Ritmini değiştireni…
Beklenmedik anda gelen, küçük sürprizler ve dokunuşlar,
büyük mutlulukları beraberinde getirir. Örneğin; hiç aklında yokken gelen bir mesaj,
çalan bir telefon, gönderilen bir çiçek, alınan küçük bir hediye gibi…
Hatırlamak, hatırlanmak, aklımdasın, seni düşünüyorumdur
bu...
Hiç ummadığın anda kalbimdesin sözünün davranışa yansımış
hali demektir.
Bunun için, bu hayatta herkese hak ettiği kadar değer
vermelisin.
Bazı bünyeler hak etmediği değeri görünce ne oldum delisi
olabilir.
Sevgi saygı sadece hak edene ve ölçülü olarak verilmelidir
ki, fazlası ziyan olmasın!
Sevmek, zaman ayırmak ile başlar.
Sevmek o yokken de varmış gibi davranabilmektir.
Onun hoşlanmadığı hal ve hareketlerden uzak kalabilmektir.
Sevmek öyle kuru kuruya seni seviyorum demek değildir.
Olaylara onun penceresinden bakabilmek.
O bunu görse ne der, ne düşür diyebilmek! Sevdiğiniz
insanlara bunu hissettire bilmek.
Sevdiğiniz kişiye değer vermek, onu düşündüğünüzü gösterecek
adımlarla kendini belli eder.
Sözde değil özde sevmek, sevebilmek. Ben varım, yanındayım
hissiyatını verebilmektir.
Erich Fromm diyor ki; “Önemli olan sözler değil
davranışlardır. Sevdiğini söyleyen birisi yerine, sevgisini gösteren birisine
inanın.”
Bu böyledir. Birisine seviyorum demek ve bunu
hissettirebilmek ayrı şeyler. Tam da bu yüzden davranışa yansımayan hiçbir şey
gerçek değildir...
Yani, duygularınızın davranışa yansıma şekli önem arz
etmektedir.
Sevmek emek, güven, sadakat, dürüstlük, fedakârlık ve özveri
ister.
İşte tüm bu manevi duyguları kaybedince o sevgide artık hiç
bir şeyin bir önemi kalmaz.
Bu sebeple de kısacık hayat sermayenizde, heybenize sevgi
doldurun, sadece karşı cinsi değil, bir kediyi, köpeği, bir kuşu, kelebeği,
bazen de bir çiçeği yaratanından ötürü sevin!
Sevgi insanın kalbinin harekete geçmesi demektir. Çünkü kalp
yalnızca ritmini değiştireni sahiplenir.
Günün sözü;
Batarken güneşi
seyretmek kolay da, tepene dikildiğinde asıl, onunla yüzleşmek marifet!
-Davut Taşpınar-