Ruhsal kirlenme, ruhsal çöplük
Doğanın, ilişkilerin, ilgilerin, tutkuların, siyasetin, bilginin, değerlerin, kültürlerin kirliliğinden söz ediyoruz. Düşleri, duyguları, düşünceleri ve davranışları kirli olanlar, doğayı, ekonomiyi, hukuku, barışı, özgürlüğü, sevgiyi, kısacası hayata ve doğaya dair her şeyi kirletiyor. Bütün kirlilikler, ruhsal kirlenmenin meyveleridir. İnsanı kirleten her şey, insanın ruhundan ve kalbinden, yani içinden gelmektedir. Bütün kirliliklerin kaynağı, insanın ruhudur ve kalbidir. Bütün cinayetler, hırslar, yolsuzluklar, sahtekarlıklar, hileler, kıskançlıklar, talanlar, yağmalar, aptallıklar, cehaletler, barbarlıklar, vahşilikler, insanın ruhsal kirlenmesinden ve çürümesinden kaynaklanmaktadır. Ruhu kirlenen insan, bütün kötülüklerin kaynağıdır ve anasıdır.
Ruhsal kirlenme, insanın insani derinliğinin ve genişliğinin kirlenmesidir ve
yozlaşmasıdır. Ruhu kirlenmiş olan insanın bedenininin güzel, temiz, sağlıklı kalması mümkün değildir.
Ruhsal zaafiyetler, bedeni de zayıflatır ve hasta eder. Ruhsal
kirlilik, bedeni, aileyi, toplumu ve
yeryüzünü bir bütün olarak
zayıflatmakta, çürütmekte ve yok
etmektedir. Ruhsal çürüme, mistik bir
kavram veya durum değildir. Ruhsal kirlenme ve çürüme, ahlak, vicdan,
akıl, bilim, sanat, hukuk, barış,
felsefe, maneviyat ve eğitim
alanlarındaki çürüme ve yozlaşma anlamına gelmektedir. Irkçılıkla,
cinsiyetcilikle, nefretle ve şiddetle ruhları kirlenmiş olanların barışı, hukuku, onuru, güzeli,
iyiyi ve olgunlaşmayı sağlamaları
mümkün değildir.
Vücudun necasetten arınması için sayısız kurallar ve ritüeller koyan
kalıpların ve geleneklerin, ruhsal kirlenme sorununun farkında olmadıkları ve bu
derin sorunu ihmal ettiklerini söyleyebiliriz. Ruhsal kirlenmeyi ihmal
etmek, aslında hukuku, barışı, aklı, ahlakı ve maneviyatı ihmal ve imha
anlamına gelmektedir.Ruhsal kirlenme, insanın dışında uydurulan ve
dayatılan ritüellerle temizlenemez. Ruhu
iyileştirecek ve temizleyecek olan, insanın kendisidir. İnsan, insani yollarla ruhunu temizleyebilir. İnsani olmayan yollarla ve kurallarla ruhun temizlenmesi arınması ve olgunlaşması
mümkün değildir. Ruh kirlenmesine karşı insan, çözümü gene kendisinde bulmalıdır.Dışarıdan gelen
bütün kalıplar, kurallar, kurumlar ve
kişiler, insanın ruhunu çürütebilir ve
kirletebilir. Dışarıya verilecek
yüzeysel bir temizlik ve güzellik
sergisi, sahte bir şovdan öte bir anlam
taşımamaktadır. Vitrinin temiz ve güzel olması,
ruhun temiz, güzel ve sağlıklı olduğu anlamına gelmemektedir.
Ruhumuzu kirleten, dışarıdan alınan çöplüklerdir.
Ruhumuzun ruhsal çöplüğe
dönüştürülmesi, ruhumuzu kirletmekte ve
çürütmektedir. Kirli, karanlık ve kaba
kişilerin, kalıpların, kuralların, kültürlerin, kimliklerin, kaynakların ve
kabalıkların ruhumuza alınarak
içselleştirilmesi, ruhumuzu ruhsal çöplük haline getirmektedir. Bilimden,
felsefeden, akıldan, ahlaktan, sanattan,
şiirden, müzikten yoksun olan,
çöp olmaktan başka hiçbir değeri olmayan
kanaatleri, kalıpları, kişilikleri,
kuralları ve kaynakları ruhlarımıza alarak kendimizi ruhsal çöplüğe dönüştürmemeliyiz.
Ruhu, çöple doldurmak çok kolaydır, ancak ruhun çöpten arınması çok
zordur.Ruhumuzu vicdanla, akılla, bilgiyle, şiirle, müzikle, edebiyatla,
doğayla doldurduğumuz zaman, onun
çöplüğe dönüşme riskini azaltmak
mümkün olabilir.
Doğayı, denizleri, suyu,
evi, sokağı, ormanı, oralara
atılan çöpler kirletmektedir. Çöp kavramı ve olgusu, insanlığın en önemli sorunudur. İnsanlık, çöpün doğaya, denize, sokağa atılmayacağı bilincini kazanamadı. Ailesiyle
pikniğe giden kişiler, bütün çöplerini ve atıklarını doğaya ve ormana bırakmaktadırlar. Yollar ve
ormanlar, insanların oralara
attıkları çöplerle doludur. Sigara içenler, izmaritlerini her yere
atmaktadırlar.Çöp atmama bilincini
kazanacak kadar insanlığın olgunlaşmaması, insanlık adına büyük hayal
kırıklığıdır. Doğaya çöpünü sorumsuzca,
akılsızca ve ahlaksızca atan, aynı kabalıkla,
karanlıkla ve kirlilikle ruhuna
da bütün çöpleri de atmaktadır. İnsan
ruhundaki çöp dağları biriktikçe kişi, insanlık
önünde kirlenmekte, toplumu ve doğayı
da kirleterek kendine benzetmeye çalışmaktadır. Ruhsal
çöplüklerinde çürümüş insanların, insanlığı ve doğayı kirletmemeleri
düşünülemez.