Romanlar hayatın aynası mı?
Romanların
hayatın aynası olduğu söylenir. Bazı kişilerin, “Hayatım roman” iddiası acaba
ne kadar doğrudur? Meraka değer bir konu.
Galiba
Türkiye’de en çok okunan edebiyat türleri arasında roman başta geliyor.
Tanzimat devrinde Batı’dan bize geçen ‘roman’ın varlığı uzun süre tartışılmış,
bizde olup olmadığı edipler arasında münakaşa konusu olmuştur. Zira bizde roman
yeni, hikâye ise eskidir. Birçok edebiyatçıya göre ‘hikâye’nin uzatılmış
biçimidir roman. Ele aldığı konular ve plân bakımından hikâye gibidir. Olmuş ya
da olması, yaşanması mümkün olayları anlatır.
ROMAN
VE HİKÂYENİN FARKI
Peki
roman ile hikâye arasında ne gibi farklar vardır? Bu farkları ana hatlarıyla
ortaya şöyle koyabiliriz: Roman uzun, hikâye kısadır. Hikâyede bir ya da birkaç
olay bulunur. Romanda ise, iç içe pek çok hadise vardır. Hikâyenin çevresi
dardır, sınırlıdır. Romanda ise çok geniştir; olay farklı yerlerde geçebilir.
Romanda kişiler daha çoktur. Hikâyede, kişiler tek bir yönden ele alınırken
romanda kahramanlara veya roman kişilerine, çeşitli cepheleriyle yaklaşılır,
kişilik özellikleri, meziyetleri ve eksiklikleri belirtilir.
ROMANIN
TARİFİ
Neredeyse her edebiyat
tarihçisine ve romancıya göre romanın ayrı bir tarifi vardır. Genellikle şu
tanımları görüyoruz: * Romancı bir müşahittir, o devrin tanığıdır,
fotoğrafçısıdır. Roman, örf ve âdetlerin tasviridir. * Romandan maksat, hayatta
geçmemişse bile, geçmesi mümkün olan bir vakayı, ahlak, âdetler, hisler ve
ihtimallere bağlı olarak tafsilatlı biçimde tasvir etmektir. * Mimari eser,
nasıl önceden teferruatıyla tasarlanır, planlanırsa roman da aynı şekilde
önceden yazarı tarafından zihinde ayrıntılarıyla canlandırılmalıdır. * Roman
insanın ve hayatın yansıması olduğu gibi ahlakın da aynasıdır. Onun objektifi
gördüğü manzarayı alır. Her yapının ana sütunları olduğu gibi romanın da temel
bazı unsurları vardır ve şöyle sıralamak mümkündür: Konu, Kişiler, Çevre, Zaman,
Düşünce, Fikir, Üslup.
ROMAN TÜRLERİ
Romancının, yaratılıştan
bazı kabiliyetlere sahip olması gerekiyor. Bu yetenekleri taşımayan, iyi roman
yazamaz. Bu özellikleri de şu beş maddede toplayabiliriz: 1) Sezgi gücü. 2)
Hayal gücü. 3) Terkip gücü. 4) Konuya canlılık ve renk verme gücü. 5) Sürekli
ve etkili bir duygulanış. Romanlar yazılış biçimine göre, Biyografik, Otobiyografik,
Hatıra, Mektup ve Dramatik Roman şeklinde değişir. Roman diline göre de
‘Yerli’, ‘Yabancı’ ve ‘Uyarlama’ olarak üç ana kısma ayrılır. Neşri ise üç
şekilde mümkün: ‘tefrika’ olarak, ‘kitap’ hâlinde ve ‘resimli roman’ biçiminde.
Tabii romanları farklı tarzlarda çeşitli bölümlere ayırabiliriz. Roman,
unsurları bakımından hikâyeye benzer. Romancının bakışı, yani görüş açısı
hikâyeye göre çok yönlüdür. Romancı, roman boyunca başka türlerin anlatım
imkânlarından faydalanabilir. Mesela, mektup, günlük, hatıra veya belgelerden
yararlanır ve bu türleri de işleyebilir.
ROMANIN HUSUSİYETLERİ
Romanın başlıca
hususiyetleri nelerdir? Bu özellikleri sekiz madde hâlinde şöyle hülasa
edebiliriz: 1) Romanda teknik çok önemlidir. Olayları, kuruluşu ve dizilişi
karışık olursa ortaya başarısız bir roman çıkar. 2) Romanda tasvirler, yama
gibi parça parça olmamalı, eserin bütünü içine yayılmalıdır. 3) Tasvirler,
kişinin tavır ve davranışlarını anlamlandıracak biçimde olmalıdır. 4) Gereksiz
süslemeler yapılmamalı, eserin akışını durduracak, ahengini bozacak ayrıntılara
girilmemelidir. 5) Anlatılanlar akla ve mantığa uygun olmalı, mübalağaya yer
verilmemelidir. 6) Dil ve anlatım, açık, sade ve duru olmalı, roman herkes
tarafından kolaylıkla anlaşılabilmelidir. 7) Romanlarda konu, ya yazarın
ağzından anlatılır, ya da kahramanlarından birinin diliyle aktarılır.
İLK ROMANCILARIMIZ
Bizde Batılı anlamda ilk
roman, Tanzimat döneminde yazıldı. Bu
dönemde roman tercümeleri de başladı. Araştırmacılar Şemseddin Sami’nin 1872’de
yayınladığı Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat’ın
Batılı anlamda ilk Türk romanı olduğu üzerinde birleşirler. İlk romanın Namık
Kemal’in 1876’daki İntibah romanı
olduğunu iddia edenler de var. İlk büyük romancılarımızdan biri de Ahmet Mithat
Efendi’dir. Ona boşuna “Hace-i Evvel” (İlk Hoca) denilmemiştir. Müellifimizin Hasan Mellah Hüseyin Fellah ve diğer
romanları, bu yolda ilk işaret taşlarımızdandır. Namık Kemal’in İntibah’ı, Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası, Nâbizâde Nâzım’ın Zehra’sı, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Mürebbiye’si, Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu’u, Mehmet Rauf’un Eylül’ü ve Ömer Seyfettin’in Efruz Bey’i, bir bakıma bizim ilk millî
romanlarımız, klasiklerimiz sayılır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban ve Kiralık Konak ile Halide Edib Adıvar’ın Sinekli Bakkal romanlarını da yabana atmamak gerek. Ebubekir Hâzım
Tepeyran’ın Küçük Paşa’sı da
ilklerdendir. Cumhuriyet devrinin iyi yazarlarından Memduh Şevket Esendal Ayaşlı ve Kiracılar’ı ile öne çıkmıştır.
Reşat Nuri Güntekin Çalıkuşu ve Akşam Güneşi romanlarıyla çok okunan ve
sevilen bir yazar olmuştur. Peyami Safa ise Dokuzuncu
Hariciye Koğuşu ve Matmazel
Noralya’nın Koltuğu romanlarıyla okuyucuların gönüllerinde taht kurmuştur.
Ahmet Hamdi Tanpınar Huzur, Kemal
Tahir Devlet Ana, Mithat Cemal Kuntay
Üç İstanbul, Nahit Sırrı Örik Sultan Hamid Düşerken, Abdülhak Şinasi
Hisar Fahim Bey ve Biz, Sâmiha
Ayverdi İbrahim Efendi Konağı, Tarık
Buğra Küçük Ağa, Safiye Erol Ciğerdelen romanlarıyla öne
çıkmışlardır. Bu nesilden sonra okunan romancılar arasında Attilâ İlhan,
Bahaeddin Özkişi, Oğuz Atay, Mustafa Miyasoğlu, Emine Işınsu, Mustafa Necati
Sepetçioğlu, Tahir Kutsi Makal, Hasan Kayıhan, Durali Yılmaz, Sabahat Emir ve
tarihî romanlarıyla temayüz eden Yavuz Bahadıroğlu’nu görebiliyoruz.
25 TÜRK ROMANI
Biz kitap sıralamasını ve
sayı olarak ifade etmeyi severiz. İlk 10 şiir, ilk 10 roman, ilk 10 hikâye
gibi. Bu, sübjektif değerlendirmedir ve her yazara, her edebiyatçıya, her
araştırmacıya göre yazarların da romanların da ismi değişir. Bana göre ilk on
roman farklı bir liste hâlinde ortaya çıkabilir ama sizi etkileyen ilk on roman
çok daha değişik isimlerden meydana gelebilir. Bu hakikat, gayet tabii bir
hâldir. Her yıl yüzlerce romanın yayımlandığı Türkiye’de ilk on değil de ilk
100 romanı bile seçebilirsiniz. Muhtelif araştırmalar yapılsa da az çok ortak
noktada buluşulan bazı ‘en kıymetli romanlar’ bellidir. Şimdi bizim de
yapacağımız bu listeyi başkaları eleştirebilir. Olsun, onlar da kendilerine
göre ilk romanları ortaya koysunlar. Sonuç itibariyle bütün romanlar ve
yazarları bizimdir. İşte bizim ilk 25 romanımızın alfabetik isimleri ve
yazarları: Aşk-ı Memnu (Halit Ziya
Uşaklıgil), Aylak Adam (Yusuf
Atılgan), Bukağı (Emine Işınsu), Ciğerdelen (Safiye Erol), Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin), Çanakkale (Mustafa Necati Sepetçioğlu), Çingeneler (Osman Cemal Kaygılı), Dersaadette Sabah Ezanları (Attilâ
İlhan), Devlet Ana (Kemal Tahir), Fahim Bey ve Biz (Abdülhak Şinasi Hisar),
Huzur (Ahmet Hamdi Tanpınar), İbrahim Efendi Konağı (Sâmiha Ayverdi), Kaybolmuş Günler (Mustafa Miyasoğlu), Kiralık Konak (Yakup Kadri
Karaosmanoğlu), Kuyucaklı Yusuf
(Sabahattin Ali), Küçük Ağa (Tarık
Buğra), Mai ve Siyah (Halit Ziya
Uşaklıgil), Müşahedat (Ahmet Mithat
Efendi), Nehir (Sabahat Emir), Sinekli Bakkal (Halide Edib Adıvar), Sokakta (Bahaeddin Özkişi), Tutunamayanlar (Oğuz Atay), Yalnızız (Peyami Safa), Yolbaşı (Yavuz Bahadıroğlu), Yılkı Atı
(Abbas Sayar).
ÖTÜKEN’DEN KLASİKLER
Edebî eserleriyle bilinen
Ötüken Neşriyat, ‘klasik’leşen romanları edebiyat dünyamıza kazandırmaya devam
ediyor. Son çıkanlar: Osmanoflar
(Kenan Hulusi Koray), İnsan Artıkları
ve Aşınmış Vicdanlar (Hayrettin Ziya)
Eylül (Mehmed Rauf), Köy Hekimi (Burhan Cahit Morkaya), Felâtun Bey ile Râkım Efendi (Ahmed
Midhat Efendi). Ötüken’den çıkan diğer romanlar şöyle: Bir Türk Polisinin Amerika’da Sergüzeştleri (Behlül Dânâ), Bir Kitaba Tutuldum (Feyzi Ersoy) Beyaz Güle “Al Kan” Düşünce (Halil
Delice), Tuğrul ve Ejderha (M. Bahadırhan Dinçaslan), Güneş Doğudan Batar (Caner Çaylak).
BUGÜNKÜ
ROMANLAR
Eski romanlardan
bahsettik. Ya bugünküler? Bugün de pek çok roman yazılıyor. Muhtevalarından başka
zaman bahsetmeyi dileyerek en azından isimlerini, yazarlarını ve yayıncılarını
tanıyalım. Everest Yayınları’ndan çıkanlar: Tiamat
(İhsan Oktay Anar), Nergis Hanım Hakkında
Bazı Şeyler (Devrim Koçak), Belki de
Dünyanın Sonundayım (Yavuz Ekinci). Diğerleri: İnsan Ölür Hayal Ölmez (Fatih Duman, Nesil Y.), Ertuğrul’un Dedesi Can Borcu (Mahmut
Topbaşlı, Post Y.) Sultan (Emine Abacı,
Akıl Fikir Y.), Mediha Hanım (Mehmet
Emin Uludağ, Hipokrat Y.), Prizma Harekâtı
(Mehmet Emin Ulu), Köle (Cem Çelik,
Elpis Y.), Bir Deistin Hidayeti
(Mustafa Gül, Çıra Y.) Günümüzde pek çok kıymetli roman yayımlanıyor. Bahsi
geçen eserlerin bir kısmını okuyabiliriz. Uzun kış gecelerinde herkese iyi
yazarların güzel romanlarını tavsiye ediyorum.