'Ruh hastası' desenize!
Fransa'da 7 kişiyi öldüren ve 32 saatlik pazarlığın ardından "ölü ele geçirilmesine" karar verilen Cezayir asıllı Muhammed Merah'ın, Fransız istihbarat servisine çalıştığı iddia edildi. Fransız İstihbaratı eski başkanı Yves Bonnet'in "Merah muhbirdi" açıklaması, derin operasyonu faş etti. Bonnet, Merah'ın 32 saatlik kuşatmada, sadece daha önceden tanıdığı bir istihbarat ajanıyla görüşmek istemesini de şüpheli bulduğunu açıkladı. Bence "görevlendirme" sonrası "ölü" ele geçirilmesinde "fayda" görülen Merah'ın fişini çektiler. İtalyan gazetesi Il Foglio da, Merah'ın Fransız istihbaratının izniyle İsrail'e gittiğini yazdı.
Bu arada Norveç'te77 kişiyi katleden İslam düşmanı Nazi canisi Breivik'i hatırlamamak imkansız.
Breivik'i "Hıristiyan katil" değil de "ruh hastası" olarak nitelendiren Batı'nın, Merah'ı ilk dakikadan itibaren "Müslüman cani" olarak damgalamasındaki bilinçaltını fark etmemek aptallık olur.
Müslümanlarla en küçük kontağı, sosyal bağı olmayan, iki defa Fransız Lejyonu'na katılma talebinde bulunan Merah da "ruh hastası" olamaz mı? Meraktan sorduk!
İDO'nun seçkinci ayıbı
İDO, deniz otobüsü ve feribot iskelelerinde 'Öncelikli geçiş sistemi' olarak adlandırılan yeni bir uygulama başlatmış. Parayı veren düdüğü çalar sistemi olarak da adlandırılabilecek uygulamaya göre, Eskihisar ile Yalova hattında araçlarıyla seyahat eden yolcular, 20 TL fiyat farkı ödeyerek kuyruk beklemeden, VIP şeridinden vapura geçebiliyor.
Özellikle tatillerde kilometrelerce kuyruk oluştuğunu gören İDO, böylelikle milletten ekstra para tırtıklayacak. Tamam zenginlerin hoşnut olacağı bir uygulama bu fakat hastası veya acil işi olan ancak maddi durumu elvermeyen yolcular n'olacak? Kuyrukta çürüsünler mi?
Parası olmayanı rencide eden bu durum acilen düzeltilmeli. "Param var kuyruğa girmem" magandalığıyla mı uğraşacağız şimdi de?
Başbuğ haklı(!)
Andıç davasının tutuklu sanığı emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, duruşma salonunda İsrail'deki Ağlama Duvarı önünde çekilen fotoğraflarıyla ilgili soruya cevap vermemiş. Başbuğ'un avukatı, 'Din hürriyetine aykırı' diye soruya itiraz etti. Haklılaru2026 Hiç kimse inancından, ibadetinden veya dininden dolayı suçluymuş gibi sorgulanamaz.
28 Şubat sürecinde sadece pantolonu diz vermiş diye ordudan ihraç edilen yüzlerce subay vardı bir de. Keşke aynı hassasiyet, inancı nedeniyle mesleğinden atılıp, ocağına incir ağacı dikilen bu subaylara da gösterilseydiu2026
Sivil şehitler!
Devlet, terör nedeniyle hayatını kaybeden sivillere de "şehit" sertifikası verecek. Bu haberin üzerine çarşı karıştı. MHP, "şehitlik dini bir durumdur, öyle herkese rüşvet gibi dağıtılamaz" minvalli açıklama yaptı. Birçok kişi de benzer tepkiler gösterdi.
Sanki yıllardır devlet şehitlik makamını Kur'ani bir bakış açısıyla dağıtıyormuş gibi kızanlar var. Halbuki bu devletin koruyamadığı veya "emanet" gördüğü insanların öldürülmesine karşın onların ailelerine verdiği bir garanti belgesi. Kur'ani ıstılaha göre değil seküler yasalara göre veriliyor. Yoksa Hrant Dink'e "şehadet" makamı sunulması gibi bir durum yok. Birkaç sene önce terör saldırısında ölen Kıpti kökenli bir askerimiz için Adana'da yapılan törene giden arkadaşım anlatmıştı. Şehitlik sertifikası ile tazminat verilen aile, yıllardır yaşadıkları çadırdan çıkıp bir ev satın almışlar o parayla. "Yasal şehitlik" ölenin ailesinin geleceğine yönelik bir güvence. Kavram kavgasına girişip buradan da bir gerilim üretmeyelim lütfen.
Nihayet!
Suriye'de kaybolan kardeşlerimiz Adem Özköse ve Hamit Coşkun'dan nihayet 20 gün sonra bir haber alabildik. Suriyeli rehberleri Bahaddin Şerm, "Adem ve Hamit iyi durumdalar" dedi. Haberlerinin ardından inşallah yakında kendileri de geliru2026