ROS\u0327ONA BIMRAREK OMİ
Cumhuriyet sonrası Halifan, ismi değiştirilmesi gereken! köylerden olmuştu. Halifan'ı Derinçay yaparak "Halifanlılık"tan çıkarmak istediler. Tutmadı, tutmazdı, yüzlerce müderris çıkaran Halifan isim değişikliği ile Halifanlılığını yitirmezdi elbet.
Kendine özgü gelenekleri, örf ve adetleri ile "çevre" oluşturan bir köy Halifan. Diyarbakır, Şanlıurfa, Mersin'e, oradan Ankara, Bursa, İstanbul'a varan nüfuz alanı ile bilinir Halifan. Bildiğimiz kadarıyla büyüklerin irşad vazifesi için Bingöl, Erzurum, Ağrı, Muş, Konya gibi illere dağıttığı Halifan ailesi, 'medeni' yaşamla birlikte asırlar önce büyük büyük dedelerinden gelen örfü olduğu gibi sürdürmeye kararlı. Bize düşen de bu güzellikleri unutmayıp nesillere aktarmak.
Daha dün gibi hatırlıyorum, 7-8 yaşlarındayım. Yine bir Ramazan Bayramı'ydı.
Cilligöl'de Bayram yaptıktan hemen sonra Rahmetli babamla Halifan'a geldik. Yolda karşılaştığımız Büyük Dayımız Şeyh Muhammed Reşat (Tatlı) dünyanın en içten öpücüğünden sonra cebinden elma çıkarıp, dünyanın bütün melodilerinden daha güzel ses tonuyla, "Mela Mehemmed, ez nidona tu, ahan laj mır su00eaka sura weş, Homa bereket emır şımaku/Mela Muhammed, sana değil, oğluam tatlı bir kırmızı elma, Allah ömrünüze bereket katsın" diyerek sıcacık elleriyle buz gibi ellerimi ısıttığını ve aradan 50 yıl geçmesine rağmen gönlümün hala o sıcaklıkla ısındığını nasıl unutabilirim?
Bunu hatırlayınca o mübarek insanların hasretinden ağlarız, ama amcam oğlu Mahmut abinin şakacıktan "wılleh tu ni werd/Vallah sen yemeyeceksin" deyip elmayı alıp koşuşunu, Rahmetli Mustafa Aydın abinin onu yakalayışını hatırlayınca ağlamanın peşi sıra kahkahayı atarsın elbet, lakin büyüklerimizin yanı sıra genç yaşta bizi kedere gark ederek rahmeti rahmana kavuşan o canları hatırlayınca gözlerime söz geçiremiyordum.
Hiç unutmuyorum,
1970'in ortaları, artık genç sayılırız.
Şeker falan toplamayı kendimize layık görmüyoruz, dedik ya genciz, burnumuz havada biraz. Köy Camisinin önünde oturmuş gelen giden çocuklardan "bıro diyru00ea yo şekeru00eak/kardeş bir şeker alalım" diyerek şeker istiyoruz, yok yok adeta dileniyoruz. Kimisi 'şeku00ear nevat'ından veriyor, bizi gören bazı çocuklar da yanımıza varmadan yolunu değiştiriyordu.
"Seydam" Hüseyin Yolcu bizim amcazade Sadullah Kurtaran'dan 1 şeker istedi. Sadullah Hocam geldi, ne toplamışsa önümüze koydu, gülümseyerek, "de biyeru00ean, ay sur zahf wu00eaş/alın size, kırmızı olanları çok güzel" dedi. Ben, Ahmet Tatlı, Ekrem Kavak, Zeki Özer, Abdullah Ay, Mahmut İşeri, Ğıyasettin Ay, Rahmetli Mehmet Kaval şekere üşüşmüşüz ki, tepemizde gülüşlerine eşlik ederek:
"Lajo lajo şıma ğelera omu00ea yon ın ğenimet şıma u00eahna cemayu00ea cı?/Siz kıtlıktan mı çıktınız yoksa bu ganimet mi böyle çökmüşsünüz?" sesiyle insani ve akrabalık duygularının güzelliği ile Rahmetli Şeyh İbrahim Yolcu abi beraberindekiler
İslami ilimlerin tedrisinde merkez olan Halifan Ramazan ve Bayramlarda gerçekten de bayram ederdi. Ramazan ayı yakınlaşınca büyüklerimiz"Remezona bımbarek omi/Mübarek Ramazan geldi" sözleriyle çocuk saflığında sevin
İlk olarak Hoşon'a/kabrista
Başında durup ayrılamadığı, eliyle toprağını düzelttiği mezarı sordum, rengi sarardı, gözleri doldu, yutkundu konuşamadı. Dedem/büyük babam ile Ninem/babaannemi
Makber ziyaretleri ardından şenlik başlardı, rengarenk giysiler, kırmızı ve yeşil ağırlıklı "telik/külah", bir evden öbür eve gidişler:
"Omu00ea, Xale, Naju00ea Roşon şıma bımbarekıv/Hala, teyze, yenge bayramın mübarek ola" diye seslenilir, ev sahibesi "henzar roşonon bıvinen qurbon, ihna niben de biyu00earu00ean zerı/Binbir bayram görün, böyle olmaz içeri gelin" diyerek bütün içtenliğiyle içeri buyur ederdi. Kimisi de "ma peklawa vıraşta, şıma zon/Baklava yapmışız ona göre haau2026" diyerek içeri girmemizi teşvik ederlerdi.
Ha, bu arada hangi evde baklava, hangi evde sütlaç, hangi evde zerbu00eat/içli ekmek, güzel et olduğunu gelen "istihbari" bilgilerden öğreniyorduk.
O kadar içten, o kadar samimi, o kadar sevecen insanın bir arada yaşaması ancak Halifan ailesine nasip olur, elhamdulillah.
Şimdi modern ötesi dönemde Halifanlılar bayramlarını devraldıkları vechile sürdürmenin mücadelesinde. Modernitenin yozlaştırmaların
İstanbul'da yaşayan Halifanlıların kurdukları Halifan Derneği ile daha geniş katılımlı Bayram'lar yaşayacağımız bu yılki performansından belli. Başkan Ahmet Şenkaya kardeşimi ve sevgili ekibini, katkı sunan akrabalarımızın çabalarını takdir ediyorum.
Mübarek Bayramınızı tebrik eder, bu mübarek bayramın sizlerin, milletimizin, alemi İslamın ve bütün insanlığın huzuruna vesile olmasını diliyorum.