Rize'de bir eylül akşamı
Bir program
vesilesi ile Rize'deydik. Önce Rize'ye oradan Çayeli'ne varmak hiç de kolay
olmamıştı. Program başlamadan önce Rize'deki dostlarıma Rize'ye oradan Çayeli’ne
geleceğimi söylemiştim.
Özelde Rize
genelde Karadeniz Bölgesi, kendisine has iklimi ve bitki örtüsü ile dünyanın
yedi harika yerlerinden birisidir. Genelde dünyanın yedi harika yeri arkeolojik
bölgeler olarak sıralanır. Ama bizim tasnifimiz daha yaşanır ve kabul
edilebilir bir öneridir. Bir bölge; sadece taşı, toprağı, mezarı ve burada daha
önce yaşayan kavimleri ile değerlendirilmemeli. Cari, yani reel olarak burada
yaşayan insanların bölgeye sunduğu katma değerlerle o bölge
değerlendirilmeli.
Rize,
malumunuz en göç veren şehirlerimizin başında geliyor. Bu sorun temelde
Rize için bir sorun oluşturmuyor. İnsanların göç ettiği İstanbul için bir sorun
oluşturuyor. Bu göç olayı tıpkı Rize’de yetişen çay bitkisinin kırpıla kırpıla
yenilenmesine benziyor. Nitekim dostlarla akşam vakti Rize’nin en hâkim
tepesine kurulu Botanik (Ziraat) Çay Bahçesi idi. Burası için küçük bir ilave
eklemek lazım olur. Ziraat Çay bahçesinde çay bitkisi toplanmıyor. Burada
sadece çay içiliyor. Rize’nin bütün güzelliklerini bir arada göreyim de
İstanbul’a geçeyim diyenler için burası ideal bir yer. Hele akşam vakti bu
bahçenin-parkın mescidinde akşam namazı sonrası Rize Kalesine panoramik
bakışın heyecanı hatıralara nakşedilir cinstendir. Ben bu bahçeyi gördüğümde
ilk hatırladığım Şiraz’da ünlü şair Hafız’ın türbesinin hemen yanı başında
uçsuz bucaksız uzanan “Bağ-ı Cihannüma” idi. Malumunuz bağ, Farsçada bahçenin
büyüğüne denir. Orada Şair Hafız’ın şiir yazdığı çiçekler, çeşit çeşit endemik
bitkiler vardı. Rize’deki bu bahçeye de Cihannüma bağı desek yeridir. Gerçi
Edirne’de Cihannüma kasrı-bahçesinin varlığımdan haberim var. Orasını da
padişah Dördüncü Mehmet, Şiraz’daki bu bahçeye nazire olsun diye inşa etmişti.
Ziraat bahçesinde Rize’de yetişen bitkilerin yanı sıra buradaki nemli iklime
uyum sağlamış ve ülkemizin çeşitli bölgelerinden getirilmiş ağaç ve çiçekler
bulunmaktadır. Bu çeşitlilik ziraat bahçesine bir cazibe kazandırmış
durumda.
Karadeniz’de
iklim şartları, buradaki insanların davranışlarına yansımıştır diye bir iddia
vardır. Sosyologların antropologlarla birlikte ulaştığı bu iddiaya en azında
Rize örneğine karşıyım. Ben Rize insanını mülayim ve mübarek insanlar
olarak gördüm. Bir de o tatlı Karadeniz şivesinin insanı incitmeyen konuşmasına
hayran kaldım. Bu durum acaba oradaki iyi insanların çabasıyla mı oldu? Mesela
Rize Ziraat Çay Bahçesinde arkadaşlarla çay içerken yan masada gençlerin
hararetli bir şekilde edebiyat tartışmalarına, şairlerin, yazarların hele de
İslamî edebiyat üzerine konuşmalarına şahit oldum. Yan masadaki gençlerin bu
sohbeti bana yıllar önce İstanbul Sultanahmet civarında İlesam’da, Türk
Edebiyatı Vakfı ya da Marmara kıraathanesinde Necip Fazıl’ın metafizik oğlu
Merhum Hilmi Oflaz’ın gençlerle sohbetini hatırlatmıştı. Marmara Kıraathanesi
sohbetine yetişmesek de diğer mekânlardaki sohbete yetişmiş ve Hilmi Oflaz
ağabeyin sohbet sonrası çay ve zeytin-ekmek ziyafetine katılmıştım. Demek ki
İstanbul-Rize arasında göçün kültürel, dinî ve edebî bir alışverişi de var. Bu
insanlar, İstanbul’a sadece para kazanmak için gitmiyorlar. İstanbul, onların
ilmî mecrasına da bir yön veriyor.
Karadeniz’de
iklimin sert yapılı, çabuk sinirlenen ve mücadeleci bir insan yapısı
yetiştirdiği savını kısmen kabul edelim. Bölge de yaşayabilmek, zor tabiat
şartları ile mücadele etmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu mücadeleyi kazananlar
burada yaşamaya devam etmekte, kaybedenler ise yeni geçim yolları bulabilmek
için başka şehirlere göç etmektedirler.
Rize’de iyi
insanların sayısı çok… Bu şehirden çıkıp ülkemize, dünyaya yön veren, şekil
veren hatta istikamet gösteren bir cumhurbaşkanımız var. Böyle bir cumhurbaşkanı
yetiştiren bu şehirde yine gelecekte de bu minvalde devlet adamları
yetiştirecek potansiyel var mı? Bir ara kendi kendime bu soruyu sordum.
Duygusallığı bir tarafa bırakıp objektif davranmaya çalıştım. Rize Cihannüma
başkanı Yusuf Kocabey ve Cihannüma istişare kurulu başkanı Mahmut Dabak
hocalarımız Rize'nin medar-ı iftiharı olduklarını söylemeliyim. Bu arada Çayeli
İmam Hatip Lisesi Müdürü Bayram Kurt hocanın da okulunda güzel faaliyetlerine
şahid olduk.
*Rize’de bir eylül akşamında kalemimden dökülen ilk notlar böyle.