Rothschild hanedanını en çok ne korkutur?
Rothschild hanedanının lideri Jacob Rothschild geçenlerde öldü. Servetleri dünyanın en büyük 8 milyarderin toplamından beş kat daha fazla olan bir aileden bahsediyoruz. Meğer hatırı sayılır derecede bir hayran kitlesi varmış.
Oysa dünyayı soyup soğana çeviren korkunç bir ailedir
bunlar.
Bu adam pandemi döneminde şöyle diyordu: “Hükümetlerimiz “herkesi” aşı olmaya ikna
etmede veya zorlamada başarılıysa, aşılarda ne olduğu önemli değil önemli olan
emirlere itaat, uyum, boyun eğme ve yerleşik “eşitlik” duygusudur.”
Rothschild ailesi, 1744'te Frankfurt'ta doğan ve
kırmızı tabelalı bir evde para ticareti yapan Mayer Amschel'in soyundan
geliyor. Beş oğlu Frankfurt, Viyana, Napoli, Londra ve Paris'te bankalar kurdu.
4
Şubat 1863 yılında İstanbul'da kurulan Osmanlı Merkez Bankası'nın sermaye
ortakları arasında babaları Mayer Amschel Rothschild’in olduğunu da
hatırlatalım.
Rothschild ailesi önceleri İngiliz Kraliyet ailesinin
yaverliğini yapıyor. Mayer Amschel Rothschild bir takım hilebazlıklarla yani
prens IX.William'ın parasının üstüne çökerek servet biriktirmeye başlıyor. Kısa
sürede 3 milyon doları 7,5 Milyon dolara çıkarıyor.
Alenin
ilk icraatlarından birisi İngiltere ve Fransa savaşını finanse etmek oldu. İngiltere
‘ye savaşa girmesi için faizli 35 ton altını borç olarak veriyorlar. İngiltere
yenilince bu borcu ödeyemiyor ve karşılığında merkez bankasını Bank Of Egland'ı
bu aileye devrediyor.
Bir bakıma İngiltere'nin bağımsızlığı ellerine almış
oluyorlar. Diğer taraftan ABD kolonileri ile İngiltere savaşında ABD
kolonilerini destekliyorlar ve İngiltere'nin kaybedeceği garantisini
veriyorlar.
Karşılığında
ise yine tahmin etiğiniz gibi devletin resmi para basma yetkisinin kendilerinde
olmalarını istiyorlar. Başkan Washington çaresiz kalınca kabul ediyor.
Amerikan iç savaşının bitimine iki aydan az bir süre
kala Başkan Lincoln’un suikasta kurban
gitmesi de tesadüf değil.
Temel
strateji, savaşlar çıkarmak ve her iki tarafa da fahiş faiz oranlarıyla kredi
sağlamak. Hükümetler kredileri ödeyemezse bu sefer de merkez bankalarını ele
geçiriyorlar.
Amerikan merkez bankası Federal Reserve'in
kuruluşundan bir yıl sonra Birinci Dünya Savaşı çıktı. Rothschild'ler her iki
savaşan tarafı da finanse eden aileydi.
Aynı şeyi İkinci Dünya Savaşı'nda da yaptılar. Yani bu
savaşın tarafları finanse ettiler.
Psikanalist Walter C. Langer, "Adolf Hitler'in Aklı: Gizli Savaş Zamanı
Raporu" adlı kitabında Hitler'in yalnızca Rothschild'ler tarafından
desteklenmediğini, kendisinin de bir Rothschild olduğunu yazıyor.
Burası çok ilginç değil mi?
Peki, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ne oldu? Arzu
ettikleri İsrail Devleti kuruldu.
4 Haziran 1963'te Başkan John F. Kennedy, hükümete
para basma yetkisini geri veren bir kararnameyi imzaladığı gün aslında ölüm
fermanını da imzalamış oluyordu.
Çünkü
bu durum hükümetin artık Rothschild Federal Reserve'e başvurmasına gerek
olmadığı anlamına geliyordu. Sonuç; birkaç ay sonra Kennedy suikasta kurban
gitti. Faili malum.
Aslında size, “Bana
bir ülkenin parasının kontrolünü verin, kanunlarını kimin yaptığı umurumda
değil’ diyen M. A. Rothschild sülalesini anlatmaya çalışıyorum.
Bir ara bu aile, hakkımızda çok sayıda komplo
üretiliyor diyerek şikâyet ediyordu. Hatta Jacob Rothschild öldüğünde bir
gazetemiz “ bakın siz şimdi komplo teorileri havada uçuşacak” tarzında bir
başlık dahi atmıştı.
Oysa bu aile bugün Filistin’de yaşanan soykırımın bir
numaralı failidir. Merkez bankalarını kontrol eden devasa bir bütçeye sahipler.
Onlar
savaşlardan, çatışmalardan besleniyor. Bu ailenin en çok korktuğu şey, birlikte
olmamız, düşünebilmemiz ve gerçeği görebilmemizdir. O yüzdendir ki gözlerimizi
kör, kuklalarımızı sağır ediyorlar ve bilincimizi köreltiyorlar.