal devlet mantığına uygun olarak dizayn edilen sağlık sistemimiz kağıt üzerinde hasta olmayan insanlarımız için tıkır tıkır işliyor.Son on yılda sağlık bütçesi ve hasta sayısı on katına çıkmış. Ameliyatlar muayeneler tetkik ve tahlillerde de bir o kadar artış olmuş. Davulun sesi uzaktan oldukça hoş değil mi? Madalyonun öbür yüzünden batığımızda ise başka türlü görmemek için başımızı kuma gömmemiz gerek. Sağlığa bütçeden ayrılan rakam ve gayrisafi milli hasıladan ayrılan pay her geçen gün artmasına rağmen hastalıklarda ve hastalarda beklenen azalma ve şifa bir türlü gelmiyor.Sistem hasta ordusuna hasta üretmeye artan hızda devam ediyor.
Geçen gün muayenehaneme gelen Ayşe hanımın anlattıklarını dinlerken yukarıdaki başlık aklıma geldi.Ruhsuz sağlık bu olsa gerek diye düşündüm.Bir yakınına refakat için hastaneye giden Ayşe hanım koridordaki televizyonda yayınlanan sağlık proğramını izlerken ne oldu ise oldu hocam diye söze başladı.Uzun uzun anlattıklarını dinledim.Üç torba içindeki filmlerini tahlillerini ve kullandığı ilaçları gözden geçirdim .Ayşe hanımı bazı televizyonlarda para karşılığı proğram yapan ticari tıp mensubu bir şarlatanın hasta ettiği kanaatine vardım.
Doktor gözü ile de bu gün bu sorunu masaya yatırmak istiyorum.Sistem hasta üretmeye devam ettikçe milli bütçemizin yarısını sağlığa ayırsak sorunu çözemeyiz kanaatindeyim. Koruyucu hekimlik para getirmediği için ve insanlarında akla ihtiyaçları olmadığı için sağlık proğramları reyting canavarının elinde adeta bizi hasta etmek için yapılır oldu. Sağlığın ticarileşmesi ve kartelleşme sonucu şöyle bir gerçekle yüzleştik. Helal haram fark etmez çok para kazan. Kesen ve kasan dolsun. Sorumsuzca ye iç tüket.Sağlığının kıymetini bilmene korunmana da gerek yok.Hasta ol ve benim ağıma düş. Hasta olmasan dahi ben sende bir hastalık icat ederim. Kazandıklarını alır seni de sisteme bir hastalık kodu ile kaydederek bir ömür boyu mahkum ederim.
Belki bazılarımız bu kadar da olur mu diyebilir. Daha fazlası dersem hiç yalan olmaz. Gerçekten daha fazlası bizim batımızdaki ülkelerden bize doğru hızla geliyor. Sağlıklı yaşam yada sağlıklı zayıflama ilgili akla bilgiye ilme dine uygun bir makale yazsam kimsenin umurunda olmuyor. Doğrular herkesi bir yerinden acıttığı için olsa gerek pek sevilmiyor.Şarlatan tıp sektöründen yayınlanan makyajlı bir makale ise internet sitelerinde tıklanma rekoru kırıyor. Televizyonlarda ise reytingleri patlatıyor. Allahım bu nasıl bir algı.Ahir zamanda mıyızu00ad?
Hekimlerimizin bir kısmı performans hesabına dalmış. Sağlık kurumlarımızın bir kısmi kasalarını daha fazla doldurmanın yollarında alternatifler arar olmuş. Hastaya dokunmak bir hastanın sırtını sıvazlamak empati kurarak bir hasta ile göz göze gelmek nerede ise yok olmuş.Hekim hasta ilişkisi hiç bu kadar iğfale uğratılmamıştı.Mesleki saygınlığımıza hiç bu kadar aşağılayıcı eller uzanamamıştı.Ne oldu? Ne değişti?
Bir hekim olarak sorunlarımızın çokluğunun bilincindeyim. Çare ve çözüm bekleyen gerçek hastalarımız var ve bizden şifa bekliyor. Şifa vesilesi olmak için samimi olmak dost olmak kalbimizi ruhumuzu hastalarımıza açmamız gerekir. Ruhsuz şifa olmaz. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.