Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Aralık 2012

Ruh gıda sadre şifa

Dini literatürde vesvesenin nefsani ve şehvani arzuların kin kibir gibi duygularında içinde barındığı sadr kelimesi göğüs kalp ve sine olarakta bilinir. Ruh ise , insan varlığının maddi olmayan tarafı ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır.Doktor gözü ile bugünkü makalemde namaz meselesini bu iki kavram açısından irdelemek istiyorum.

Tüm inanışların ibadetle ilgili ritüelleri vardır. Bu ritüellerde farklılıklar olmakla birlikte bir amaç birlikteliğide gözden kaçmaz. İbadet etmek yani teslim olmak ve istemek. İsteklerin ortak paydasında ise ruh ve zihin dünyamızla ilgili olan güzellikler öne çıkar. Dinimizin direği olan namazla Rabbimize yaklaşmanın temel ön koşulu ise abdest almaktır. Yani temizlenmek. Abdest kısaca iç ve dış arınma için bazı uzuvlarımızın yıkanması masajlanmasıdır.

Aslında abdest alma sırasında su ile temizlenmemiz yanında el, ayak, baş, boyun, yüz ve kulak gibi uzuvlarımızda yapmış olduğumuz ovmalar ve masaj hareketleri ile hem sinir sisteminde oldukca faydalı hormonların salgılanmasına hemde akupunktur noktalarına masaj yaparak tüm organ ve hücrelerimize sağlık ve zindelik kazandırıyoruz. Acılarımız ve ızdıraplarımız azalıyor.

Namaza davet anlamına gelen ezan ile başlıyor her şey. Evrensel bir boyutu olan namaza çağrı anlamına gelen ezanla duyumlarımızdaki değişimi bir düşünelim. İçimizdeki kıvılcımlar ruh halimizde meydana gelen değişimler ve zihnimize ard arda şimşek gibi çakılan artılar eksiler. Güzellikler çirkinlikler. Bu değişim ile özellikle insan psikolojik olarak bir alt üst olma hali yaşar. Bu alt-üst olma durumu günümüz yoğun yorgun stersli gerilimli dalgın ve dağılmış insanına günde en az beş kere kendini resetleme ve forvatlama şansını verebilir.

Onun için namazla diriliş platformunun öncüleri doğru bir teşhisle hasta olan milyonları tedavi için kolları doğru yerde ve zamanda sıvadılar.Onları canı gönülden kutluyorum. Evet namazla diriliş mümkün. Sadece ruhsal hastalıklardan değil bedeni ve zihni arızalardan da namazla kurtulabiliriz.

Vazifelerimizi yaparken yine Rabbimizin bize vermiş olduğu akıl nimeti ilede hikmetlerini araştırır ibretler alarak ona daha çok teşekkür ederiz. İşte bu mantık ve akılla namaz-sağlık ilişkisine kısa bir göz atacak olursak fiziksel bir çok bağlantıyı kolayca görürüz. Namaz adeta vücudumuzun her organının düzenli çalışmasına yardımcı olan muazzam bir hareketler bütünüdür. Mesela günde başını seksen defa yere koyan bir kimsenin beynine yer çekiminin de etkisi ile fazla kan ulaşır. Bu yüzden beyin hücreleri iyice beslendiğinden unutkanlık hafıza ve kişilik bozukluklarına, namaz kılanlarda çok daha az rastlanır. Beyin kan akımındaki hızlanma ve beynin daha fazla oksijen alıyor olması bunama yada bir çok sinir hastalığına karşı kişiyi adeta bir zırh gibi koruru2026

Koruyucu hekimlikte, muayyen zamanlarda yapılan beden hareketleri çok mühimdir. Namaz vakitleri, kan dolaşımını tazelemek ve akciğerlerimizle aldığımız oksijeni artırmak için en uygun vakitlerdir. Koruyucu hekimlik günümüz modern tıbbında daha yeni yeni anlaşılırken önderimiz peygamberimiz yaşadığı çağda koruyucu hekimlikle ilgili tavsiyelerini hala tam anlamış değiliz.

Namaz uykuyu tanzim eden önemli unsur aslında. Biolojik saatimizin ayarı aslında namaz vakitlerine göreu2026 sabah namazı ile başlayan hayat yatsıdan sonra sona ererek ertesi gün proğramlanır. Bu düzen sağlığımız ve zindeliğimiz için ruh güzelliklerimiz ve iki dünyayaya da kendimizi hazırlamamızın iyi bir başlangıcı.

Bütün bunlardan sonra şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Namaz ruha gıda sadre şifadır. Denediğimizde tesirini hemen görebileceğimiz harika bir reçetedir.Sağlık ve mutluluk dileklerimle.